E.Eren KURNAZ

NE BÜYÜK BAŞIN VAR ELAZIĞSPOR

E.Eren KURNAZ

     Ne büyük bir kulüptür ki bir türlü rahata erişmiyor güzide takımımız. Bilindiği üzere Yumakgil yönetiminden sonra Kayyum'a devredilen Elazığspor, 3. oturumunda başkanını seçti. Kayyum heyetinde gayri resmi bulunmam hasebi ile süreci yakından takip ettim. Kayyum; A ve B planı olarak belirlediği süreç yönetimi doğrultusunda hareket ederek transfer tahtasını açmak ve transfer yapmak için kolları sıvadı. A planı olarak bütün dinamiklerin harekete geçtiği, birlik beraberliğin oluştuğu, kaynak bulabilmek için bütün siyasi ve sosyal mercilerin elini taşın altına koyduğu bir plan doğrultusunda çeşitli toplantılar ve kampanyalar düzenlendi. Herkesin bildiği gibi bu plan tutmadı ve gerekli kaynak ve güç oluşturulamadı. B planı olarak; transfer tahtasında alacağı olan bütün futbolcu, teknik heyet ve avukatların gönüllülük esası ile alacaklarını erteleme veya indirime gitme metodu ile Elazığspor'u kurtaralım projesi hayata geçirildi. Bu noktada en önemli figür olan Selçuk Öztürk, sürece dahil edildi. Kayyum heyeti, ETSO başkanı ve bu süreç ile ilgilenen herkesin fikri alınarak bu mekanizma harekete geçirildi. Şimdi soruyorum; Selçuk Öztürk'ün Elazığspor'un başkanı olması ve durumu bu noktaya  getiren kimler yada hangi yapı olmuştur. Gerekli kaynak bulunsaydı, A planı gerçekleşseydi Selçuk Öztürk başkan seçilebilecek miydi? Alacaklılardan ricada bulunmanın yanında transferleri de yaptırtanların, işin sonunun buralara varacağını hesap edememelerinin acısını kongreye gelen delegeler mi çekmeli?

     Şimdi gelelim o meşhur kongreye. Transfer tahtası açıldıktan sonra açık bir şekilde ETSO'nun yanında duran Kayyum Başkanı, herhalde ETSO ile istişare ederek kongre tarihini belirledi. Kongreden öncede aylarca birlikte çalışılan ETSO ve ekibinin 1 Mart tarihine kadar yönetim oluşturamamasının açıklamasını kamuoyuna bırakıyorum. Ayrıca Elazığspor'un bu duruma düşmesinde çok büyük rolü olan eski kulüp başkanlarından birisinin delegelere kongreye gitmeme yönünde telkinlerde bulunmasının oluşturduğu ters etkiyi hesap edememek de başka bir handikap. Gelinen noktada Başkan Selçuk Öztürk'ün çoğunluğu sağlayıp seçilmesini kabul etmek Elazığspor'un menfaatinedir. Bir sonraki transfer sezonunda tahtanın kapalı kalacağı düşünülerek, kulübün bu yönetim ile daha da borçlanacağı mantığı tamamen iş bilememezliktir. Farz edelim ki transfer tahtası açıldı ve Elazığspor önümüzdeki sezon için daha iyi bir takım oluşturdu. Bu sefer de tüm Elazığ'ın birleşemeyip yapamadığı başarıyı tek bir kişi başarmış olacak ki bu da küçümsenmeyecek bir gelişmedir. Sportif olarak tek amacının ligde kalması olan takımımızın vakit kaybetmeden bir yönetime kavuşması gayesi ile kongreye gelen bütün delegeler sorumluluklarını yerine getirmiştir. Zaman kaybının ve yönetim zaafiyetinin zarar vereceği Elazığspor'da kongre salonuna gitmemeyi doğru bulmuyorum.

     Son dakika transferleri ile tahtayı açan ve 22 yeni oyuncu ile sıfırdan bir takım olan Elazığspor'da, saha içi başarının kısa sürede gelmeyeceği aşikardı. Bir birine uyum sağlayamayan ve hala iskelet kadroyu oluşturamayan takımımız, bunun cezasını kaybettiği puanlarla alıyor. Orta saha ve hücum bölgesinde sıkıntılar yaşayan takımımız, birbirini tamamlayamayan oyuncu tercihleri yüzünden çok puan kaybetti. Bakamenga, Murat Ceylan, Muhammet İldiz, Serdar Özbayraktar, Abdulkadir Kayalı gibi oyuncuların hazır olmaması ya da hazırlandırılmaması yüzünden, aynı tip oyuncu profilleri ile oynamak zorunda kaldı. Diallo, Kadir Bekmezci ve Kadir Taşoğlu gibi aynı tarz oyuncular ile oyun kuramadık ve rakipten baskı yedik. Traore ve Emir gibi oyun kalitesi düşük oyuncular ile de pozisyon bulamayınca izleyenleri karamsarlık sardı. Fiziki yeterlilik ile birlikte Bakamenga, Murat Ceylan, Muhammet İldiz, Serdar Özbayraktar, Abdulkadir Kayalı gibi oyuncuları kazanırsak takımımız yükselişe geçecektir. Başkan Selçuk Öztürk'ün %70 küme düştük tarzı açıklamalarının puan farkının çok az olduğu tabloda yanlış olduğu, takımın özgüvenini zedeleyeceği açıktır. Zaman kısıtlılığından kaynaklı yanlış transfer tercihlerinin olduğu herkesçe görülüyor. O şartlarda ancak bu oyuncular alınabildi savunması haklı ama yine de erken havlu atmanın doğru olmadığını net görüyoruz.

Yazarın Diğer Yazıları