Umudumuz Tarhana Çayı

Dün Hakimiyet Gazetesi Olarak 'Elazığ, Yanlış Proje Mezarlığı' manşeti ile Hamza Bey İçme Suyu Barajının yanlış bir proje olduğu haberimize DSİ 9. Bölge Müdürlüğünden cevap geldi. Açıklamada projenin nüfus projeksiyonlarına göre hazırlandığına vurgu yapılırken, küresel ısınmadan kaynaklı kuraklık ve yağış oranlarının hesap edilmemesi sonucu bu eksikliğin tarhana deresinin suyunun bağlanması ile çözüleceği açıklaması, projenin yanlışlığının da itirafı oldu.

TAKİP ET

Dün gazetemizde özellikle DSİ tarafından geçmişten bugüne yapılan projelerin ciddi teknik araştırma ve bilimsel incelemeler yapılmadan hazırlandığını bu kapsamda Uluova Sulama projesinin yanlışlığının yıllarca tarımsal üretime engel olduğu, son olarak da kuraklık sebebiyle Hamza Bey barajının boşalması sebebiyle şehirde su sıkıntısına sebep olduğunu dile getirmiştik.

TAHMİN YAPILMIŞ
Konu ile ilgili manşet haberimize DSİ 9. Bölge Müdürlüğünden açıklama geldi.

Resmi kurum açıklama formatı ve ciddiyetinden uzak, “Şimdi gelelim Hamzabey (Baltaşı) Barajındaki suyun bitmesine!” gibi özensiz bir üslupla verilen cevapta, barajın “ihtiyaç tahmini” çalışılarak yapıldığı ifade edilerek şu görüşlere yer verilmiş: “Elazığ İçmesuyu Projesi Yapımı işi kapsamında yapılan teknik hesaplara uygun olarak uzun dönemli su ihtiyaç tahmini çalışması yapılmıştır. Bu amaçla 2011 yılında hazırlanan Elazığ İçmesuyu Planlama Mühendislik Hizmetleri Planlama Raporunda, söz konusu proje kapsamında su temin edilecek olan Elazığ Merkez, Akçakiraz, Yazıkonak, Yurtbaşı ve Mollakendi Beldeleri, Palu ve Kovancılar İlçeleri ile Şahinkaya ve Sarıçubuk Köyleri içmesuyu teminine ait nüfus projeksiyonu ve uzun dönemli su ihtiyaç tahminleri hesaplanmıştır. Bu hesaplamalara göre, Elazığ Merkez (Beldeler Dahil) Nüfusu; 2020 yılı nüfusu: 467.557 2040 yılı nüfusu: 693.757 olarak tahmin edilmiştir. Bu hesaplamalar çerçevesinde de, bu nüfusa ait mesken, kamu, ticaret, sanayi, cami, park, bahçe ve kayıplarda dikkate alınarak 2020 yılı su ihtiyacı 36,21 milyon metreküp (1.148 l/s) olarak, 2040 yılı su ihtiyacı ise 62,20 milyon metreküp (1.967 l/s) olarak hesaplanmıştır. Bu kapsamdaki yerleşim yerlerinin güncel TUİK verilerine göre 2020 yılı Elazığ Merkez (Beldeler dahil) nüfusu 440.513 olarak tespit edilmiştir. Yani DSİ tarafından hesaplamalarda dikkate alınan nüfusun yaklaşık 27.044 daha altında kalmıştır. Demek ki nüfus hesaplamalarında bir yanlışlık olmadığı gibi % 6 daha emniyetli tarafta kalınmıştır.”

