Ömer Enes YILAR

'Anlatamamayı' Anlayamamak

Ömer Enes YILAR

24 Ocak depreminin ardından Elazığ’a aktarılan milyarlarca liralık kaynakla ilgili iki temel eleştiri söz konusu oldu.

Bu eleştirilerden ilki aktarılan kaynağın doğru bir şekilde kullanılamamasıydı. Eleştirilerin hedefinde ise doğal olarak iktidar milletvekilleri vardı. Vekillerimizin bu kaynağı, Elazığ’ın yeniden inşasında depremi bir fırsata çevirme amacıyla doğru yönlendirmeleri bekleniyordu. 

Başarılı oldular mı? Tartışılır ama şimdi değil.

Diğer bir eleştiri ise aktarılan kaynağın Elazığ’da çok büyük hizmetlere dönüştüğü ancak iktidarın Elazığ’daki temsilcilerinin bunu çok iyi anlatamaması üzerineydi. Başarılı oldular mı? İşte bu hafta bunu tartışacağız.

Bu konudaki eleştiriler o kadar arttı ki sosyal medyadaki en keskin Ak Parti savunucuları bile şehrimizdeki siyasetçileri eleştirir oldu.

Hatta ben çevremden bu zamana kadar yaşanan birçok sıkıntıda bile duymadığım şeyler duymaya başladım. ‘Bu vekiller bir daha aday olursa oy vermeyeceğim’ diyenlerden bahsediyorum.

Ve sonunda birkaç vekilimiz bu eleştirileri ciddiye alarak bazı hamleler yaptılar.

“Anlatamama” eleştirisi üzerine birkaç istihdam da sağlayarak sosyal medyadan bir paylaşım yarışına giriştiler. 

Bu yarış şimdiden o kadar kızışmış durumda ki bazen aynı hizmetin kimin tarafından sağlandığına, kimin daha çok girişimde bulunduğu üzerine ve arka plandaki hizmet görselinin üzerine hangi vekilin fotoğrafının konulacağına dair tartışmalar yürütülmeye başlandı.

Bu doğrultuda literatüre ve çevre illerin iktidara mensup siyasetçilerinin sosyal medya profillerine tekrar göz atmak zorunda kaldık zira ya biz okuduklarımızı unutmuştuk ya da tam gözlemleyememiştik.

Zaten emindik ama tekrar görmüş olduk ki böyle bir PR türünü Türkiye’de uygulayan başka bir şehir yok.

Burada okuma hatası yapan biz değil, araştırmamızın özneleri olan siyasetçilerimizmiş meğer. Onlar bizler gibi erdemli bir tavır takınıp kendilerini sorgular mı bilemiyoruz ancak bazı şeyleri hatırlatmakta fayda görüyoruz. 

İlk olarak mensubiyet ve aidiyet. Bunlar gerçekten önemli kavramlar. Bunları doğru okumakta fayda var. 

Yani eğer 20 yıldır iktidarda bulunan ve bizzat “ben muhafazakar devrimciyim” diyen bir liderin  partisinin milletvekiliyseniz o zaman mensubu olduğunuz partiye ait ciddi bir sorumluluk taşıyorsunuz demektir. Tabi ki burada bir kavram daha devreye giriyor, o da kabiliyet. Bu sorumluluğu taşıyabilmek için önemli bir siyasi kabiliyet gerekiyor. En temel sebep lideriniz Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hayata geçirdiği (hizmetleri saymaya kelimeler yetmez) dev hizmetler.

Örneğin, böyle bir liderin partisine mensup siyasetçi, bir ilçede yapılan çok basit bir spor tesisinin duyurumu için sosyal medyada paylaşım yarışına girmez.

Başa dönecek olursak Uluova, Kuzova, Pertek, Şorşor, çarpık kentleşme, usulsüz ihaleler, usulsüz yıkımlar, trafik, işsizlik, ekonomi gibi büyük problemler gündemdeyken ve sizin görev süreniz boyunca bu sorunlardan hiçbiri için bir adım atılmamışken iktidar tarafından her ilde hâlihazırda gerçekleşen hatta Elazığ’da geç bile kalınan (Stadyum vb.) hizmetleri istediğiniz kadar paylaşın sosyal medyadan bir sonuca ulaşılamayacaktır.

