İSTANBUL'DAN KARA HABER VAR (ZİYA ÇARSANCAKLI'NIN ARDINDAN)

Ana rahminden geldim pazara,

                    Bir kefen aldım döndüm mezara

İSTANBUL'DAN KARA HABER VAR  (ZİYA ÇARSANCAKLI'NIN ARDINDAN)
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Ana rahminden geldim pazara,

                    Bir kefen aldım döndüm mezara.

                                                  *

         Diyen yüreği sevgi ve sevda dolu bir mütefekkiri, bir ulu çınarı, bir canlı tarihi, yani Ziya Çarsancaklı Beyefendiyi kaybetmenin derin üzüntüsü içerisindeyiz.

         Cennet mekân Ziya Çarsancaklı; ana rahminden geldi pazara, bir kefen aldı döndü mezara.

         Acımız çok büyük.               

         Rabbim mekânın cennet ruhunu şad eylesin.

                                                   *

         09 Aralık 2015 günü Türk Edebiyatı Vakfının daveti üzerine İstanbul’a giden Manas Yayınevi Genel Koordinatörü Şener Bulut’u aradım hal hatır sormaya vakit kalmadan ağlamaklı bir sesle “Şükrü Abi Ziya Çarsancaklı ağabeyimizi kaybettik” dedi.

         Üç ağabeyini toprağa vermenin acısını yaşayan ben dördüncü ağabeyinin kara haberiyle yıkılır gibi oldum.

Evini aradım rahmetlinin. Hanımı çıktı kendimi tanıtır tanıtmaz “Ziya seni çok severdi” deyince her ikimizde hıçkırıklara boğulduk.

                                       ***

          ZİYA ÇARSANCAKLI;

Çarsancaklı eşrafından Bedri Çarsancaklı’nın oğludur. 1925 doğumludur.

Daha altı aylık bebek iken sürgün hayatı başlar. Ailesiyle birlikte Afyonkarahisar’a sürgüne gönderilir.

Oradan talepleri üzere Konya’ya,

İki yaşına geldiğinde de İstanbul’a nakledilir.

         1928 yılında gelen bir genel afla ailesiyle birlikte yeniden atalarının ayak izlerinin bulunduğu Elazığ’a gelirler.  

         1963 yılına kadar kendi toprağında yani Elazığ’da yaşarlar.

         1963 yılında ailesiyle birlikte yeniden İstanbul’a göç ederler.

                                                            *

         Seviyorum insanları her biri gökten mahım

         Beni sevmeyenlerle pek karşılaştırma Allah’ım.

                                                   *

Diyen Ziya Çarsancaklı dünyaya Yunus gözüyle bakan bir mütefekkirdi. Onun nazarında dünyanın değeri, insanın, kazancı sadece iki metrelik beyaz bir kefenden ibaretti.

                                                  *

          Ziya Çarsancaklı’nın annesi Hazreti Abbas soyundan gelen Sekrat’lı İbrahim Beyin kızı Ali Bey’in kız kardeşi Tahire Hanım efendidir.                                                  

         Ziya Çarsancaklı okuryazarın bulunmadığı o dönemlerde hatırı sayılan bir eğitim görür. Üç erkek, iki kız kardeşin ortancasıdır.

         O güngörmüş, o sürgün görmüş, çilekeş insan hanedan bir aileden gelmesine rağmen “Düşmez kalkmaz bir Allah” sözünü hayata geçirircesine fakru zaruret içerisinde bir hayat sürmüş, kıtlık görmüştür. Buna rağmen asaletinden hiç bir şey kaybetmeden her zaman ve her zeminde fakirin fukaranın hamisi olmuş, sofrası yerden kalkmamıştır.

Baba Bedri Çarsancaklı bu günleri anlatırken bir şiirinde:

                                         *

Varsa hayatta eğer her derde deva tek paradır

Parasızlık mı dedin merhemi yok bir yaradır.

                                         *

Derken oğul Ziya Çarsancaklı’da…

“Evet. Yokluk mahzuniyettir, hoş bir şey değildir. O halimizde dahi örf ve adetlerimize bağlılığımız, edebimiz, saygı ve sevgimizle, büyüğümüzü, küçüğümüzü bilmekle, duyduğumuz haz ve manevi gıda ile toktuk…”der.

İşte bu satırlar bir insanın gönül zenginliğini, asaletini, aileden aldığı o muhteşem edep ve terbiyeyi ortaya koymaktadır.  

                                       ***

         Sayın Çarsancaklı tarihe ışık tutacak bütün bu bilgileri “Hatıralardan Bir Demet Dert Yumağı adlı 275 sahifelik büyük boy kitabında yayınlayarak birkaç kitabı ile birlikte tarihimize mal edilmek üzere gelecek nesillerimize emanet etmiştir.

                                                  *

         Duymaz dürtümü Felek,

         Örtmez örtümü Felek,

         Söndürdüğün ocaklar,

         Bilmem tüttü mü Felek?

                                                   *   

         Ziya Çarsancaklı 1928 affıyla Elazığ’a geldikten sonra eğitimine Harput’ta, Harput’un mezreye inişiyle de şimdiki ismiyle Elazığ’da devam etmiş 1937 yılında Elazığ’a teşrif eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü karşılamak üzere de okulu ve sınıfıyla birlikte karşılamaya giderek cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Atatürk’ü bizzat görme şerefine nail olmuştur.

 

          ŞAİR VE YAZARDIR ÇARSANCAKLI ZİYA BEY

                                                 

         Divan çökmüş, kalem kırık, kâğıt boş

         Güneş batmış, ay dumanda hava loş

                                                  *

         Diyen Ziya Çarsancaklı şiirleriyle de gönüllerde yer eden bir şairimizdir. Bizler onun hakkında elbette ki yorum yapma salahiyetinde değiliz, onu gereği gibi takdim de edemeyiz. Bu bizim boyutumuzu aşar, boyumuzu da.

         “Memleketim cennetim” diyen bu büyük ustanın!..

                                                  *

         Vatanım bedenimsin, Elazığ yüreğimsin

         Yorgun geldim yol bitti, aç bağrım İrem’imsin.

                                                  *

         Bu iki dizelik beyti onun vatanını milletini ne kadar çok sevdiğinin ispatıdır. Esasen onun yüreğinde sevgiden, saygıdan edepten, hayâdan başka bir şey yoktu. Ben onunla konuştuğum zaman saygı, sevgi ve edebin nelere kadir olduğunu anlardım.

                                                   *

         Bir Ahh çektim ki Ah’tı, yüreğim kopacaktı,

Bir geminin dalgası PARKIMI BOZACAKTI.

                                                            *

            Diyen o büyük insan edebiyatımızın ve kültürümüzün dal budak salmış koca çınarının doksan senelik ömür güzergâhında yaptığı parkı bir geminin koca dalgası yerle bir etti.

         Ziya Çarsancaklı her zaman ve her zeminde yüreği Elazığ’da kendisi İstanbul’daydı. Ve bu gün İstanbul’u bırakıp sılayı rahim yaptı. Dostlarına yakınlarına, arkadaşlarına geldi. Artık o bizim gönüllerimizde yaşayacak.

         Onu asla ve asla unutmayacağız.

         Mekânı cennet ruhu şad olsun.

         Akraba, dost ve yakınlarının başı sağ olsun.