“UMUDUMUZ TARHANA ÇAYI”
DSİ Basın Birimi tarafından yapılan açıklamada, proje kapsamında 2040 yılına kadar içme suyu sorunu yaşanmayacağı ifade edilse de görülen su rezervi eksikliğinin giderilmesi amacıyla Tarhana Çayı suyunun da baraja akıtılması ile ilgili ek bir proje ve ihale yapıldığı itiraf edilerek şu ifadelerle dile getirilmiş:“Elazığ ili için yapılan içme suyu ihtiyaç hesapları sonucunda 2040 yılı su ihtiyacı 1,967 m3/s olarak belirlenmiştir. Bu ihtiyacının tamamı Hamzabey Barajı, Tarhana Çayı Derivasyonu karşılanacaktır. Hamzabey Barajı'nın devreye girmesi ile Kesikköprü ve Sürsürü kuyuları devreden çıkartılarak, 2040 yılı ihtiyaç açığı olan 0,57 m3/s içmesuyu Uluova mevcut YAS kuyularından sağlanacağı öngörülmüştür. Bu şekilde Elazığ kentine verilecek olan toplam 1,967 m3/s içme suyu 2040 yılına kadar kentin içme suyu ihtiyacını karşılamaya yeterli olacağı belirlenmiştir. Kaldı ki DSİ olarak, bununla da yetinilmeyerek, Elazığ ilimizin konumu ve gelişme potansiyeli dikkate alınarak, uzun vadede hiçbir YAS su kuyusuna ihtiyaç duyulmayacak şekilde çalışmalar da yürütülmektedir. Bu çerçevede, sadece kış aylarında alınacak 6,38 milyon metreküp suyu Hamzabey Barajına aktaracak Tarhana Çayı Derivasyonu işi Tarhana Regülatörü İletim Tüneli İnşaatı adıyla ihale edilerek 26.02.2021 tarihinde sözleşme imzalanarak işe başlanmıştır.”

“ALTERNATİFLİ ÇALIŞIYORUZ”
2040 yılına kadar şehrin içme suyu sorununu çözecek Hamzabey Barajı projesini hazırlarken nüfus projeksiyonlarının hesaba katılmasına rağmen on yıllardan beri dünyayı tehdit eden küresel ısınmadan kaynaklı kuraklık ve iklim değişikliği gibi önemli bir konuyu hesaba katmayan DSİ teknik ekibi, Hamza bey barajının yağışlarla dolmadığını görünce Tarhana Çayını baraja akıtma ihalesi yapmış, ancak bunun da soruna çözüm olmayacağını gördüğü için Hatunköy alternatifini devreye koymak zorunda kaldığı da şu cümlelerle itiraf edilmiş: “Hatunköy Barajı alternatifi de, devreye alınmış ve mevcut öngörülen şartlar çerçevesinde inşallah hiçbir şekilde Elazığ ilimizin içmesuyu sorunu yaşamayacağı çözümler de ortaya konulmuş ve o doğrultuda da çalışmaların çok önceden başlatılmış, Hatunköy Barajı Proje Yapımı işi 05.01.2021 tarihinde ihale edilmiş ve 03.02.2021 tarihinde sözleşmesi imzalanarak başlanmıştır. Bu suretle, söz konusu barajdan içmesuyu için faydalanmaya ihtiyaç duyulacağı zamana kadar farklı amaçlar (enerji, sulama vb.) içinde bu su kaynaklarından faydalanılması amacıyla çalışmaların yürütüldüğü, bu projelerle alakalı zaman zaman basınla yapılan paylaşımlarımızdan iyi niyetle okuma yapanların malumudur.”

“ŞİMDİ GELELİM SUYUN BİTMESİNE”
DSİ 9. Bölge Müdürlüğü Basın Birimi tarafından “Şimdi gelelim Hamzabey (Baltaşı) Barajındaki suyun bitmesine!” gibi resmi kurum formatı ve ciddiyetiyle bağdaşmayan açıklamada şu görüşlere yer verildi: “Her konuda olduğu üzere, maalesef bu konuda da bilgisi olmayan (bazı köşe yazarlarının ve bilen insanların alternatif düşünce ve yorumlarını saygıyla karşılamak kaydıyla), olmadığının da farkında olmayan, öğrenmek için de başvurmayan ve bunu da farklı gerekçelerle toplumu yanlış yönlendirme ve vatandaşlarımızın iyi niyet ve hassas durumundan istifade ederek kamuoyunu yanlış yönlendirme ve çamur at izi kalsın mantığı ile hareket etmeyi marifet sananların hezeyanlarını bir tarafa bırakarak kamuoyunun bilgisine sunmak ihtiyacı hasıl olmuştur. Şöyle ki; herkesin malumu olduğu üzere; Elazığ ilimizde, Sivrice ilçesi merkezli 24 Ocak 2021 tarihinde meydana gelen deprem afeti akabinde birçok vatandaşımızı kaybettik ve akabinde yaraları sarma ve şehirde hayatı normale döndürme amaçlı çalışmalara yoğun bir şekilde başlandı.

