BU ÜLKENİN GÜNDEMİ

Bir gün bir gazeteci arkadaşım bana 'Yahu arkadaş biz haftada bir gün yazı yazıyor yine de zorlanıyoruz

BU  ÜLKENİN GÜNDEMİ
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Bir gün bir gazeteci arkadaşım bana “Yahu arkadaş biz haftada bir gün yazı yazıyor yine de zorlanıyoruz. Oysa sen haftanın her günü bazen iki üç gazetede birden yazıyorsun da zorlanmıyorsun nasıl oluyor bu iş?” Demişti de onları verdiğim cevapta;

         “Bu ülkede malzeme bol arkadaş malzeme bol” demiştim. 

         Hakikaten bu ülkede malzeme bol.

         “Horozu çok olan köyde sabah erken olurmuş” diyorlar ya çok doğru bizim köyünde horozu bol. Önüne gelen konuşuyor.

         Boşa da konuşuyor, doluya da konuşuyor.

         Konuşulan her konu da bize malzeme oluyor.   

                                                 

                                                 MALZEME                 

        

         Her gün üçer beşer şehit verilen bir ülkede, daha dün dokuz şehidimizin toprağa verildiği bir günde şehirlerde ilçelerde bölücü örgüt tarafından tüneller kazılıyor, düzenekler yerleştiriliyor, o ülkenin başkentinde ve dünyaya açılan kapısı konumlundaki Atatürk hava alanında bombalar patlıyor yüzlerce insanımız canından oluyor.

         Bu ülkede bir senede verdiğimiz şehit sayısı binleri buluyor. Milletimiz korkusundan kalabalık yerlere giremiyor. Korkusundan balkonunun kapısını evinin penceresini açamıyor.

Bütün bunlara rağmen bu ülkenin Adalet Bakanı “Yanı başımızdaki yangınlara ve olumsuzluklara rağmen, Türkiye huzur adası olma vasfını koruyor ve ekonomisi de her alanda iyi bir vaziyettedir”  diyebiliyorsa bu demeç basına verilen bir malzemeden öte bir şey değildir.

                                                        ***

         Bir ülkenin Meclis Başkanı  “Yeni Anayasada laiklik olmamalıdır” diyor ve ülkemizin kurtarıcıları ve cumhuriyetimizin kurucuları için “Cumhuriyeti kuran kadro dinsizdi” diyebiliyorsa böyle bir demecin de malzeme olma özelliğinden başka bir özelliği yoktur.

                                                       *** 

Bu ülkede yani Yeni Türkiye’de yurtlarda kalan sabi sübyanlara cinsel istismarda bulunuluyor. Bu istismara yöneticiler göz yumarken bu yurtlardan sorumlu sayın bakan “Bir kereyle bir şey olmaz”  diyebiliyorsa,

                                                        ***

         Bir ülkenin önde gelen bakanlarından birisi her yönüyle ülkemizin başına bela olan, ekonomimize büyük bir yük getiren, terör estiren, huzurumuza ve güvenliğimize kast eden Suriyeliler için;

“Suriyeli mültecilerin duası ve katkısıyla % 5 oranında büyüdük” diye övünüyorsa,

                                             ***

VE… Anlı şanlı basınımız üç milyon Suriyeliye vatandaşlık verilmesiyle ilgili “Üç milyonluk taze kan” başlığını atıyorsa,

                                              ***

VE bu ülkede “Atatürk döneminde ilkokullarda bira dağıtılıyordu” diyecek kadar Atatürk düşmanı, cumhuriyet düşmanı gazeteciler cirit atıyorsa,

                                              ***

Bu ülkede;

“Atatürkçü olmayı hakaret sayarım” diyen zevzekler,

“Türkiye’nin adı Osmanlı olmalı” diyen geri zekâlılar,

                                              ***

Ve bu ülkede “Mustafa Kemal’i beğeniyorsanız namaz kılsanız da kâfirsiniz”  diyen kâfirler,

                                              ***

Buna benzer bir ifadeyle “Namaz kılmayan hayvandır” diyen hayvanlar,

                                              ***

“Dondurma reklamları fuhuşu artırıyor. Dondurma alanların hepsinden ahrette davacıyım” diyerek milletin dondurma yiyen kadın ve kızlarını fahişelikle itham eden fahişeler,

                                              ***

Muhabirin “Şehitlerimiz var, bununla ilgili ne söylemek istersiniz?” sorusuna “O bizde de var dağa çıkan PKK’lılarda şehit oluyor” diyecek kadar basitleşen sözüm ona sanatçılar,

                                              *** 

Yeni Türkiye’de altı yaşındaki kız çocuğunun evlenmesine fetva veren din adamı kisvesinde dinsizler,

                                              ***

“Diz kapağının üzerini gördüğüm kızım olsa tahrik olurum”  diyen sapıklar,

                                              ***

İnternet çağında Internet kullanan kadınları hafiflikle itham eden hafif insanlar olduğu sürece bu ülkede ne gericilik, ne yobazlık, ne gaflet ve dalaletin ve nede ihanetin son bulacağına inanmıyorum.

Çünkü gündemi bunlar yönlendiriyor.

Onun için bu ülke insanın baş ağrısı dinmez arkadaş.

Bütün bu söylemler sürekli gündemdeki yerini korur ve her zamanda basında malzeme olur.

                                              ***  

Çünkü bu ülkede at izi it izine karıştı.

Eğitimden kültürden uzak bir nesil yetişiyor.

Hak, hukuk ve adaleti hak getire.

Kimin eli kimin cebinde belli değil.

Bütün değerlerimiz ayaklar altında…

Milletimiz “O senden bu benden” diye ikiye bölündü.

Bu ülkede “Ya taraf olacaksınız yâda bertaraf” sözünden sonra bu ülkenin % 50’si taraf, % 50’si bertaraf oldu.

Siyaset rayından çıktı.

Ahlak ve faziletten eser kalmadı.

Siyasetçilerimiz akşam söylediğini sabah inkâr eder hale geldi. Akşam söylüyorlar sabah “Sözüm yanlış anlaşıldı” diyorlar.

Şimdide özür moda oldu daha dün celdigerendiklerinden bu gün özür diliyorlar. “Ben ettim sen etme” diyorlar

Halka ve olaylara tercüman olması gereken yanlı ve yalaka basınımız ise yalan yanlış bilgilerle her zaman ve her zeminde yalan sofrasındaki yerini alıyor.

Beş milyon kişinin hala okuryazar olmadığı günümüz Türkiye’sinde eğitimcisi, siyasetçisi, âlimi, cahili, dindarı, kindarı böyle olursa elbette ki o ülkenin gündemi bu kadar çirkin olur.