E.Eren KURNAZ

SİNİR BOZUYORSUN

E.Eren KURNAZ

                                                      Bolu Spor deplasmanında alınan galibiyet ile çıkış yakalayacağını düşündüğümüz Elazığ Spor, Ümraniye Spor maçından eli boş dönerek beklentileri karşılayamadı. Kazanan takımı bozmayan sayın Bektaş; sadece cezalı Hakan Bilgiç’in yerine Adem’e şans verdi, ancak Bolu Spor maçındaki oyun sisteminden farklı olarak Timur’u sol açığa, Cajiç’ide ortaya çekerek eski sisteme geri döndü. Geçen hafta övdüğümüz ve artık bu sistemle oynamanın doğru olacağını söylerken, rakiplerin artık Elazığ Spor’u çözdüğünü ve kolay önlem aldıklarının altını çizmiştik. Ümraniye Spor gibi disiplinli ve diri bir takıma karşı orta sahayı üçlemek belki mantıklıydı ama, Berk-Youseff gibi kanat oyuncuları varken Timur’u kanatta oynatmak hataydı. Genel olarak rakibine karşı fizik olarak ezilen takımımız, kazanmak için yeterli direnci gösteremedi. 90 dakika boyunca girdiği tek pozisyonda golü bulan ve skor avantajını yakalayan Elazığ Spor ne yazık ki kenar yönetimin hamle yetersizliği ve cesaretsizliği yüzünden avucundaki çok önemli üç puanı rakibine verdi.     Kehinde, Timur, Cajiç ve Adem’in fizik olarak yetersiz oldukları bariz göze çarparken, bir haftalık aranın bize hiç bir şey katmadığını da açıkça gördük. Rakibin, takım oyununu çok iyi oynadığını, hep birlikte hareket edip bloklar arasında boşluk bırakmadığını ve mücadeleci bir yapıda olduğunu analiz edememişiz ki alternatif B,C planlarımız yoktu. Skoru yakalamış bir takımın teknik direktörü, kötü giden oyuna müdahale etmesi gerekirken maçı izlemeyi tercih etmesi ancak takımına ve kendisine güvenememesi ile izah edilebilir. İkinci yarının ilk on beş dakikasında sahada yokları oynayan bir takım 1-0 öndeyken kenardan yönetilemiyorsa kazanma ihtimali yoktur. Arka tarafı sürekli boşaltan Ümraniye Spor kazanmak için hamle üzerine hamle yaparken, biz oyuna ne hızlı bir kontra oyuncusu aldık ne de orta sahada top tutabilecek bir oyuncu aldık. Yapılması gerekeni yapmadan yenilmek herkesin zoruna gidiyor, sen her şeyi yaparsın ama yine de olmaz ise söylenecek söz yoktur ancak ekrandan izler gibi takım yönetmek eleştirileri beraberinde getirmektedir.     Futbolcular tarafından sevilen bir teknik direktör olmaktansa taraftarlar tarafından sevilen bir teknik direktör olmak daha doğru kanaatimce. Gerideyken kazanmak için, öndeyken skoru korumak ve farkı artırmak için cesur düşünen ve hamle yapan teknik direktör her zaman baş tacıdır ama sayın Bektaş sanırım bunun farkında değil. Ümraniye Spor maçı için o kadar çok eksik vardı ki, ilk oyuncu değişikliğini  70 de yapıp, üçüncü oyuncu değişikliğini yapmamak kötü gidişatı görmediğini net ortaya koyuyor sayın Bektaş’ın. Çağrı, M.Yiğit ve biraz da Traore dışında vasat altı kalan diğer oyuncuları oyundan almayı bile düşünememek gelecek için endişe vermektedir. Zira sekiz oyuncusunun kötü oynadığı bir takımın maç kazanması hayal olsa gerek. Belec’in Onur’un koridorunu yol geçen hanına çevirdiğini herkes görse de sayınBektaş maalesef göremedi, göremedi ki hiçbir önlem almadı ve bu oyuncu rakibin bütün ataklarını organize etti. Tüm bunları üst üste koyduğumuz zaman, teknik direktör ve takım için acil önlemler alınmalı, herkesin dikkati çekilmeli ve gereken gözdağı verilmelidir. Küme düşme potasının daha da kızışması, rakip saydığımız takımların daha da güçlenerek çıkış yakalaması çanların daha güçlü çalmasına yol açıyor. Eli bağlı beklememiz telafisi zor şeylere sebep olabilir. SAYGILARIMLA

Yazarın Diğer Yazıları