DANIŞMANLAR ÇOK KÖTÜ

DANIŞMANLAR ÇOK KÖTÜ
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Günlerden Pazartesi. Tüm medya kuruluşlarında Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi toplantısının ardından açıklamalarda bulunacağı altyazıları geçiyor.

Ve Elazığ iftarına yarım saat İstanbul iftarına bir saat kala Cumhurbaşkanımız kameraların karşısına geçiyor.

Koronavirüs ile ilgili yapılan çalışmaları çok güzel bir şekilde anlatıyor. Özellikle tüm dünyanın aciz kaldığı maske ve diğer tıbbi cihazların birçok ülkeye gönderilmesinden söz ediyor ve bunu geçmişte yapılan teknokent, şehir hastaneleri ve diğer yatırımlarının bir semeresi olduğunu çok haklı ve doğru olarak anlatıyor.

Geleceği gören ve ülkenin geleceğine yatırım yaptıklarını ifade ediyor ama birilerinin bu hizmetleri ne yazık ki hala küçümsediğini ifade ediyor.

Buraya kadar gerçekten mükemmel bir portre çiziyor Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan.

Ama birden bire sizlere birkaç video izleteceğiz diyerek Kılıçdaroğlu’nun yalan silsilesi peş peşe veriliyor. Zaten artık Kılıçdaroğlu klasiği haline gelen yalan rüzgârları ekrana geliyor.

Kılıçdaroğlunun yalan ve dün dediğini bugün inkar eden  örneklerinin sonuncusu da aylar önce gündeme gelen bir CHP’linin köşk ziyareti oluyor.

Sıradan bir insan ve bugüne kadar yapılan hizmetlerini takdir eden bir vatandaş olarak, Cumhurbaşkanımızın açıklamalarının birinci bölümünü ülkemizle ve bu yatırımların baş mimarı olarak kendisiyle gurur duyarak izledik. Bu zor durumda yıllar önce ortaya koyduğu öngörü ve ferasetle sağlık alanında nasıl dev yatırımlar yaptığını ve bu yatırımların bugün bizleri dünyanın gıpta ile baktığı bir ülke yaptığından dolayı müthiş gurur duyduk ve duygulandık.

Bu konuşma burada kalmalı ve bu göz yaşartıcı ve gurur verici tablonun yorumları halkımıza ve kararmamış ve satılmamış vicdanlara bırakılır diye bekledik.

Dünya lideri unvanına dünyanın umudu unvanını da ekleyen sayın Cumhurbaşkanımızın danışmanları ne yazık ki yine yanlış bir taktikle gün yüzüne çıktılar ve Kılıçdaroğlu gibi bu günlerde yetersizliği ile gündeme gelen bir  siyasiyi zamansız ve gereksiz şekilde muhatap aldırdılar.

Türkiye’nin başarı öyküsü karşısında Kılıçdaroğlu’nun gündeme getirilmesi birinci bölümdeki tüm güzellikleri de örttü ve unutturdu. Oysa sadece Ak Parti ve Erdoğan’a gönül verenler değil, bu süreçte ortaya koyduğu büyük başarılar sebebiyle birçok farklı partiye mensup insanımızın da gönlü zaten bugünlerde Cumhurbaşkanımıza akıyor ve kalpler yumuşama evresine giriyordu.

“İşte bu bir başarıdır ve bunu yapan da Erdoğan’dır” düşüncesi dost, düşman tüm ülke sathında dilden dile dolaşıyordu. Kanında bozukluk olmayan herkes bu başarıyı takdir ediyor ve bir hakkı teslim ediyordu.

Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın acemi danışmanları, dünyanın örnek gösterdiği ve küresel efendilerin diz çöktüğü bu başarı hikâyesinin ardından ramazan gibi manevi yoğunluğun yüksek olduğu ve iftar saatine dakikalar kaldığı bir anda Kılıçdaroğlu’na yüklenme gayreti, gerçekten bu büyük başarıyı da hem gölgeledi hem de sığlaştırdı, sıradanlaştırdı.

Hiç gereği yoktu Kılıçdaroğlu faslına. Halkımız zaten başarıyı görüyor, izliyor ve takdir ediyordu. Kılıçdaroğlu ve zihniyetinin de ülkenin sinesinde nasıl bir    yük olduğunu da zaten biliyordu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, danışmanlarını bir kez daha gözden geçirmeli. Söylenen her söz ve yapılan her bir davranışın halkta bırakacağı izlenim ve intiba da hesaba katılmalı. Yoksa hizmetler, hezimete dönüşebilir.