Alparslan Kılınç

Yalnızlık İklimine Yolculuk

Alparslan Kılınç

Bazen insanın başını alıp bilmediği ve kimsenin bulamayacağı diyarlara gidesi gelir. Kendisiyle baş başa kalası gelir. Gitmek mi zordur, yoksa kalmak mı? Sorusunun cevabı kafasının içinde bir kördüğüm gibi cevapsız bir şekilde dolanır durur. 

Aslına bakacak olursak günümüz insanı zaten kalabalıklar içinde yalnız değil midir? Çok katlı beton yığınlarında yalnızlığını yaşamaktadır. Belki bir ses duyuyor, bir yüz görüyor ama ne bu ses ne de bu yüz tanıdıktır. Modern yaşam denilen hayat zaten insanı yalnızlığa itmemiş midir? İnsanı kendisiyle baş başa bırakmamış mıdır?

Modern yaşam diye allayıp pulladığımız, üzerine toz kondurmadığımız yaşam bizlere öyle şeyler dayatmıştır ki geride ne insanlığımız kalmıştır, ne de biz. Tanımadığımız, ismini dahi bilmediğimiz komşumuzun varlığından ancak öldüğü zaman haberimiz oluyor. O da ancak günler sonra ortalığı ağır bir koku aldığında ne yazık ki öğreniyoruz. Kapısını açmaya gelen görevliler kimi kimsesi var mıydı? diye bize sorduklarında apışıp kalıyoruz. Hiç tanımadığımız, varlığından bile haberimiz olmayan birisi için ne diyebiliriz ki? Sonrası malumum ilanı gibi bir imam ve iki üç görevli ile cenaze namazının kılınıp, kimsesizler mezarlığına rahmetlinin defnedilmesi ile son buluyor. Allahtan belediyeler şimdilerde bu gibi işlerle en ince ayrıntısına kadar ilgileniyor da cenaze de ortada kalmıyor.

Bu yalnız dünyamıza kimsenin girmemesi için o kadar çaba sarf ediyoruz ki. Sabah evden çıkarken çelik kapımıza kilit üstüne kilit vuruyoruz. Böylece o sıcak komşuluk ilişkilerimize de sıkı bir set çekiyoruz. Bu beton binalar ve çelik kapılar o güzel yuvalarımızın sıcaklığını bizden alalı epeyce zaman oldu.

Hayatımız boyunca kök salmaya, bir yere tutunmaya çalışıp çabalarız. İnsan zorunlu haller dışında yalnız kalmayı pek tercih etmez. Bir yerleri yurt edinip sevdikleri ile orada yaşamanı sürdürme mücadelesi verir. O yüzdendir ki eskiden o küçük evlerde evlatlar, çocuklar, dedeler ve nineler bir arada yaşardı. Böylece büyük ailelerde mutluluklar daha da artarken, acılar ve üzüntüler azalırdı. Aile bireyleri aynı havayı teneffüs ederlerdi. Paylaşma ve dayanışma gücü ile her türlü zorluğun üstesinden gelinirdi.

Sosyolog Zygmunt Bauman’a göre modernliğin vaat ettiği özgürlük birçok açıdan aldatmacadan ibarettir. Toplum desteğinden yoksun, çaresiz, fakat sözüm ona özgürce kendini bir bireysellik projesi kıvamında inşa etmek zorunda kalan modern bireye, bu sahte özgürlüğün bedeli terk edilmişlik hissi, tek başınalık, yersizlik-yurtsuzluk, köksüzlük ve huzursuzluk olarak geri dönmüştür.

Zaman zaman kısa süreliğine yalnız kalmak için başımızı alıp gitmek istesek de aslında bilmeliyiz ki zaten kalabalıklar içerisinde yalnızız. Yalnızlık iklimine yolculuk yapalı yıllar olmuş. Bunun da farkında değiliz. 
 

Yorumlar 7
Melisa Ak 31 Ocak 2023 14:49

Yazarımız, modernliğin bizi getirdiği içler acısı noktayı çok net, akıcı ve samimi bir dille anlatmış. Tebrikler..

Hüseyin ÇAHAN 31 Ocak 2023 10:01

Yalnızlık, sizin size yokuşunuzdur.. Rabbim yalnızlık ikliminde yaşadığımız bu hayatta gönüllerimize huzur versin inşaallah..

Yadem 30 Ocak 2023 21:01

Yalnızlık kısa süreliğine tıpkı (geceleri yalnız kalmak gibi) kendini, yaşadıklarıni, çevrendekileri düşünmek için iyidir. Paylasma, yardımlasma bittikçe sahte yanlızlıklar artmaya basladı. Kalemin var olsun. Tebrikler.p

Salih 30 Ocak 2023 20:55

Yazılarınızı ilgiyle takip ediyorum yine çok güzel bir konuyu ele almışsınız tebrik ederim kaleminize sağlık

Vedat 30 Ocak 2023 19:03

Kıymetli dostum;Yine bizim kuşak gelenek ve görenekleri devam ettiriyor,eşini dostunu arayıp soruyor.Bizden sonrakiler özellikle Z kuşağı denilen bireylerin durumları çok vahim.Emeğine sağlık yeni yazılarını bekliyoruz.

Ahmet Çelik 30 Ocak 2023 18:20

Evet ne yazık ki günlük hayatta ki koşuşturmalarımız bizi kalabalıklar içinde yalnızlığa sürükledi. Kaleminize sağlık.

Mustafa DEMİRBAĞ 30 Ocak 2023 16:33

İnsanlar çıkarları için kalabalığı ve yalnızlığı bir araç olarak kullanmaya başladı. Samimiyet duygusu öldüğü için kalabalıklar bile yalnızlığı körüklüyor.

Yazarın Diğer Yazıları