Erdoğan'a Karşı Atak

2023 seçimleri yaklaştıkça siyaset gündeminde gerilim artıyor.

Erdoğan'a Karşı Atak
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Son dönemde ise muhalefetteki liderlerin arasındaki kavgalar ve geçmişe yönelik söylemleri gündemden düşmüyor. Özellikle AK Parti'den ayrıldıktan sonra Gelecek Partisi'ni kuran Ahmet Davutoğlu ve DEVA Partisi'ni kuran Ali Babacan'ın söylemleri dikkat çekiyor.

Hem Erdoğan’ın geçtiğimiz gün TRT yayınında söylediği, "Onlar o makamlara kendi layık oldukları için gelmediler. O makamlara getirildiler. Onlara bakanlık, başbakanlık verildiyse onlara bir irade o makamları verdi. Onlar bunun kıymetini bilemedi." sözleriyle partiden ayrılarak muhalefete geçen isimleri eleştirmişti. Bununla birlikte gittikleri her yerde seçmen tarafından kendisine yöneltilen, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan sayesinde makam sahibi olduğu ve 'nankörlük' yaptığı eleştirilerine kızan Davutoğlu ve Babacan tepkisiz kalmadılar ve anında karşı atağa geçtiler.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Davutoğlu; "Cumhurbaşkanı oraya oturuyor o lütfetmiş... Provokatörlerini karşımıza getiriyor, 'Cumhurbaşkanı olmasaydı sen bir hiçtin! Sen o yüzden bakan oldun...' Yok, canım biz olmasak Tayyip Erdoğan bir hiçti. Sayın Erdoğan siz de ben de o makamlara gökten inmedik. Milletin iradesi ve partinin ortak aklı bizi göreve getirdi.” cümlelerini sarf etti.
Deva Partisi Genel Başkanı da Babacan da bu topa girdi ve sosyal medya hesabından şu paylaşımda bulundu:

“13 sene layıkıyla Dışişleri ve Ekonomi bakanlıkları yaptım. Madem keramet sizde 2018’den beri kaç bakan değişti, buldunuz mu çare?Halep oradaysa arşın burada.”

Hem Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ifadelerini hem de Davutoğlu ve Babacan’ın sözlerini kamu vicdanına sorsak, ikisi de ciddi mahcup olurlar.

Öncelikle Ak Parti, hiçbir ikinci ismin değil, tek ve en güçlü irade olan Erdoğan’ın halka ve halkın hissiyatlarına dayanarak başlattığı bir siyasi harekettir. Akıncılar yıllarından itibaren, önce MSP ardından da Refah Partisinin yüzde 4’lerde olduğu ve yıllarca barajı aşamadığı günlerin tüm eziyet ve kahrını çeken, milletvekili seçildiği halde mazbatası elinden alınan, belediye başkanlığı görevindeyken hapse atılan ve muhtar dahi olamayacağı yönünde yayınlar yapıldığı yıllarda, akademideki konforlu odalarında entelektüel sohbet  yapanların ya da zengin muhitlerinde yetişip yurtdışında eğitim alan birilerinin bugün çıkıp, “Erdoğan’ı biz o makamlara getirdik” gibi cümleler kurmaları, ciddi bir hafıza travmasıdır. 

Bu ülke, Erdoğan’ın başbakanlığına kadar ne Davutoğlu ne de Babacan ismini biliyordu.  “Stratejik Derinlik” kitabıyla İslamcı tarafta tanınma  yapan ancak bunu hayata geçirme ve uygulaması için Erdoğan tarafından kendisine verilen Dışişleri Bakanlığı ve başbakanlık makamlarında başarı ortaya koyamadığı gibi “komşularla sıfır sorun” deyip başta Suriye olmak üzere tüm ülkelerle sorun yaşayan bir ülke konumuna getiren Davutoğlu’nun, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyasi kariyerinde katkım var” cümlesini kurması siyaseti nezaketsizlikten öte kadirbilmezliktir.