Kadın cinayetleri artık son bulsun

Başak MERAL GÜNDÜZ/Avukat Fadile SAKA ile kadına şiddet ve kadın cinayetleri hakkında gazetemize açıklamalarda bulundu.

Kadın cinayetleri artık son bulsun
TAKİP ET Google News ile Takip Et

ÜLKEMİZDEKİ EN BÜYÜK SORUNLARDAN BİRİDİR “KADINA ŞİDDET”
Avukat Fadile SAKA,”Başta dünya olmak üzere ülkemizdeki en büyük sorunlardan biridir kadına şiddet ama bugünlerde kadına yönelik şiddetten daha çok kadın cinayetlerini konuşur hale geldik. Biz hala İstanbul Sözleşmesinden çekilelim mi, aman erkeklere evden uzaklaştırma tedbiri uygulanmasın sonra çevrelerinde rencide oluyorları tartışalım o arada pek çok yerde pek çok kadın cinayeti işlene dursun,Bu gün Selda Taş,Aylin Sözel için üzülürken  bile bir başka kadın bir başka yerde şiddete maruz kalmaktadır. Aylin Sözer ise para için öldürüldü. Bir kadın yıllarca kazandığı kazancı yüzünden hırsız bir katil tarafından canavarca katledildi.Peki Aylin Hoca  yerine parası için öldürülen bir erkek olsaydı sonrasında ilişkimiz vardı kıskançlık yaptı o yüzden kavga başladı şeklinde bir savunma yapabilecek miydi? Ben cevap vereyim hayır”dedi.

ADLİ SİCİL KAYITLARINDAN ANLAŞILDIĞI ÜZERE KATİL, UYUŞTURUCU BAĞIMLISI VE SIK SIK ALDATILDIĞINI KAFASINDA KURAN BİRİ
SAKA,”Selda ise yersiz bir kıskançlığın bedelini hayatı ile ödedi. Selda’nın kocası “aldatıyordu öldürdüm dedi” peki gerçekten eşini aldatmış olsa dahi bunun karşılığı ölüm müdür? Ki çocukların beyanlarından ve adli sicil kayıtlarından anlaşıldığı üzere katil uyuşturucu bağımlısı ve sık sık kafasında aldatıldığını kuran biri. Peki kendisi acaba hiç eşini aldatmadı mı? Aldattıysa bunun bedelini hayatı ile ödedi mi? Her iki katilin iddialarına bakarsanız hep kıskançlıktır. Sadece bu iki kadın katilinin değil tüm kadına şiddet uygulayan veya kadın katillerinin ortak savunmasıdır “ aldatıyordu, kıskançlık yaptı, çok seviyordum, önce o saldırdı…” gibi söylemler. Bu söylemler asla değişmez. Ama bunlar gerçek olsa dahi bedeli asla inşa hayatı olmamalıdır.Bu şekilde şiddete eğilimli, kadın katillerinin ortak özelliği her zaman kendilerinden fiziksel olarak daha güçsüz olan kadınları hedef almaktır. Bu zihniyetteki erkekler için kendileri aldatsalar, kendileri boşanmaya karar verseler dahi eski eşlerini veya hayat arkadaşlarını malları olarak görürler. Ya da asla bir kadın tarafından red edilmeyi kabullenemezler.Ülkemizde  kendisi gibi olmayana güvenmeyen, hoş gözle bakmayan, başkalarına karşı hoşgörülü ve saygılı olmayan, aynı zamanda kuralsızlık ortamı içinde bulunan, kendine  güveni olmayan, aile kurumuna ve yaşantısına her ortamda özellikle vurgu yapan ama henüz aile olma kavramının ne demek olduğunu oturtamamış yapıda olan bir kitle var. Bu kitle şiddete eğilimlidir. Zira bu kitle aynı zamanda özgürlük ile keyfiliği ayıramayan ataerkil yapının yansıması olarak kadını “namus” kisvesi altında kendi malı olarak görmekte ve istediğini yapabileceğini düşünmektedir.Biz bunları söyledikçe, yazdıkça dahi bazı kesimlerden tepki alıyoruz. Ancak gelin inceleyelim cinayete kurban giden kadınların katili kimler;2020 yılı verilerinde  öldürülen 300 kadının 97’si evli olduğu erkek, 54’ü birlikte olduğu erkek, 38’i tanıdık birisi, 21’i eskiden evli olduğu erkek, 18’i oğlu, 17’si babası, 16’sı akraba, 8’i eskiden birlikte olduğu erkek, 5’i kardeşi, 3’ü tanımadığı birisi tarafından öldürülmüştür. 23 kadının ölümüne sebep olan kişilerin yakınlık durumu tespit edilememiştir.Peki neden bu kadar artmış durumda kadına şiddet ve kadın cinayetleri. Çünkü kadın artık kendisine uygulanan şiddeti kabullenmek istemiyor ve hayatının söz hakkını kimseye vermek istemiyor. Bunun sonucunda da başka hiçbir yönü güçlü olmayan bu şahıslar tek yetenekleri olan fiziksel güçlerini kullanarak bu kadınları canavarca katlediyor”dedi.

BU SORUNUN ÇÖZÜMÜ KÜÇÜK YAŞTA EĞİTİM
Adile Saka,Aslında bu sorunun çözümü çok basit küçük yaşta eğitim. Çocuklarımıza, algılama yeteneğine ulaşır ulaşmaz önce ailede sonra okulda kadının ve erkeğin eşit olduğu birinin diğerine üstün olmadığı gibi hiçbir canlının şiddete uğramayı haketmediğini, şiddetin hiçbir şeyin çözümü olmadığını adını soyadını ezberletir gibi öğretmemiz gerekir. Çocuklarımıza okullarımızda diğer bir bireyin yaşama hakkına ve beden bütünlüğünün dokunulmazlığına saygı duymayı öğretmemiz gerekir.
Hiçbir zaman bir kadının beden bütünlüğüne ve yaşama hakkına yönelik yapılan saldırının hafifletici sebebi olmadığı gibi haklı sebebi de olamaz.Asıl bu tarz insanlara güç veren nokta ise kadına yönelik şiddetin önüne geçilmesi için yapılan birkaç kanuni değişikliğin dahi bugün erkekler lehine olacak şekilde tartışılmasıdır.Bu nedenledir ki kadına şiddet ve kadın cinayetlerinin önüne geçebilmek için engelleyici ve caydırıcı tedbir ve yasal düzenlemelerin sayısının arttırılması gerektiğini ifade etti.