Varoluşsal Tehdit

Birçok ülkenin en önemli sorunlarından biri de doğurganlık oranının oldukça düşük olması. Bunun  neticesi genç nüfus oranındaki azalmanın ülkenin gelişmesini de sekteye uğratacağı gerçeğini gören birçok ülke doğum oranlarını artırmak amacıyla değişik destekler vererek çocuk doğurmayı özendirici politikalar uyguluyorlar.

Varoluşsal Tehdit
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Geçmiş yıllarda böyle bir sorun yaşamayan Türkiye, son yıllarda yapılan istatistiklerde aynı duruma düşmüş gibi görünüyor.

Öteden beri üç çocuk vurgusu yapan ancak istatistiklerin endişe verici olduğunun altını çizen ve bu süreci Türkiye açısından varoluşsal bir tehdit ve felaket olarak nitelendiren Erdoğan, "Son yıllarda aileye yönelik tehditlerin giderek arttığını müşahede ediyoruz. Dünyanın birçok bölgesinde artık toplumlar yaşlanıyor. Yalnız yaşamayı tercih eden birey sayısı ve boşanma oranları artarken, evlilik oranları buna bağlı olarak hane başına düşen çocuk sayısı azalıyor. Evlilikler ve doğurganlık hızı azalırken tek ebeveynli ya da parçalanmış ailelerin sayısı günden güne çoğalıyor. 2023 yılı doğum istatistikleri endişe vericidir" dedi.

Ülke olarak nüfusun kendini yenileme eşiği olan 2,1 seviyesinin altında olduğumuza dikkat çeken Erdoğan, "Açık söylüyorum bu Türkiye açısından varoluşsal bir tehdittir, bir felakettir. Biz bu tabloyu gördüğümüz için sürekli 3 çocuk tavsiyesinde bulunuyorduk. Maalesef zaman öngörülerimizde bizi haklı çıkardı. En az 3 çocuk çağrımızın önemi bugün daha iyi anlaşılıyor. Nüfus millet olarak en büyük gücümüzdür bunu korumak zorundayız. Önümüzdeki dönem bu konularda daha kararlı olacağız" şeklinde konuştu.

Erdoğan’ın 3 çocuk çağrısını  birçok çevre ciddiye almadı.  “Sen mi bakacaksın bu çocuklara” dedi ama günün sonunda böyle bir acı gerçekle yüzleşti ülkemiz.

Boşanma oranlarının evlenme oranlarıyla yarıştığı, evli çiftlerin çocuk yapmaya yanaşmadığı, yapsa bile bir çocukla yetindiği bir dönemde tehlike çanlarının çalması doğal değil mi?

Bugün Erdoğan bu çağrıyı yapıyor ama yarınlarda Erdoğan olmasa bile ülkemiz böyle bir sorunla karşı karşıya kalacak ve korkarız ki iş işten geçecek.

Erdoğan’ın bu çağrısını biz de yineliyoruz ama hükümetin çocuklara yönelik desteklerinin maaş oranında değil katbekat fazla artırılmasının çözümde bir nebze etkili olacağını düşünüyoruz,talep ediyoruz. 

Çocuk sayısının çok olması her aile için de bir neşe kaynağı ama bunların ihtiyaçlarını gidermek de biraz güç meselesi. Ailelerden bunu talep ederken salavatın güce bağlı olduğu gerçeğini de göz ardı etmemek lazım.