Önce Maden mi İnsan mı?
Erzincan'ın İliç ilçesinde özel bir firmanın faaliyet gösterdiği, altın madeninde meydana gelen toprak kaymasında 9 işçi göçük altında kaldı.
Madenin işlenmesinden sonra bir alanda biriktirilen dev toprak kütlelerinin aşağı doğru kayması sonucu dağ yolunda seyir halinde olan aracın ve bir konteyner toprak altında kaldı.
Toprak altıda kalan işçilerin kurtarılması çalışmaları devam ederken, başta ilimiz CHP Milletvekili Gürsel Erol olmak üzere bu alanda oluşabilecek tehlikeye dikkat çeken birçok açıklama, meclis soru önergesi, o bölgede yapılan basın açıklamaları ve sosyal medya paylaşımları gündeme geldi.
Ortaya çıkan şu ki konuyla ilgili iktidar partisi hariç tüm partilerin, birçok milletvekilinin, siyasinin ve vatandaşların uyarıları çok ama hatta hiç dikkate alınmamış.
Tıpkı yıllar öncesi Maden İlçemizdeki tehlikeye dikkat çeken açıklamalar gibi o açıklamalar da medyanın hafızasızında, meclisin tozlu tutanaklarında kalmış.
Madenlerin çıkartılması elbette önemli ve gerekli. Ülke ekonomisi için gerekli madenlerin toprak altında kalması, o ülke için iyilik değil en büyük kötülük olur. Ancak bunu yaparken çevre ve insan faktörü yanında iş güvenliği konularına azami dikkat gösterilmesi gerekir.
Madencilik öyle hassas ve titiz çalışma isteyen bir konu ki en küçük bir ihmal, kusur ve tedbirsizlik, katbekat bedeliyle size ceza olarak geri dönüyor ve intikamını alıyor.
Maden ilçemizde yaşanan ve doğal olmayan heyelan sebebiyle bir ilçenin hayatı ve geleceği nasıl karartıldıysa, aynı duyarsızlık ve tedbirsizlik, İliç İlçesinde de kendini gösterdi.
Bu olay da görüldü ki devlet, bir maden sahasının işletilmesi için ihale açıyor ve bir firmaya veriliyor. -ki genelde bu firmalar bilinen ve iktidarla yakın ilişkisi olan firmalar oluyor. Bundan sonra devlet hiçbir denetleme mekanizması ya da bununla görevli resmi kurum bir kez dahi bu sahada ne olup bittiğine bakma gereği duymuyor.
Bununla da kalmıyor, ilgili, kamu kurumu yine ihaleyi alan firmanın saha genişletme ve yeni ÇED raporuna gözü kapalı imza atıyor ve sahanın hali görülmeden bu yetkiler veriliyor.
Madenlerin çıkartılmasına evet ama çevre ve insana zararlarına hayır. Devlet, vatandaşının rahat ve sağlıklı yaşaması kadar onların can güvenliğinden ve çevrenin korunmasından da sorumludur.
Kamu kurumlarımız ve buralarda görevli teknik elemanlarımız, müteahhit firmaların hatırına ve tamamen duygusal ilişkilerinin sonucu olan böylesi felaketlere kapı aralayacak duyarsızlıklardan kaçınmalı ve bu konuda çok çok dikkat etmelidir.
