YA BİN YIL SÜRSEYDİ!..

Hürriyet Gazetesinden Hande Fırat, tam da 28 Şubat'ın yıldönümünde 'Karargâh Rahatsız' manşetinin gölgesinde bir 28 Şubat'ı daha yaşıyoruz

YA BİN YIL SÜRSEYDİ!..
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Hürriyet Gazetesinden Hande Fırat, tam da 28 Şubat’ın yıldönümünde “Karargâh Rahatsız” manşetinin gölgesinde bir 28 Şubat’ı daha yaşıyoruz.

Hürriyet'te Hande Fırat imzasıyla ve "Karargâh rahatsız" başlığıyla yayınlanan TSK'nin Hulusi Akar'a ilişkin 7 maddelik açıklaması, vatandaşları rahatsız etti.

Vatandaşlar,  "Bu haberin arkasında Genelkurmay varsa bu resmen muhtıradır" derken, habere farklı yorum  katan Cem Küçük de haberi yapan Hande Fırat'ı ve Aydın Doğan'ı tehdit etti.

Söz konusu haberde, son zamanlarda Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'la ilgili çeşitli eleştirel haberlerin yayınlanmasından söz ediliyor ve TSK'nin bu haberlere ilişkin açıklamalarına yer veriliyordu.

15 TEMMUZLARI YAŞADIK

15 Temmuz akşamı FETÖ terör örgütü ile işbirliği yapan küresel güçlerin taşeronu olan tüm güçlerin ittifakı ile ülke yönetimine el koymaya çalışanlar, milletin imanı ve vatan sevgisi ile karşılaşmış ve en ağır cezaya çarptırılmışlardı.

YARIN  28 ŞUBAT

 Evet, bugün 28 Şubat. Ülkemizin demokrasi tarihine kara bir leke olarak geçen 28 Şubatı aslında hatırlamak ve yazmak istemedik ama öyle bir süreçti ki bu ülkemizi 30 yıl geriye götürmekle kalmayıp birçok mağduriyetlerin yaşanmasına sebep oldu. Yüzbinlerce gencin haydigereri yıkıldı.

YIKTI GEÇTİ

Mimarları tarafından bin yıl süreceği iddia edilen ancak çok kısa süren bu  süreç bile ülkeyi yıktı geçti.  Kısa sürse de birçok mağduriyetler  yaşandı. Milyonlarca kişinin haydigereri ve hayatları  çalındı. Ülke ekonomisine verdiği milyarlarca liralık zararla da daima hatırlanacağını bir dönem 28 Şubat.

ERBAKAN HAZIMSIZLIĞI

28 Şubat 1997'de yapılan Milli Güvenlik Kurulu toplantısı sonucu açıklanan kararlarla başlayan ve irticaya karşı olduğu iddia edilen, ordu ve bürokrasi merkezli süreç, aslında halkın oyları ve milli iradenin tecellisi sonucu iktidara gelen Refah Partisi'nin sandıktan birinci parti çıkması ve Erbakan’ın Başbakan olmasıydı.

YÖNETİCİLERE BASKI VE KISKAÇ

O dönemde görevi ne olursa olsun hiçbir idareci rahat değildi. Kendi görevini yapma konusundaki azimleri ne yazık ki birileri tarafından hiç de görevleri olmamasına rağmen farklı alanlara kaydırılıyordu.

Her biri ya mesleğinden atıldı, ya görev yerleri değiştirildi, ya da mutlulukları ve huzurları yok oldu. Refah-Yol Hükümeti,  kendisine nefes alacak bir küçük alan bırakılmamasına rağmen başta ekonomi olmak üzere önemli başarılara imza attı. 

HAVUZ SİSTEMİ KÜRESEL SERMAYEYİ ÜRKÜTTÜ

Bu süreci sonradan değerlendiren birçok insaf sahibi gazetecilerin 28 Şubat’ın gerçekleştirilme sebebiyle ilgili ortak görüşü, havuz sisteminin hayata geçirilmesiydi.  Bu uygulama ile devlete yüksek faizle para verip oturduğu yerden servetine servet katan rantiyecileri fena kızdırmıştı. Yıllardan beri bir eli yağda bir eli balda olan kesim elbette rahat durmayacaktı.  Bu rantiyecilerinin her birinin üç-beş gazetesi ve bir-iki televizyon kanalı vardı. Güven Erkaya’nın ofisinden üretilip medyaya servis edilen hayali haberler bir gün sonra gazetelerde öyle bir manşet yapılıyordu ki sanırsınız Türkiye yanmış, yıkılmış, bitmiş ve rejim çökmüş...

DOĞRU OLAN KAZANIR

Şimdi o günlerin mağduru olanların alnı ak başı dik. Onur ve gururla haklı olmanın, hakkın ve haklının yanında olmanın buruk mutluluğunu yaşıyorlar. Keşke bunlar hiç yaşanmamış olsaydı da ülkemiz medeniyet ve kalkınma yarışından on yıl geri kalmasaydı.

SON VERSİYONU PARALEL DARBE

28 Şubat’ın Ak Parti’nin iktidara geldiği 2002 yılından itibaren yok olmasının ardından bu kez devletin başta yargı olmak üzere birçok kurumunu ele geçirip seçimle gelen meşru hükümeti devirmeye çalışan paralel darbe girişimleri oldu. Ancak tüm bu kumpas ve darbe girişimleri güçlü bir siyasi irade ve halkın hükümetine sahip çıkmasıyla son buldu.

“HALKA RAĞMEN” OLMAZ

28 Şubat ya da paralel darbe girişimleri de gösterdi ki kaynağını ve gücünü halktan almayan hiçbir oluşum taban ve zemin bulmaz. Ve ancak 28 Şubat’ta olduğu gibi en çok 5 yıl sürer.