Bu çerçevede de Elazığ İçmesuyu Projemize de hız verilerek, Elazığ Belediyemizin depremin etkileri ve yaz aylarında yaşanan su sıkıntısının giderilmesi amacıyla Hamzabey Barajından İletim Hattı ile Arıtma Tesisine iletilerek arıtılan suyun verilmesine dair yazılı talebi doğrultusunda Genel Müdürlüğümüzün 25.06.2020 tarihli uygun görüş yazısına istinaden, normal şartlar altında rezervuarın tam dolu hali ile işletilmeye başlanması gerekirken, ortaya çıkan bu acil durum ve önceki yıllara göre %40 oranında azalan yağışa rağmen, Hamzabey Barajı rezervuar su seviyesi 1115 kotunda ve 23 milyon metreküp su depolanmış (56,65 milyon metreküp olması gerekirken) olduğu halde arıtma tesisinden arıtılan su Elazığ merkeze verilmeye başlanmıştır.

Gelinen aşamada şehre bu güne kadar yaklaşık 13 milyon metreküp su verilmiştir. Biriktirilen bu suyun bir milyon metreküpü kullanılamayan ölü hacim olduğu, barajda yapılan enjeksiyon çalışmalarının başarısı için suyun daha alt kotlarda tutulması gerekliliği ile Palu ilçesine ait bahçelere verilen kadim su hakkı, buharlaşma, şehir içi şebekede ki kayıp kaçak miktarları vb. hususlar dikkate alındığında, yapılan yatırımın veya projeden kaynaklı yaşanan bir olumsuzluk, uğursuzluk, beceriksizlik, iş bilmezlik söz konusu olmayıp, Elazığ ilimizin yaşadığı bu zor sürecinde mevcut imkanlar çerçevesinde gerekli katkıyı sunmak için ortaklaşa alınan doğru bir kararın neticesidir.”

“YA SUYU VERMESEYDİK!”
DSİ 9. Bölge müdürlüğü açıklamasında yapılan projenin yanlışlığını gidermek amacıyla yeni ve ilave projeler yapıldığı itiraf edilmeyle kalınmamış, deprem gerekçesine sığınılarak, su tüketiminin azalmasına rağmen konuyu farklı bir boyuta çekerek, “Ya bu süreçte şehre su vermeseydik” gibi bir üslup ve anlamsız bir beyanlarda bulunulması da tepki topladı.

İşte o cümleler:

“Şimdi eleştiri sınırlarını aşarak ahkâm kesenlere şunu sormak isteriz; Elazığ ilimiz şu büyük afeti yaşadığı süreçte, vatandaşlarımızın içinde bulunduğu o zor ve meşakkatli ortamda, her zaman vatandaşımızın yanında ve yararına olacak işler yapmayı şiar edinmiş bir kurum olarak DSİ, o ortamda barajın tam dolu kapasiteye ulaşıp işlevsel hale gelinceye kadar suyun verilmemesi noktasında bir tavır içine girmesi halinde olacak değerlendirmeleri kamuoyunun takdirlerine arz ediyoruz.

“SIKINTI ÖNGÖRÜLMÜYOR”
İlimizde şu an ciddi bir su sıkıntısı yaşanmasına ve her gün dönüşümlü su kesintisi yapılma zorunda kalınması gerçeği tüm yetkililer tarafından da dile getirilmesine rağmen DSİ'nin “Sıkıntı öngörülmüyor” açıklaması ise şaşkınlıkla karşılandı.

