'Orta Hasar' Devletin Zararına

Elazığ'da 5.800 bağımsız bölümden oluşan 1.300 binanın acil yıkılacak ve ağır hasarlı olarak tespit edilen Kahramanmaraş merkezli deprem felaketi sonrası Hakimiyet Gazetesi olarak Elazığlı hemşerilerimiz ile birlikte ciddi kayıplar veren Malatya'da vatandaşların dertlerini dinledik. Şehrin genelinde ciddi hasara yola açan deprem felaketi sonrası hasar tespitine gelen yetkililer, yapıların büyük çoğunluğuna 'hasarsız' ya da 'orta hasar' raporu verdi ama vatandaşların iddiasına göre evler kullanılamaz halde. Aynı iddialar Elazığ için de geçerli.

'Orta Hasar' Devletin Zararına
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Kübra Kabukçu/Kahramanmaraş merkezli deprem felaketleri sonrası büyük yıkımların olduğu merkezlerden biri de Malatya oldu. Birçok bina özellikle ikinci depremde yıkılırken, yıkılmayan binalarda ise büyük hasar oluştu. Bizlerde Hakimiyet Gazetesi olarak hem Elazığlı hemşerilerimizin hem de Malatyalı vatandaşların duygularına tercüman olmaya çalıştık.

'Orta Hasar' Devletin Zararına

ELAZIĞ’DA 1.300 BİNA AĞIR HASARLI

Elazığ’da 5 bin 800 bağımsız bölümden oluşan bin 300 binanın yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı olarak tespit edildiğini söyleyen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Kurum şunları söyledi: “Deprem bölgesindeki illerimizde 4 milyon bağımsız bölümden oluşan 1 milyon 40 bin binayı inceledik. 130 bin binada yer alan 430 bin bağımsız bölümü yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı olarak tespit ettik. Ben tüm illerimizdeki hasar tespit sayılarını tek tek vermek istiyorum. Gaziantep’te 37 bin bağımsız bölümden oluşan 16 bin bina, Kahramanmaraş’ta 91 bin bağımsız bölümden oluşan 25 bin bina, Malatya’da 67 bin bağımsız bölümden oluşan 19 bin bina, Hatay’da 143 bin bağımsız bölümden oluşan 37 bin bina, Adıyaman’da 50 bin bağımsız bölümden oluşan 17 bin bina, Kilis’te 2 bin 100 bağımsız bölümden oluşan bin 400 bina, Elazığ’da 5 bin 800 bağımsız bölümden oluşan bin 300 bina, Adana’da bin 775 bağımsız bölümden oluşan 113 bina, Osmaniye’de 14 bin bağımsız bölümden oluşan 4 bin 300 bina, Şanlıurfa’da 3 bin 900 bağımsız bölümden oluşan 775 bina ve Diyarbakır’da 9 bin bağımsız bölümden oluşan bin 300 binayı yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı olarak tespit ettik” 

TOPLAM HASARLI BİNA SAYISI 21.626 

Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremde Malatya’da acil-yıkık-ağır hasarlı bina sayısı 21 bin 626 olarak tespit edildi. Deprem felaketinin 16'ncı gününde kent merkezinde çekilen dron görüntülerine, tarihi yapıların gördüğü zarar ve iş makinelerinin enkaz kaldırma çalışmalarını sürdürmesi yansırken, binaların da hasar çalışmaları sürüyor. Hasar tespit çalışmaları sürerken, vatandaşların ise tedirginliği devam ediyor. 

'Orta Hasar' Devletin Zararına

“İKİNCİ DEPREM YIKTI”

Asrın felaketini yaşadıklarına vurgu yapan ve evlerinde ciddi hasar oluşan Yusuf Dursun (26), “Gece depreminde herkes gibi biz de can havliyle dışarıya çıktık. Gün ağardıktan sonra artçıların şiddetini azalttığını düşünerek evimize döndük. İlk depremden sonra evimizde fazla bir hasar yoktu ama kombimiz patlamıştı, evimizi su basmıştı. Evdeki eşyaları dışarıya çıkarmaya çalışırken, ikinci depreme tutulduk. Büyük bir şok vardı herkes kendini dışarı atmıştı. O günden bu yana evi sağlam olan bile evine dönemiyor korkudan. Çadırı olan çadırda, olmayan arabasında kalıyor. Biz ilk gece çadır bulamamıştık ve ateş başında sabahlamıştık. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan yetkililer geldi ve e-devlette “Hasarsız” yazıldığını gördük. Temennimiz bir daha evimize bakılmasıdır. Çünkü gerçekten bu binaya girmeye korkuyoruz. Tekrar dilekçemizi vereceğiz” dedi.

'Orta Hasar' Devletin Zararına

“EN İLK ELAZIĞLILAR YANIMIZDAYDI”
Elazığlılar’ın deprem sonrası hemen yardıma koştuğunu belirten Dursun, “Depremi en çok hisseden şehirlerden biri Elazığ olmasına rağmen en ilk yardımımıza koşan Elazığlılar oldu. Çok hızlılardı gerçekten bu konuda. Çok teşekkür ediyoruz Elazığlılara. Özellikle ilk gece battaniyelerin gelmesi önemliydi. İkinci günden itibaren erzaklar geldi. Tüm Elazığlılara sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz” şeklinde konuştu. 