İşte “anlatamama” eleştirilerinin yanlış anlaşılması dediğimiz konu bu. 

Bir de sonuç olarak iktidar ve muhalefetin sosyal medya kullanma biçimleri üzerine biraz daha araştırmada bulunmaları tavsiye edilebilir. İktidar, icra makamı olduğundan yapılan hizmetlerin tanıtımında muhakkak sosyal medya çok iyi kullanılabilecek bir ortam. Ancak hedef kitle analizini çok iyi yapmak, paylaşımları profesyonel bir süzgeçten geçirmek ve her kelimenin oynayacağı rolü büyük bir titizlikle değerlendirmek günümüz Elazığ konjonktüründe önemli görülen bazı hususlar sadece. 

Muhalefet makamı ise genel olarak eleştiri ile anıldığından sosyal medyayı en dolu dolu kullanan makam da burasıdır. “Gürsel Erol kadar anlatamadınız” eleştirileri üzerine hizmetleri duyurmada sosyal medyayı muhalefet tarzı bir biçimde kullandığınız ve Erolvari bir biçim oluşturduğunuz kamuoyunda dile getirilen diğer bir konu.

Son olarak yapılan bazı “küçük” hatalar hizmeti anlatma yerine tepki çeken durumlara dönüşmeye başladı bile bizden söylemesi.

*

Elazığ, istediğini alana kadar durmaz. Zamana bırakır, sabırlıdır ama kararlıdır, pes etmez. 

Evet, Maden’deki rezervlerden bahsediyorum. Olaya farklı açılardan bakanları da çok seviyorum. 

Örneğin Saadet Partisi İl Başkanı Abdullah Akın’ın paylaşımı…

Diyor ki Sayın Akın: “Avrupa Birliği, yeni benzinli ve dizel otomobilleri 2035'te yasaklayacak. Tüm Dünya elektrikli araçlara dönecek. Bir elektrikli otomobilin içinde 80 kg, otobüsün içinde 300 kg bakır var. Maden İlçemizde 35 milyar dolarlık bakır rezervi Cengiz Holding’e 119  milyon dolara verildi.”

Şehrin yüz yılına etki edecek bir kaynak derken işte bundan bahsediyorduk. Bu konuda sus pus olanları tarih affetmeyecek!

*

Sevgili sessiz kalmayı tercih edenler, sayın muhalifler, değerli STK Başkanları,

Akıl ediyorsunuz da etmemezlikten geliyorsunuz farkındayız ama biz yine de hatırlatalım. 

Maden’deki 600 katrilyonluk rezervlerin ihalesini alan firma kesinleşti, hukuki süreç tamamlandı. Bu konuyla ilgili yapmanız gereken bazı şeyler var. 

Öncelikle sessiz kalan vatandaşlarımız, yarın “Elazığ basını hangi sorunu dile getirmiş” diye o klasik cümleleri kurarsanız bu meseleyle ilgili Elazığ yerel medyasının tek başına verdiği mücadeleyi önünüze koyacağız. O yüzden bugün gördüğünüz her siyasetçiden rica ediyorum özellikle iktidara mensup olanlardan (tabi ki arkasından söylediklerinizi yüzlerine söylemenizi beklemiyoruz) Maden ile ilgili bir lobi çalışması yapmasını ve tesislerin Elazığ’da kurulmasını isteyin.

Sevgili muhalif parti il başkanları, şu anda partilerinizin liderlerinin, sözcülerinin, grup başkanvekillerinin bu meseleyi bangır bangır bağırarak konuşması lazım. CHP’den başka böyle bir tavır takınan bir parti ve ya lider/yönetici göremedik. Liderlerinizin Elazığ’a verdiği değer bu mudur? Niye baskı kurmuyorsunuz, neden Ankara/İstanbul Elazığ arasında mekik dokumuyorsunuz, niye bu konuyu konuşmuyorsunuz?

Sevgili STK Başkanları, bizim şu anda burada oturmaya ve bunları yazmaya vaktimizin kalmaması lazımdı. Bir gün Maden’de, bir gün valilik önünde, bir gün Ak Parti İl Binası önünde vb. basın açıklamalarıyla bu konuyu niye gündemde tutmuyorsunuz. Süreç tamamlandı firma Elazığ’ı muhatap almıyor, neyi bekliyorsunuz?
 

Yazarın Diğer Yazıları