Gül'ün Enflasyon Tavsiyeleri

Eski cumhurbaşkanlarından ve AK Parti'nin kurucularından olan Abdullah Gül, geçtiğimiz günlerde Ukrayna ile görüşmeler sonucu çözülen gıda krizinde emeği ve katkısı olanları tebrik etmesinin ardından bir kez daha konuştu.

Gül'ün Enflasyon Tavsiyeleri
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Son zamanlarda ülkenin bir numaralı gündem konusu olan ekonomiye ilişkin de konuşan Abdullah Gül, eski yol arkadaşı Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ve AK Parti'ye de yüklendi.

"En çok hayret ettiğim şey enflasyonun bu kadar hafife alınması" diyen Gül, sözlerine şöyle devam etti: "Enflasyonla çok kararlı, rasyonel, güçlü bir şekilde mücadele etmek için artık son vakit. Bundan sonra vakit kalmıyor seçime kadar. Yani birinci öncelik bu olması lazım. Enflasyonun ne olduğunu, enflasyonun nasıl büyük bir bela, kötülük, ahlaksızlık, hastalık olduğu ve bir kamu hırsızlığı olduğu gerçekten idrak edilmezse enflasyonla amansızca bir mücadele içerisine girilemez. Şimdi baktığımda bunun farkında olunmadığını görüyorum. İçinde yaşadığımız bu yüksek enflasyon palyatif, çeşitli taktiksel yöntemlerle asla yenilemez, bunlar enflasyonu ve yan etkilerini daha da azdırır. Sizin söylediğiniz gibi, iktidar için bir seçim mağlubiyeti söz konusu olursa bunun en büyük sebebi enflasyonu hafife almak olur. Bundan 2 ay kadar önce açıklanan son milli gelir tabloları, ücret, maaş ve sabit gelirlilerin toplam milli gelirdeki paylarının ne kadar ciddi bir şekilde düştüğünü gösteriyor. Bunun ötesinde karların, rantların, faizlerin, bunların da nasıl arttığını. Bu çok dehşet verici bir şey. Bu orta sınıfın nasıl gerilediğini, bu gelir dağılımının nasıl bozulduğunu, tablolarla, matematiksel şekilde ortaya koyuyor. Bunun bütün müsebbibi enflasyon. Özellikle dini değerleri önemseyen iktidarların ekonomi politikalarında sadece faizi düşük seviyede tutmak amacıyla değil, diğer kötülüklerden de halkı koruyabilmeleri için enflasyonu birinci öncelik olarak gözaltında tutmaları gerekir. Dünyada enflasyonun % 6-7 olduğu ülkelerde olağanüstü seferberlik varken Türkiye'nin daha büyük bir mücadele içerisine girmesi gerektiğine inanıyorum. Birinci şart bununla mücadele edecek kadronun, yani ekonomi ve finanstan sorumlu kadroların içeride ve dışarıda kredibilitesinin, güveninin oluşturulması lazım." 

Abdullah Gül’ü beğenir ya da beğenmezsiniz. Bizler de bu köşeden zaman zaman kendisini eleştiren yazılar kaleme aldık. Ancak söylediklerine kulak kabartmak durumundasınız. Gül, hükümetin tek ve en önemli işinin enflasyonla mücadele olduğunu söylemekle kalmıyor, hükümetin bu meseleyi hafife aldığını ve kabullenmek istememesi gibi bir tavır içine girmesinin halkta tepki oluşturduğunu dile getiriyor.

Birçok bakan ve Ak Partili yetkilinin konuşmalarında enflasyondan ve hayat pahalılığından küçümser bir üslupla bahsetmesinin halktaki karşılığı çok sert,  muhtemel somut yansımasının da yine sert bir tepki olarak sandıkta görüleceği de biliniyor.

Buna rağmen hala yetkililerin aynı üslup ve tarzla olaya yaklaşmaları,  halkın belini büken enflasyonu yok göstermeye ve hafife almaya çalışmaları aslında halktan kopuk olduklarını da ele veriyor.

Vakayı kabullenmek, başarısızlığı kabullenmek değildir. Tam tersi var olanı kabullenmek ve samimi olarak bunun aşılması için çalışıldığını ifade etmek, reel politiğe daha uygun, izahı daha mümkün ve halkın dünyasını okuma açısından önemlidir.