8 Mart Dünya Kadınlar Günü ve Kadın Olmanın Zorlukları

Başak MERAL GÜNDÜZ/8 Mart Dünya Kadınlar Gününün Tarihçesi hakkında Avukat Fadile SAKA gazetemize açıklamalarda bulundu

8 Mart Dünya Kadınlar Günü ve Kadın Olmanın Zorlukları
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Fadile SAKA,”Her yıl 8 Martta kutlanan Dünya Kadınlar günün temeli  uzunyıllar öncesine dayanmaktadır. İlk olarak 8 Mart 1857 tarihinde ABD’nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisinin daha iyi çalışma koşullarına sahip olmak için başladıkları bir grevde polisin işçileri fabrikaya kilitlenmesi ve ardından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda çoğu kadın olan 129 işçinin can vermesiyle ortaya çıkmıştır.26 – 27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka’nın Kopenhag kentinde 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Martın Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanması önerisini getirildi ve öneri oybirliğiyle kabul edildi.İlk yıllarda belli bir tarih saptanmadığından ilk baharda kutlanırdı.1921’de Moskova’da gerçekleştirilen 3. Uluslararası Kadınlar Konferansında 8 Mart tarihinde kutlanması kabul edilmiştir.Birinci ve İkinci Dünya Savaşı yılları arasında bazı ülkelerde kutlanması yasaklanan Dünya Kadınlar Günü, 1960lı yılların sonunda Amerika Birleşik Devletlerinde de kutlanmaya başlanınca daha güçlü bir şekilde gündeme geldi. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Martın Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmasını kabul etti. Böylece artık tüm dünya da kabul görmesi ve kutlanması hız kazanmıştır. Ancak amacı ve kapsamı genişlemiştir. Sadece emekçi kadınları değil tüm kadınları ve kadın haklarının gündeme gelmesini sağlayacak şekilde benimsenmiş ve kutlanmıştır”dedi.

8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ NEDEN KUTLANIR?

Saka,8 Mart Dünya Kadınlar Günü tüm dünyada kadınların ve erkeklerin  eşit haklara sahip olduğunun vurgulandığı  özel bir gündür.Zira tüm dünyada kadınlar sadece kadın olmalarından kaynaklı olarak negatif ayrımcılığa, şiddete ve cinsel saldırıya maruz kalmaktadır. Maalesef oranlar azımsanmayacak derecede yüksektir. Savaşta veya barışta en çok zararı gören her zaman kadınlar ve çocuklar olmuştur.  8 Mart, dünyanın her yerinde  büyük kitleler halinde tek ağızdan kadınların da kanun önünde ve toplumda erkeklerle aynı haklara sahip olduğunun haykırıldığı gündür.Bir kadının yapamayacağı hiçbir iş yoktur. Kadınların tarih boyunca toplumda birey olmanın, siyasi-sosyal ve ekonomik anlamda eşitliğe kavuşmanın mücadelesini verdiklerini ifade etti.

KADIN OLMANIN ZORLUKLARI

Fadile Saka,”Kadınsanız gece tek başınıza dışarıya çıkmazsınız, eğer otobüste veya minibüste tek başınıza veya tek kadın olarak kalırsanız daha gidecek yere varmadan inmek ve yürümek zorunda kalırsınız ya da gideceğiniz yere varana kadar içiniz de korku ile bir an önce varmak için dua edersiniz.Yoldan bilmediğiniz bir taksiyi çevirip binemezsiniz. Kadın toplumda kendisine yüklenen “kadınlık görevlerini” yapmak zorundadır. Nedir bunlar yemek yapmak, temizlik yapmak, çocuk bakmak, kocan ne derse onu yapmak” vb. Çalışan kadınsanız o zaman hem işi hem de bunları yapmak zorundasınızdır çünkü siz kadınsınız. Çocuğunuz iyi yetişmez ve ileride herhangi bir suça karışırsa bunun sorumlusu da toplum nezdinde yine kadındır. Zira anne olarak iyi yetiştirememiştir. 

Evliyseniz ve eşiniz sizi aldatsa da, dövse de o istemeden boşanmazsınız. Boşanmak isterseniz yine şiddete uğrarsınız. Ama aynı şeyi bir kadın eşine yaptığında ise maalesef karşılığı yine şiddet hatta cinayetle sonuçlanır. Zorla evlendirilirsiniz, boşanmak istersiniz, şiddet görürsünüz ama arkanızda aileniz  yoktur. Boşanmışsınızdır yeni bir evlilik yapmak istersiniz ama eski eşiniz peşinizi bırakmaz.

Tacize, cinsel saldırıya uğrar ama sorumlu yine kadın olur. Çünkü mini etek giymiştir, gece dışarı çıkmıştır! Çünkü kadın istediği gibi giyinemez.

Toplum içerisinde ve iş hayatında nazik ve güzler yüzlü davranır ama sonucu tacize uğramak olur.

Kadın dini inançlarını yaşamak ve ona göre giyinmek ister ama bu kez kendisi gibi düşünmeyen ve  saygısı da olmayan insanlardan tepki alır ve dışlanır.

Kadın iş yerinde erkek iş arkadaşlarına oranla daha fazla çalışır ama daha az maaş alır. Neden mi? Çünkü o kadın ve bedensel olarak zayıf! Her an hamile olup işten ayrılabilir! Ya da aynı işi yapan erkek meslektaşları dışarıda övgüyü alırken aslında arka planda tüm işi yapan kadın ekip arkadaşıdır. İş başvurusunda veya çalışma hayatında her zaman erkek meslektaşı daha çok tercih edilir”dedi.

ERKEK OKURLARIMIZ EMPATİ KURARAK KENDİLERİNİ KADINLARIN YERİNE KOYSUNLAR
Saka,”Bu saydıklarımız kadınların yaşadığı sorunların sadece küçücük bir kısmı. Kadınların istediği ise sadece insanca, saygı duyularak ayrımcılığa maruz kalmadan yaşamak.Bunları anlatmamın sebebi erkek  okurlarımızın empati kurarak kendilerini kadınların yerine koymaları, günlük yaşam faaliyetleri arasında bir de bunları düşünmek ve yaşamak zorunda kaldıklarını hayale etmelerini ve kadın haklarını tam olarak anlayamayan hem cinslerimin tekrar düşünmesini sağlamak.Son olarak;Tüm kadınların “8 MART KADINLAR GÜNÜ”nü kutluyor , “kadına yönelik negatif ayrımcılık ” yok edilinceye kadar mücadelemiz devam edecektir”dedi.