Ömer Enes YILAR

Deliriyorum Galiba

Ömer Enes YILAR

Ünlü oyuncu Sermiyan Midyat’ın hem senaristliğini hem yönetmenliğini hem de başrol oyunculuğunu yaptığı muhteşem bir film vardı ya hani Ay lav yu!

Türkiye filmi o kadar beğendi, o kadar ilgi gösterdi ki ikincisi de çekildi. Ay lav yu tuu!

Filmi çok sevenlere bir müjdem var. Üçüncüsü de galiba Elazığ’da çekilecek. 

Ancak bir farkla filme konu olan TINNE’nin sonuna köy yerine su gelecek.

Hani filmde “Biz varıh ama yoğuh” ironisi var ya onun yerine Elazığ’da su vardır ama yoktur gelecek.

Bunu Sayın Bakan Kirişçi hepimizin bilmesine rağmen çok iyi anlattı. Dedi ki 'Elazığ’da hem su vardır hem de yoktur.'

Çünkü Elazığ’da kot vardır.

Kot kürtçe değil teknik bir kavram. Yani Elazığ yukardadır ama su aşağıdadır. (Tövbee kendimi kaptırdım senaryoyu yazıyorum. En iyisi bunu Sayın Sermiyan Midyat’a bırakıp kendi yazımıza dönelim.”

Su aşağıda olduğu için en son hatırladığım 1972 yılında yapılan bir keşif sonrası buradan kanal geçecek denilerek devlet yetkililerimiz suyu bereketli ovayla buluşturmak için bir kanal sahası belirlemişler. O günden bugüne kadar da sondaj vuranın eline vurup “ne yapıyorsun, buradan kanal geçecek” denilmiş ama kanal bir türlü geçmemiş. Elazığ hep yukarda su hep aşağıda kalmış.

Bunları söylemek de gerçekten insafsızlık. Ne yapıyorum ben ya…

1972’den sonra birçok proje yapılmış, şantiyeler, yer altına döşenen borular derken hepsi çürümeye terk edilmiş. Hırsızlar talan etmiş ama ben de insafsızlık ediyorum.

Özetle en son dünyanın görüp göreceği en vizyoner lider Sayın Cumhurbaşkanımız neyse ki sadece Elazığ’ın değil Türkiye’deki birçok bölgenin sorunu olan bu sorunun çözümü için Allah’ın bahşettiği nimetin kullanılması talimatını verdi. Bu doğrultuda Elazığ’daki sulama projeleri de GES kaynaklı olarak düzenlenmeye çalışıldı. Sayın Ak Parti Milletvekilimiz Metin Bulut, bunun Elazığ’da yapılabilmesi için kanun değişikliği dahil birçok mücadeleye girişti. Sonuç olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzasıyla bir kararname yayımlandı ve Elazığ’a 600 milyonluk kaynak aktarıldı.

Bu kaynağın nereye kullanıldığına dair hiçbir bilgimiz yok. Haşa bu bilgiyi almak ne haddimize. Biz gruplara gelen sosyal medya paylaşımlarının kopyaları dışında bilgi veya randevu talebinde bulunma cüretini nasıl kendimizde görürüz.

Tamam tamam konudan sapmadan devam ediyorum ama bunu söyleyince gerçekten insafsızlık etmiş olacağım için üzgünüm.

Siz Cumhurbaşkanı’nın imzası, Ak Parti MKYK üyesi Elazığlı bir babayiğidin kanun değişikliğine varan mücadelesi sonucunda su sorunun çözüldüğünü sandınız ama 600 milyonluk kaynak varken yapılan tek ihale de 70 milyonluk bedele rağmen 40 milyon ile çıkılınca katılan da olmamış ve geçtiğimiz sezona yetişecek denilen proje yeni sezona 4 ay kalmasına rağmen tamamlanamamış. 

Sonuç olarak geldiğimiz nokta ise 28 milyonluk elektrik borcu ile baş başa kalan çiftçiler, 1,5 milyon TL’ zarar eden en büyük pancar üreticisi, yeni sezonda GES yoksa ekmem diyen üretici, son dakika şeker fiyatlarına yüzde 50 zam! Domates niye 20 lira, vallahi Roma’yı ben yakmadım, 7 köyün 4’ünün yarısı, yumurtanın sarısı, kutu kutu pense, 3 tanesi de tam sulanıyormuş galiba!

***

İYİP CHP’LİLEŞİYOR MU?

Bu aralar en sık karşılaştığım sorulardan biri de İYİP ile ne derdim olduğu. Vallahi bir derdim yok. Zaten tam da Türk silahlı Kuvvetleri, Suriye’ye operasyon başlattığı bir sırada ülkenin savunma bakanını 10 yıllık bir meseleyle suçlamaya kalkan bir milletvekilinin olduğu bir parti ile benim ne derdim olabilir ki. Her şey yolunda. (İYİP denilince Sayın Aytunç Çıray aklıma geldi acaba ne yapıyor şimdi. Kesin tweet atıyordur.)

Ama İYİP’ de işler pek yolunda değil. Daha geçtiğimiz haftalarda sosyal medyadan yazdım teşkilatlar çatırdıyor dedim. Daha sonra birçok ilde kongrelerde yaşananları ve Elazığ’da ortaya atılan iddiaları hepiniz gibi ben de takip ediyorum. Kendimle biraz istişare ettim, bu konuyla ilgili sosyal medyadan yapılan yorumları buraya taşıyacaktım ama inanın bana yakışmaz diyerek vazgeçtim. Bu sadece Elazığ’ın sorunu değil. Bir partiyi dava haline getiren teşkilatlarıdır. Bugün o partinin teşkilatlanmasını sağlayan herkes tasfiye ediliyor, susturuluyor geri plana itiliyor. En bariz örneği Koray Aydın, o olmasaydı İYİP geçen seçime girebilir miydi bunun sorgulanması lazım. Şimdi görüyoruz ki İYİP’in içinden milletçi muhafazakâr olarak adlandırılan isimler birer birer ayrılıyor. Sonuç olarak ortada küçük bir CHP’cik kalacak. 

İddiam odur ki İYİP’i bugün baraj üstüne çıkaran ekonomik sorunlar seçim öncesinde ortadan kalkarsa İYİ ilk oy oranına dönecek, milliyetçi muhafazakar tecrübeli taşkilatçı isimler ayrılınca Küçük CHP yüzde 5 ile baraj altı kalacak.
 

Yazarın Diğer Yazıları