Sayın Mali Bakanı Şimşek'in geçtiğimiz hafta 81 ilin valisine yaptığı uyarı dikkat çekmiş, Şimşek'in "Harcadığımız para babamızın parası değil, milletin parası" dediği iddia edilmişti! Tek kelime helal olsun Sayın Bakanım…
Milletin iradesiyle ve en önemlisi milletin parasıyla saltanat süren maalesef bazı yöneticilerin de ısrarla bu saltanatların sürdürmesi akıl almaz bir iş değil. Ülke ekonomisinin zor günler yaşadığı bir süreçte Sayın Bakanın dediği gibi baban parası gibi harcama yapamazsın arkadaş!
Siyasetçi vatandaşın sesine kulak vermek zorundadır. Halkın rahatsızlığını bilmeli ve bu konuda çözüm odaklı çalışılmalıdır. Özellikle en çok şikayet alan konurlardan bahsetmek gerekirse; bunların başında korumalar, danışmanlar, milletvekili emekli maaşları, işe imza ile katılan ve kızağa alınan bürokratlar…vs gelmektedir.
Şimdi sormazlar mı reform çalışmalarınız nasıl tasarruf tedbirlerinizle uyumlu? Nasıl harcamaları verimli bir şekilde yönetiyorsunuz?
Evet, tedbir konusunda bir sıkıntı yok ve bende alınması taraftarıyım ama bunu ayırmadan, kayırmadan yapmak işin en efdalidir.
Temel bir aynılık ve eşitlik ilişkisinden, bir ortaklık ve birliktelik matrisinden, eşit varlıkların dayanışma ve işbirliği ağından başlamak lazım. Eşitse herkese aynı olmalı ve davayı bu şekilde yönetmelidir.
Bana bazen soruyorlar sen taraf mısın diye? Yo ben eşitlik konusunda hak ne derse ondan tarafım. Hakk’ın razı olmadığına ben nasıl razı olayım ki! Rabbimin emri ve yasakları en büyük ölçü değil mi? Eşit olun, işleri zorlaştırmayın kolaylaştırın, aranızda adil olun diye Rabbim emretmiyor mu? E tamam işte, benim tarafım bu…
Hülasa, kamu tasarruf tedbirlerinde yapılan politikaları yerinde bulurken elbette bunu genele yayarak yapmak gereklidir. Ayrıcalık yapmadan Allah korkusunu taşıyarak hareket etmek gereklidir. Unutmayalım ki; adaletin olmadığı yerde ahlak da yoktur velhasılıkelam…
