GENÇLER NEDEN ÖFKELİ?

Ergenlik dönemine, eskilerin delikanlılık dönemi demesi boşuna değilmiş. Kanı delice akan, tez canlı, iyiye kullanılırsa çözümcü ve yapıcı, kötüye kullanılırsa da yıkıcı ve yakıcı bir hal arz eden gençlik döneminin en karakteristik özelliği ise öfkenin kontrol edilememesi.

GENÇLER NEDEN ÖFKELİ?
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Bu satırları yazmamızın sebebi ilimizde yaşanan örnek bir olay. Ajanslara düşen habere göre olay, merkeze bağlı Zübeyde Hanım Caddesi’nde meydana gelmiş.  Bir genç,  arkadaşının motosikletini ödünç almış.  Daha sonra arkadaşı ile henüz bilinmeyen bir nedenle telefonda tartışan şahıs, motosikleti ateşe vermiş.

Arkadaşı kendisine motosikletini ödünç verdiğine göre belli ki aralarında belli bir samimiyet ve hukuk var. Ancak ne yaşanılıyor, telefonda neler konuşuluyor bilinmez ama genç ödünç aldığı motosikleti, şehrin en işler caddesinde benzin dökerek yakıyor.

Belirli bir yaşa gelen çocukluktan ergenliğe geçen insanlar etrafına ve ebeveynlerine karşı zaman içinde öfkelerini kontrol etmekte zorlanıyorlar.

Bu durumun getirdiği kontrolsüzlük, ani öfke patlamalarına neden olabilen ve gencin kendisine zarar verebilen davranışlar şeklinde de sonuçlanabilir.

Öfkeyi;  güç gösterme ve varlığını ilan etme,  var olduğunu ispatlama çabası olarak düşünen gençler, kıskançlık, değersiz hissetme, reddedilme, onaylanmama, haksızlığa uğrama gibi durumları yaşadıklarında birden bire bir canavar haline gelebiliyor ve başta kendileri olmak üzere çevrelerine zarar verebiliyor.

Yapılan yanlışlıklar, çılgınlıklar ve çevreye zarar vermelerin kendilerince haklı gerekçesi ve savunma mekanizması ise; “beni çileden çıkarttı,  tepemin tası attı, sigortam attı gibi teselli cümleleridir.

Ancak sebebi, kaynağı ve amacı ne olursa olsun başta gençlerimiz olmak üzere tüm insanımızda bir örke kontrolü problemi var. Trafikte yol verip vermeme, yürürken ters bakma gibi sudan sebeplerle kavgalar oluyor ve hatta cinayetler işlenebiliyorsa burada hem bizlerin hem de yetkililerin 10’a kadar sayması lazım ve aklıselimle düşünüp bu konuda projeler hayata geçirmek lazım.

Yetkililer bunu yapmasa da bizler en azından Peygamber Efendimizi:  “Güçlü kişi, güreşte gücünü gösteren değil, öfke anında kendine hâkim olandır” fermanını uygulaya çalışalım.