'6'LI Masaya Talimatımdır!'

28 Şubat sürecinde adı fişlemeler ile anılan Batı Çalışma Grubu'nun başkanlığını yapan, kendisinin imzası olan 16 Nisan 1997 tarihli ve bütün askerî birimlere gönderilen bir BÇG belgesinde, laiklik aleyhtarı faaliyetlerin arttığı vurgulanarak camilerin gözetim altına alınması emreden, görevli askerî personel camilere giderek ve laiklik karşıtı fiil ve sözleri ivedilikle garnizon komutanlıklarına bildirme planının mimarı ve 28 Şubatın generali Çetin Doğan yine sahneye çıkmış.

'6'LI Masaya Talimatımdır!'
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Geçtiğimiz yıl Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen dava kapsamında yakalama kararı çıkartılan ve teslim olduktan sonra 1 yıldan beri cezaevinde bulunan 28 Şubat’ın anlı şanlı komutanı Çetin Doğan, cezaevinden altılı masaya mektup göndermiş.

Cumhuriyet gazetesine yolladığı mektubundaki ifadelerinde Doğan, 6’lı masaya dair, “Ülkemizi aydınlığa, esenliğe çıkarmak isteyen partiler için iç ve dış konjünktürel koşullar belki de bir daha ele geçirilmeyecek bir fırsat yaratmaktadır. Bu fırsat heba edilmemelidir.” düşüncesini dile getirmiş.

Altılı masanın 28 Kasım’daki toplantısına da değinen Doğan, “Liderlerin hoşgörüsüne sığınarak önemsediğim bazı noktaları açıklamak isterim” diyerek sözlerini şöyle sürdürmüş:

“Ülkemizi aydınlığa, esenliğe çıkarmak isteyen partiler için iç ve dış konjünktürel koşullar belki de bir daha ele geçirilmeyecek bir fırsat yaratmaktadır. Bu fırsat heba edilmemelidir. Mektubumun önemli kısmını 6’lı masa merkezli düşüncelerimi paylaşmaya ayırmamın hoş görülmesini dilerim. Bunun nedeni birey olarak çektiğimiz, yaşadığımız sıkıntıların makro düzeyde bozuk düzenden kaynaklandığına olan inancımdandır.

Varsın AYM meşru zemini olmadan hakkımızda açılan davanın, geçerli hiçbir kanıt olmadan verilen hükmün ‘ciddiyetle’ tartışmasına devam etsin! Adaletin ayaklar altına alındığı ve insanların korku ile sindirildiği bu gibi durumlarda geçici olarak gerçek suçluların itibar görmesi doğaldır. Gerçeğin er geç gün yüzüne çıktığı, bu tür mahkemelerin ise sonradan lanetle anıldığı görülmektedir. Nazım’ın dediği gibi, ‘sen yanmazsan, ben yanmazsam, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa."

Çetin Doğan nasıl 28 Şubatta medya, kendi emri altındaki kişiler ile  Demirel, Mesut Yılmaz ve Ecevit gibi siyasileri sindirerek Sincan’da tankları yürütüp demokrasiye balans ayarı yaptıysa, şimdi de aynı talimatları 6’lı masaya veriyor. 

Çetin Doğan’ın taktiğini alan diğer 5 masa üyesine çok görmüyoruz bunu ama Saadet Partisi bu mektuba nasıl bir tepki verir, bir askerin nükseden eski alışkanlık ve İslam düşmanlığı refleksine nasıl bir tepki gösterir  işin doğrusu merak ediyoruz.

SP lideri Karamollaoğlu, muhtemelen, “o kendi görüşüdür bizi bağlamaz” diyerek geçiştirme yapar belki ama o günleri yaşayanların Çetin Doğan’ın bu açıklamasını askeri vesayet olarak değerlendireceklerinden kuşkumuz yok. Bu zihniyet, biliniz ki fırsat bulduğu ilk ortamda yeniden ortaya çıkar ve ipleri yeniden ele geçirir. Doğan’ın bu açıklaması da bunun çok net işaretidir.