İşte o satırlar:
“Sonuç olarak, yukarıda detaylı ve verilerle ortaya koyduğumuz üzere; Elazığ Merkez (Beldeler dahil) tahmin edilen 2020 yılı nüfusu olan 467.557 (mevcut nüfus: 440.513) kişi için yıllık su ihtiyacı 36,21 milyon metreküp, Palu ve Kovancılar içmesuyu ihtiyacı 1,42 milyon metreküp olmak üzere toplam 37,63 milyon metreküp iken, uzun yılların ortalamasına göre baraj depolama kapasitemiz ise 56,65 milyon metreküp ve inşaatına başladığımız Tarhana Regülatörü İletim Tüneli İnşaatının bitiminde ise kış aylarında aktarılacak 6,38 milyon metreküp suyu dikkate aldığımızda toplam suyumuz ise 63,03 milyon metreküp olmaktadır. Bu kapasite ise, hâlihazırda ihtiyaç duyulan suyun yaklaşık 1,7 katıdır. Şu unutulmamalıdır ki, bu tür projeler hazırlanarak hayata geçirilirken geçmişten günümüze kadar geçen 30-40 yıllık su ölçüm verileri dikkate alınarak uzun yılların ortalaması olan veriler dikkate alınarak hesaplar yapılır. Ayrıca 2020 ve 2021 yıllarında, bir önceki yıl ve uzun yılların ortalamasına göre %40'a varan bir yağış azlığı da malumdur. Ayrıca bu durum öngörülmeyen bir durum olmayıp, kış periyodunun bitiminde yaklaşık 5 ay öncesinde baraj rezervuarındaki su miktarı dikkate alınarak gerekli uyarılar yapılmış ve suyun israf edilmeden kullanılması yönünde basına da yansıyan açıklamalarımız olmuştur. Yani Hamzabey (Baltaşı) Barajı işletmesi, yukarıda izah edilen zorunlu ve ortaya çıkan olağanüstü deprem şartları nedeniyle ortaya çıkan doğal bir sonuç olup, yağış periyoduna girilmesi ve beklenen yağışların olması halinde su temininde ciddi sıkıntıların yaşanmayacağı öngörülmektedir. Ayrıca, halihazırda söz konusu tesisler tam kapasite devreye alınmadığı için, geçmişte su temini için kullanılan kaynaklar aktif olup, devreye alınması ve ilave tedbirler alınmak suretiyle Belediyemiz tarafından önemli su sıkıntısı yaşanmadan sürecin atlatılması mümkün olabilecektir. Kamuoyuna saygıyla arz olunur”

ULUOVA'DAN HABER YOK
Barajda suyun tamamen bittiğine dair resmi açıklamalara ve halkın bizzat yaşadığı su kesintileri sorununa rağmen, DSİ 9. Bölge Müdürlüğü'nün üç tarafı su ile çevrili bir coğrafyanın avantajlarını kullanma yerine, sadece yağışlara endeksli yapılan Hamzabey barajı projesinin doğruluğunu savunma gayretine karşın, yine aynı manşetimizde yanlış yapıldığı ve bu sebeple şehrin yıllarının kaybedildiğine dair ilimiz Milletvekili Metin Bulut'un televizyon programında DSİ teknik ekibine yönelik sitemlerin görmezden gelinmesi ise dikkatlerden kaçmadı.

DSİ'nin birçok kısmı havada kalan ve su sıkıntısı yaşandığı gerçeğini örtmeye yetmeyen Hamzabey Barajı açıklamasına karşın, Uluova Sulama projesinde sessizliğe bürünmesi, konu ile ilgili açıklayıcı ve durumu izah edici tatminkar bir cevabının olmadığı gerçeğini de ortaya koydu.

YENİ BİNA VE LOJMAN KEYFİYLE YAZILMIŞ
İlimizin içme ve tarımsal sulama konusunda yaşadığı önemli sorunları çözme yerine kendi kurum binaları, ve yeni lojmanlara önemli bütçe ve kayna aktaran DSİ 9. Bölge Müdürlüğü'nün bu açıklamaları kamuoyu tarafından inandırıcı ve gerçekçi bulunmadı. 2011 yılında yapılmış olsa da bu proje yanlış, eksiz ve kusurlu bir projedir. Bu gerçeği sadece biz değil, işin uzmanı ve su konusunda geçmişten bugüne önemli çalışmalar yürüten birçok teknik elemanın da görüşleri aynı yöndedir.Basın kuruluşları da bu yanlışı gündeme getirmiş ve üzerine düşen görevi yapmıştır.

Baraja yeni enjekte yapmak için suyun kodunun özellikle düşürülmesi olayı ayrı bir teknik tartışma konusu olmakla birlikte, DSİ 9. Bölge Müdürlüğü'nün eleştirilerin kasıtlı bir şekilde yapıldığı gibi bir yanlışa ve yanılgıya düşmesinin yanlışın itirafından öte bir anlam taşımadığını dile getiren vatandaşlar, kamu kurumlarının projelerini daha bilimsel düzlemde ele alarak çalışmaları gerektiğini ifade ediyorlar.

Bakmadan Geçme