Taha Yusuf SARIGÜL

CHP - DHKP-C AŞKI

Taha Yusuf SARIGÜL

 DHKP-C Terör Örgütü’ne karşı yürütülen soruşturmalar kapsamında Halkın Hukuk Bürosu’na geçtiğimiz Eylül ayında gerçekleştirilen operasyonda örgütün Türkiye sorumlularından olan ve gri listede aranan Kamile Kayır’la birlikte örgütün avukat yapılanması içerisinde yer alan Ebru Timtik aynı evde, aynı delikte yakalanmıştı. Avukat Ebru Timtik örgütün talimatı ile cezaevinde başladığı ölüm orucu eyleminde hayatını kaybetti. Ebru Timtik'in ceza almasına neden olan eylemleri arasında DHKP-C'nin kuryeliğini yapması başta geliyor. Timtik'in örgüt talimatlarını yakalanan örgüt mensuplarına ilettiği, örgütle irtibatı sağladığı, kuryelik yaptığı yönündeki suçlamalar, yargılandığı İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki dava dosyasında da yer almış. Şehit Savcımız Mehmet Selim Kiraz'ın katilinin cebindeki notlardan da terörist Ebru Timtik'in ismi çıkmıştı. Katillere emri ulaştıran ve silah temin eden de Ebru Timtik. Tescilli bir terörist yani Ebru Timtik.

   Ölümünün ardından İstanbul Barosu'nun girişine bu teröristin posterinin asılması tam bir skandal. Bir baro düşünün ki nisbi temsili sistemle aldığı azınlık oyuyla başkan olarak kendi istedikleri kişiyi seçtirsin. Kendi terör sevici politikalarını da tüm üyelerin politikasıymış gibi lanse etsin. Sonra da haktan hukuktan bahsetsin.

   Demek ki bu 'baro düzenlemesi' boşuna değilmiş. Bu düzenleme bir turnusol kağıdı görevi görecektir. Saflar iyice netleşecek, terör seviciler ve marjinaller iyice ayırt edilecektir.

   Söze gelince kimseye sıra vermezler. Onlara göre ülke diktatörlük ile yönetiliyor, demokrasi ve insan hakları rafa kalkmış ve ülke felakete doğru sürükleniyor! Nedense diktatörlük var dedikleri ülkede, ülkenin savcısını şehit eden teröristlerin posteri baro binasına asılabiliyor. Gerçekten diktatörlük olsa o posteri oraya aslanları taksim meydanında sallandırırlar. Hem de öyle bir sallandırırlar ki millete ibret olsun diye canlı yayında da izletilirler.

   Buradan açık ve net söylemeliyiz ki İstanbul Barosu yönetimi ve destekçileri tam bir terör sevicidirler. DHKP-C ve PKK destekçileridirler. İnşallah bu baro düzenlemesi ile saflar iyice netleşecek, terör seviciler iyice izole olacaklardır. O zaman vatandaş kim vatansever, kim terör sevici diye iyice ayırt edebilecek ve ona göre davranacaktır. Davalarını da ona göre gerçek vatansever ve milli avukatlara verecektir. Terör sevici avukatlar da sadece teröristlerin avukatlığını yapacaktır böylece.

   Biz bu baronun mazisini de çok iyi biliriz aslında. 28 Şubat'ta nasıl darbecilerle işbirliği yaptıklarını da, 2007'deki 'cumhuriyet mitinglerinde' nasıl darbe çağrısı yaptıklarını da, her terör olayında teröristlerin hamiliklerini yaptıklarını da çok iyi biliriz. 2007'de 'ordu göreve' pankartı açan da bunlardı. DHKP-C, PKK, MLKP gibi silahlı terör örgütlerinin yuvalandığı yer Halkın Hukuk Bürosudur. Halkın Hukuk Bürosu da İstanbul Barosu'ndaki bu azgın azınlığın örgütlenme yeridir.

   Sosyal medyada CHP'li siyasetçi ve gazetecilerin terörist Ebru Timtik'e sahip çıkan mesajlar paylaşması da işin farklı boyutlarını görmemizi sağladı aslında. Atatürk'ün kemikleri sızlıyordur şimdi. Özgür Özel, Gürsel Tekin, Sezgin Tanrıkulu başta olmak üzere birçok CHP'li siyasetçi bu olay üzerinden devleti suçlayıp teröristlere destek mesajları yayımladılar. Yine başta Yılmaz Özdil ve Merdan Yanardağ olmak üzere birçok CHP'li gazeteci de ölen terörist Ebru Timtik'in arkasından yas tutarak devleti katil olarak suçlayan mesajlar paylaştılar. CHP içerisindeki vatansever kesimin sesi neden çıkmıyor acaba? Devletin savcısını şehit eden teröriste sahip çıkmak hangi akıl ile açıklanabilir.

   Gürsel Erol neden sessiz. Tunceli'de PKK'lı teröristlere karşı haykıran ve vicdanların sesi olan Gürsel Erol'u, yine haykırmaya davet ediyorum.

   Düşünsenize sözde İslamcı bir terör örgütü mensuplarına yönelik AK Parti'li vekillerden ve gazetecilerden böyle destek mesajları gelse ne olurdu? Ama görüyoruz ki CHP'li milletvekilleri hiçbirşeyden çekinmeden teröristleri savunup, avukatlıklarını yapabiliyorlar. Bir açıdan da cesaretlerinden dolayı 'helal olsun' demek gerek aslında. Demek adamlar dava edinmiş. Batıl da olsa terörist de olsa adamlar davalarının peşinde.

   28 Şubat davalarından hala suçsuz yere yatan mütedeyyin insanlar var. FETÖ'nün kumpas davalarından dolayı mahkum olan bir sürü dindar insan var. Bir iki cılız ses hariç hiçbir AK Parti'li vekilin çıkıp da bu insanlara sahip çıktığını, haykırdığını görmedik. Buradan nasıl Gürsel beye sesleniyorsak İlimizdeki AK Parti milletvekillerine de seslenmek boynumuzun borcudur. Çıkıp sizler de açıklama yapın lütfen. Terör sevici İstanbul Barosu'nu eleştirin. 28 Şubat davalarından dolayı haksız yere yıllardır içeride yatan masumların sesi olun. İnanın ki size oy verenlerin büyük çoğunluğu da bunu istiyor.

   AK Partili tüm vekiller için söylüyorum. CHP gerçek teröristlere sahip çıkarken sizler de terör iftirası ile haksız yere mahkum olan dindar mütedeyyin insanlara sahip çıkın lütfen. Onlardan daha cesur olduğunuzu görmek istiyoruz.

Sizler iktidardasınız, güç sizin elinizde...

Şimdi değilse ne zaman?

 

Yazarın Diğer Yazıları