NAL AİLESİ 6 KİŞİ ÇADIRDA

Deprem sonrası biri engelli 3 kardeşi ve ailesiyle çadırda kalan Ebru Nal (28), “Deprem maalesef şehrimizde ciddi hasar oluşturdu. Bizimde evimiz ağır hasar aldı ve birkaç eşyamızı dışarıya çıkarabildik sadece. Kızılay tarafından temin ettiğimiz çadırda yaşamımızı sürdürüyoruz. Allah devletimize, milletimize zeval vermesin ilk günden beri ciddi yardımlar yapılıyor. Özellikle sabaha karşı çok soğuk oluyor ama bugünler de geçecek Allah’ın izniyle. Engelli kardeşim çok zorlanıyor çadırda, çok soğuk oluyor ama dua etmekten, sabretmekten başka çaremiz yok. Allah yardım eden herkesten razı olsun” ifadelerini kullandı.

DİKİCİ AİLESİ BURDUR’A GÖÇTÜ

Depremde evi hasar aldığı için evine giremeyen  Kezban Dikici (58), “İlk depremin ardından evimize dönmeye çok korktuk ama gün ağardıktan sonra döndük. İkinci depreme maalesef evimizde yakalandık ve çok kötüydü. Artçı bekliyorduk ama bu denli şiddetli bir deprem beklemiyorduk. Evimiz müstakil olduğu için akrabalarımızın birçoğu bizdeydi. Neye uğradığımızı şaşırdık, dışarı çıkmakta zorlandık. Dışarı çıktıktan sonra da zaten bir daha dönemedik. Çadırda kaldık birkaç gün ve Burdur’da yaşayan kızımın yanına gideceğiz ailecek. Hasar tespiti için de geldiler yetkililer hasarsız diye rapor etmişler. Biz bunun bir hata sonucu olduğunu düşünüyoruz çünkü mahallede hiçbir ev girilecek gibi değil. Tüm evlere hasarsız verilmiş. Depremden etkilenen tüm vatandaşlarımıza geçmiş olsun. Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diliyorum. Rabbim böyle bir felaketi bir daha göstermesin inşallah” diye konuştu.

'Orta Hasar' Devletin Zararına

DURSUN:“İŞ YERİMİ 2 AY ÖNCE AÇMIŞTIM, TAMAMEN YIKILDI”

Depremde dükkanı yıkılan Oğuzhan Dursun ise yaptığı açıklamada,“Yaşanan deprem çok şiddetliydi.Biz de depremden sonra iş yerimize gittik. İş yerim Niyazi Mısri caddesindeydi.Gün ağarınca iş yerimize gittik.İlk depremde ağır hasarlıydı.İkinci depremde tamamen yıkıldı. Kendi evim ve babamın evi ağır hasarlı olduğu için eşimi ve çocuğumu İstanbul’a gönderdim. Enkazın kalkmasından sonra hasar tespitin yapılmasını bekliyorum. İş yerimi iki ay önce açmıştım. Kaybımız büyük. Bunlar maddi kayıplar. Allah daha beterinden saklasın. Depremde ölenlere Allah’tan rahmet yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.”dedi.

GÖREVLİLER HASSAS DAVRANMALI
Hasar tespit komisyonlarında görevli teknik personelin binaları incelemeleri esnasında olası daha büyük depremlerin yaşanması ihtimalini de göz önünde bulundurarak karar vermesi gerektiğini ifade eden deprem uzmanları, hafif hasarlı binaların dahi yenilenmesi gerektiğini dile getiriyorlar.

ORTA HASARIN HALKTA KARŞILIĞI YOK

Depremden sonra birçok binaya verilen “orta hasarlı” kaydının vatandaşlar tarafından bir karşılığı olmadığını, bu binaların, güvenliği tam olarak sağlamadığı gerekçesi ile güçlendirilmesinin düşünülmediğini, ikinci bir sarsıntıda bu binaların da yıkılma ihtimalinin büyük olduğuna dikkat çeken uzmanlar, görevlilerin orta hasarlı gördükleri binalara da ağır hasar vermelerinin uzun vadede can ve mal kaybını önleyeceği için hem devletin  hem de vatandaşın lehine olduğunu dile getiriyorlar. 

'Orta Hasar' Devletin Zararına

SADECE BUGÜN DEĞİL, BEKLENEN DEPREMLER DE GÖZARDI EDİLMEMELİ

6 Şubat depreminden sonra tüm illerde olduğu gibi ilimizde hasar tespiti komisyonlarında görev yapan teknik elemanların denetim  esnasında şu an gördükleri yıpranma ve aşınmayı dikkate alarak karar vermelerinin  doğru olmadığını özellikle 40 yıl ve daha yaşlı binaların dayanıklılık süresi ve yaşanan depremlerdeki yorgunluklarının da göz önünde bulundurularak ağır hasar kaydı düşülmesi gerektiğine dikkat çeken uzmanlar, görevlilerin gelecek depremleri de hesap ederek karar vermeleri gerektiğini dile getiriyorlar.

DEVLET DAHA AĞIR BEDEL ÖDÜYOR

Deprem sonrası yapıların denetimini gerçekleştiren  bazı teknik ekiplerin  verdikleri orta hasar kayıtlarının uzun vadede devlete daha büyük bir yük getirmekle kalmayıp can kayıplarının yaşanmasına sebep olduğunu dile getiren uzmanlar, orta hasarlıların ağır hasarlı görülüp yıkılmasıyla hem devletin gelecekte daha çok masraf yapması hem de can kaybının önüne geçileceği için uzun vadede devletin daha az masrafla bu olumsuzlukların önüne geçileceğini  ifade ediyorlar.