İlhami BULUT

  İFTAR VE SİYASET

İlhami BULUT

              Halen Tunceli CHP. milletvekili ve Elazığ’dan da aynı partinin milletvekili adayı olan Gürsel Erol’un davetine icabetle; 06.06.2018 günü Akgün Otel’de Elazığ yerel gazete köşe yazarları ile birlikte iftarda bir araya gelmiş olduk.

             Beni tanıyan herkes bilir ki; herhangi bir siyasi mülahaza gütmeden benim amacım, ülke menfaatlerini olabildiğince ve kendimce takip etmek ve gereken reaksiyonu gazetede köşeme taşıyabilmek yine bilinir ki; benim esas uğraşı alanım edebiyat ve bilhassa da şiir.

           Hülasa söz konusu tarihte gazete köşe yazarlarından; Av.Cengiz Gülaç, Nafiz Koca, M.Şükrü Baş, Muhammed Azizoğlu, TRT. Muhabiri ve takribi yirmiye yakın gazeteci diğer arkadaşlarla Milletvekili Gürsel Erol’un konuğu olduk.

          Yemeği müteakip ev sahibimiz nazik ve çok güzel sunum ile sıkıcı olmadan; ülkemiz sorunlarını el ele vererek çözülmesi yönünde bana göre samimi beyanlarda bulundu.

           İlk soruyu sorarak;  daha doğrusu malumat edinmek için bilgi edinmek istedim ve dedim ki;

           Sayın vekil burada tatlı yedik ama tatlı konuşmanın sözünü veremeyiz çünkü konu Ülke.

          Ben canımı sıkan bir olaydan bahsedeceğim, ülkenin yegâne gizli sorunu, liyakat başlığı altında toparlayabileceğimiz adam kayırma, siyasi nüfuzu insafsız ve vicdansızca kullanma, bundan dolayı çok canlar yanıyor.

          Edebiyatımıza kadar giren ‘hamili kart yakinimdir’ esprisi ile Ali’nin hakkını Veli’ye, İsa’nın hakkını Musa’ya veren, bu sızlanmaları siz göreve geldiğinizde nasıl sonlandıracaksınız.

          Partinizin tüzüğünde böyle bir madde veya bu illetin önlenmesi için sistemli bir çalışmamız söz konusu mu?

          Av.Cengiz Gülaç; şehrimizde sol görüşü yansıtan bir basın organının bulunmamasının toplumsal dengeyi tutturmada sıkıntılara yol açtığını, böyle bir girişimin olup olamayacağını;

            Yine gazetecilerden Nafiz Koca; Gürsel Erol’un bu seçim sürecinde düzeyli bir dil kullanarak, kalite getirdiğini, partisiyle tezat yaşayıp yaşamadığına ilişkin sorular karşısında.

              Gürsel Bey yaptığı değerlendirme ve verdiği bilgi ile samimiyetine ben şahsen tanık oldum.

          Tunceli’de bölücülüğe karşı düzenlediği mitingten dolayı, örgüt tarafından ölümle tehdit edildiğini, mitingi müteakip Cumhurbaşkan’ının arayıp teşekkür ettiğinde ise birçok milletvekili arkadaşının seni ne diye Cumhurbaşkanı arıyor diyerek gösterdikleri tavrın yanlış olduğunu onun yerine biz 132 milletvekili olarak teröre karşı tek vücuduz görüntüsünü veremedik diye ince serzenişlerde bulundu.

           Aldığı ve alacağı maaşın tamamını ihtiyaç sahibi öğrencilere dağıttığını, iş başına geldiklerinde liyakatın esas alınacağını, canhıraş bir gayretle ve ayrımcılığa prim vermeden Ülke çıkarlarının savunucusu olacağını kayda geçirerek söz vermiş oldu.

          En önemlisi seçimden sonra gerekirse tüm partilerin bir araya gelerek oluşturacağı bir hükümet modeli ile sorunlar sarmalındaki ülkemizi el birliği ile istenen yere taşınmasının sağlanacağına dair görüş belirtti.

          Şahsi çıkarları önceliklemediğine dair bende samimi kanaat oluştu.

          Şu noktaya gelebilmeliyiz artık, namaz kılıyor mu,  oruç tutuyor mu , tutmuyor, mu,  haca gitmiş mi gitmemiş mi bunların hesabını müsaade edelim Allah görsün.

          Biz sosyal hayatın, toplu yaşamanın kalitesini nasıl artırırız, haksızlıkları nasıl gideririz, adam kayırmaları nasıl önleriz, ülke kaynaklarından Türkiye benim Vatanım diyen herkesi nasıl eşit yararlandırırız bunun gailesini çekmeli, bunları sağlamaya yönelmeliyiz.

          Kadınlarımız sosyal hayatta yeterince yer almadıkça bizim sıkıntılarımızın sonlanmasını beklemek hayal olacaktır.

          İftar da açıldı, siyasette konuşuldu.

          Ama birbirine karıştırılmadı. Esas tadı buradaydı... Teşekkürlerimle…

 

Yazarın Diğer Yazıları