Uyarı mı Tehdit mi?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Twitter üzerinden paylaştığı videoda bürokratlara seslendi.

Uyarı mı Tehdit mi?
TAKİP ET Google News ile Takip Et

18 Ekim'i milat olarak belirleyen Kemal Kılıçdaroğlu, o günden itibaren herkesin yaptığı iş nedeniyle hesap vereceğini söyledi.

Bunun son çağrı olduğunun altını çizen Kemal Kılıçdaroğlu, bu emirleri verenlerin de affedilmeyeceğini belirtti.

Kılıçdaroğlu, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "Kılıçdaroğlu ağabeyinizin, amcanızın bu size son çağrısıdır. 18 Ekim Pazartesi itibarıyla, bu düzenin illegal isteklerine verdiğiniz tüm desteğin sorumluluğu size de ait olmaya başlayacaktır. Emir almıştım diyerek bu kirli işlerden sıyrılamazsınız.

Pazartesi itibarıyla durun. Size bunları yaptıranlara farklı bir muamele olacak elbette. Çünkü Sadi'nin dediği gibi; 'zalimleri bağışlamak, yoksullara cefadır'. Kurumları şahsın ahırına çevirenler elbette hesap verecek.

Kılıçdaroğlu’nun bu açıklamasını iktidar tarafı tehdit olarak yorumlarken, muhalefet tarafı ise uyarı olarak yorumladı.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun bürokratlara yönelik çağrısı sonrası İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Beceriksizliğini ve yetersizliğini sarhoş narasıyla kapatmaya çalışan Kılıçdaroğlu, ‘Heyyt!’ demiş. Çok korktuk(!) Hesabı yol arkadaşların PKK'nın siyasi taşeronuna mı yoksa FETÖ’ye mi sordurursun. Milletimiz senin ‘ne’ olduğunu, çok iyi biliyor Kılıçdaroğlu…” ifadeleriyle tepki gösterdi.

Soylu’nun kullandığı “sarhoş narası” ifadesine CHP’den ardı ardına tepkiler geldi. CHP Grup Başkanvekili ve Sakarya Milletvekili Engin Özkoç, sosyal medya hesabından Bakan Soylu’yu da etiketleyerek, “Ne o Peker’in Sülü’sü mafyaya diklenemeyince bize mi yükselir oldun! Efendine sadık kal otur. Yoksa layık olduğun gibi cevap veririz…” dedi.

Bu tartışma burada kalmayacak gibi görünüyor. Kılıçdaroğlu’nun kamu görevlilerine yönelik çağrısının bir tehdit mi yoksa uyarı mı? olduğu konusu uzun süre konuşulacak gibi.

Kılıçdaroğlu, son bir aydan beri, iktidara çok yakın bir ana muhalefet partisi lideri edasıyla ilginç vaatlerde bulunuyor. “3600’ü ilk ben söyledim, emeklilere bayram ikramiyesini ben teklif ettim” konumundan, artık vaatler kısmına geçmiş görünüyor. Hurda araç teşviki, araç muayenelerindeki yüksek ücretler, gençlere yönelik projeler ve kaynakların üç-beş holdinge değil halka gideceği yönündeki mesajlarından sonra bürokrasiye yönelik çağrıları da gösteriyor ki Kılıçdaroğlu, kendisini Cumhurbaşkanı olarak görmeye başlamış bile.

Tüm bunlar da gösteriyor ki Millet İttifakının Cumhurbaşkanı adayı bellidir ve o da Kılıçdaroğlu’dur. 

Kılıçdaroğlu’nun bürokratlara yaptığı çağrıya gelince, yasalar acıktır ve yapılması ile yapılmaması vazedilen kurallar bellidir. Bir bürokrat, hangi iktidar döneminde olursa olsun ve kendisi hangi siyasi görüşe mensup bulunursa  bulunsun;  üst yönetici, bakan ya da farklı bir amirden gelen talepleri, yasa ve yönetmeliklere uygunsa yapar, değilse yapmaz. Ve yanlış olan her bir uygulama ve yetki istismarı, her dönemde incelenir ve gerekli müeyyide uygulanır.

Kılıçdaroğlu’nun bu çağrısının asıl amacı, bürokrasi içinde, Ak Parti tarafından atanmış olsa da yanlışları sebebiyle görevden alınan  bazı çıkarcı isimlerin, diş bilediği mevcut bürokratlar hakkında kendisine bilgi ve belge ulaştırmasına kapı açmaktır. 

Bu tongaya düşecek eski ya da yeni bürokrat var mı? Var, hem de yüzlerce. Olası millet ittifakında kendine yer kapmaya çalışan binlerce bürokrat var ve bunların hepsi ne yazık ki Ak Parti’nin ve milletvekillerinin bir dönem el üstünde tuttukları isimler.

 Bakın, görün; önümüzdeki günlerde ne dosyalar açılacak kamudaki yanlışlıklar ve usulsüzlük iddiaları ile ilgili. Anlayacağınız bugünden sonra   Kılıçdaroğlu,   18 Ekim Pazartesini  milat göstermişti, bundan sonra daha çok cadı avı  yaşanacak bürokraside.