İlhami BULUT

Karun'un Hazineleri

İlhami BULUT

 
 Karun’un karısı, iki de bir; söylenip duruyordu senin amcan oğlu Peygamber, Musa’ya söyle de, Allah’la sık sık görüşüyor o, bize de bir servet versin, biz de biraz devran sürelim diye; Karun’un başının etini yiyordu.  
Karun’da; amcası oğlu Musa (Hz.) ‘ya bu talebi iletti; Musa’nın; Allah’ın münasip gördüğü halin daha hayırlı olacağını bildirerek ret etmesi üzerine de;  

Karun’un karısı böyle akrabalık olur mu, gibi sitemlerle kocasını sık sık Musa Peygamber’in kapısına göndermeye başladı.   
Sonunda Musa peki dedi,  durum peygamber vasıtasıyla Mevla’ya iletildi.  

Bunun üzerine; bakırdan altın ayıklama sırrı verilerek; Karun, kısa sürede inanılmaz bir servet sahibi oldu. 
Musa’nın günden güne ümmeti artınca, kıskanmaya başladı onu,  sinsi bir plana girişti, bu plana uygun bir kadın bularak bir teneke altın verdi, altını alan kadın, ne isterse yapacağını söyledi,  
Karun; insanlara ziyafet çekti, büyük bir kalabalık oluştu, Musa Peygamber’ emmioğlu sen bir konuşma yap dedi, Musa’nın sohbetinin tam orta yerinde; 

 Altın yüklü kadın, karnına bağladıkları ile hamile görüntüsü vererek; beni bu hale Musa getirdi, buna inanmayın dedi. 
Musa Peygamber kadına döndü, Allah için doğru mu söylüyorsun, demesi üzerine, kadının dili pelteleşti, gerçeği anlattı. 
Musa Peygamberin Mevla ile münacatı sürüyordu, Musa, yer emrinde istediğini uygula. Diye buyurdu. Mevla.  
Musa yere ‘yut’ dedi. Yer yarıldı, Karun’un ayaklarından içine çekerken, kemik çatırtıları gelmeye başladı; bütün insanların gözü önünde, dayanılmaz acı ile yer yavaş yavaş yutarken Karun’u figanı yeri göğü yırtıyordu.  
 Kuran’da geçen bu kıssadan; herkesin alması gereken bir pay yok mu dersiniz. 

Yazarın Diğer Yazıları