Ömer Enes YILAR

Elazığ'ın Genç Başkanları

Ömer Enes YILAR

Aslında bu yazıya ‘yavaş yavaş seçim atmosferine girerken” diye bir cümle ile başlayacaktım ama bu konuda hepinizin olduğu gibi benimde kafam oldukça karışık olduğundan, böyle bir açıklama ile başlamak istedim. Erken ve baskın bir seçim mi yoksa zamanında bir seçim mi olacağını tahmin etmek, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın keskin siyasi zekası ve bir strateji dehası olması nedeniyle oldukça zor.

Böyle bir ortamda, 2 büyük deprem ile pandemi gibi felaketleri yaşayan ve 7’den 70’e siyaset yapmayı bir refleks olarak doğuştan kazanan insanların yaşadığı bir ilde ne kadar istemeseniz de siyaseti konuşmak kaçınılmaz oluyor.

Daha önce siyasi parti il başkanları ile ilgili birçok eleştiride bulunduğumu ancak takdir edilmesi gereken davranışları da tarafsız bir şekilde konuşup yazdığımı biliyorsunuz.

Örneğin, “İstifa da bir hizmettir” başlığıyla kaleme aldığım yazıda ve sonrasında yaşanan süreçte ne kadar haklı çıktığımı da zaten biliyorsunuz. Bugün karşımızda daha profesyonel bir İYİ Parti il teşkilatı, oldukça tecrübeli bir il başkanı, polemikten ve iç çatışmalardan uzak, tamamen şehrin problemlerine odaklanmış bir il yönetimi var. Her şeyden önemlisi Servet Gürgözeler başkanlığında, Türkiye’de en önemli üç partiden biri olan İYİP’in Elazığ’da sınırları zorlayacak bir ufku var.

Neyse, başlıktan da anlayacağınız gibi konumuz genç başkanlar olduğuna göre gelelim genç başkanlarımıza!

Lütfen kızmayın, burada Şerafettin Yıldırım ile ilgili bir iki kelime söylemeden geçersek gerçekten vicdanen rahatsız olurum. Hem bu şekilde, yazıyı okuyan genç başkanlarımızın da belki kendi içlerinde parti ve ideoloji ayrımından dolayı önyargıyla yaklaşıp göremediği olumlu yanları da naçizane anlatmış oluruz değil mi?

Şerafettin Yıldırım ile ilgili ana düşüncem onun keşke ekonominin daha iyi olduğu bir dönemde başkan olması temennisiyle oluşuyor. Ekonomiyi, partileri hatta sıkıntılı olan her konuyu eleştirelim, konuşalım ama bu kadar dobra, cesur ve Elazığ milliyetçisi gibi bir insanının, böylesine dar bir ekonomik ortamda il başkanı olmasının kolay olmayacağı gerçeğini yabana atmayalım. Ak Parti’nin en fazla destek ve takdir gördüğü bir yakın geçmişte başkanlık ettiğinizde herkes de bilir ki il başkanının da destek ve takdir görmesi çok kolaydır. Ama bu ortamda insanların gönlüne girmek, zaman zaman ağır ve çok sert eleştirileri göğüslemek her babayiğidin harcı değildir. Şerafettin Yıldırım, bunu başarmıştır. Tecrübeli siyasetçi işte böyle olmalı ve örnek alınmalıdır. 

Gelelim yazının konusu başkanlarımıza, ben bu konuda parti ayrımı gözetmeksizin tamamen bireysel çaba ve söylemlere odaklanıyorum. Benim dikkatle takip ettiğim genç başkanlar, üç isimden oluşuyor… 

Erhun Karakuş, Yasin Kavaklı, Abdullah Akın... Bu isimlerin çoğu zaman siyasi parti kimliklerini bir tarafa bıraktıklarını, kendi hayatlarından, iş yaşantılarından ödünler vererek tamamen Elazığ’ın sorunlarına odaklandıklarını ve bu uğurda zaman zaman ağır bedeller ödediklerini biliyorum. 

Şehrin sorunlu tüm ilçe, mahalle ve köylerini karış karış gezerek buradaki insanların sorunlarını duyurmak ve çözmek için çaba gösterdiklerini biliyorum. Elazığ’ın sorunlarını ilk dile getiren isimler olduklarını, bu konuda yoğun bir çaba ve gayret içerisinde olduklarını, açıklamalarıyla benim gibi diğer tüm gazetecilere kaynak oluşturduklarını bizler aracılığıyla sizler de biliyorsunuz. 

Tüm bunları anlatmamın en önemli sebebi; yeri geldiğinde bu şehrin, kendisi için bir şeyler yapanı, çaba göstereni, dert edineni unutmayacağını ve birilerinin bunları bilerek takdir ettiğini bilmenizi istememdir. Hepimizin bir siyasi görüşü, benimsediği bir ideoloji, arkasından gitmek istediği bir lideri olabilir, bunlar zaman zaman ulusal düzeyde birbirleriyle çatışma ve tartışma içerisinde de olabilir. Ancak ben sizlerin şehrin sorunları konusunda ne kadar özverili, bilgili, cesaretli ve yapıcı bir şekilde tek yürek olduğunuza şahidim ve bunu açık yüreklilikle takdir ediyorum.
 

Yazarın Diğer Yazıları