BENİM ŞEHRİM!
Beldeleri ve şehirleri değerli kılan geçmişten bugüne taşıdıkları müktesebatlar yanında günümüzde ona kattığımız değerlerdir. Ve her şehrin sakinleri o diyarın asli sahipleridir. Şehri, değerli kılmak da değerini düşürmek de yine o diyarın sakinlerinin eylem ve söylemleriyle mümkündür.
Değer atfetmek, öncelikle değerli kılmak ve değer vermekle olur. Bizlerin söylemleri ile şehir değerli de olabilir, değerinden bazı şeyleri kaybedebilir.
Eksiklikler olsa da hatalar yapılsa da bunların hiç biri üzerine titrediğimiz değerleri ve onunla birlikte birçok güzellikleri gölgelememeli.
Mesaj verilmişse mutlaka bu mesaj karşılık bulmuştur. Karşılık bulan mesaj için de mutlaka harekete geçilmiştir. Ve belki de bu tepkiler öncesinde de adım atılmış ve sonunun çözümü noktasında mesafe dahi alınmıştır.
Bu çalışma ve gayretin kamuoyuna anlatılmasında, izahında ve sonuç ile ilgili beyanlarda üsluptan kaynaklanan sorunlar da olabilir. Bunun da mesajı verilmiş ve yanlışlar giderilmiştir.
Bunca herc-ü merc arasında bu meseleyi şehrin semalarında umutsuzluk, bezginlik ve öğrenilmiş çaresizliğin aracı yapmak bize de şehre de faydası olacak eylemler değildir.
Şehir; sadece birlerine sahiplik isnadı ve görevi verilecek kadar yalnız da değildir. Şehir, bu iklimde yaşayan ya da farklı diyarlarda bulunsa da kalbi burada atan tüm hemşerilerimizin ortak değeri, ortak değeri ve ortak paydasıdır. Ve bu şehir bizimdir. Benim şehrin, benim geleceğimdir. Geleceğimize sahip çıkmak her birimizin asli görevidir. Ancak sahip çıkma adına karanlık yarınlara ve puslu vadilere davetiye çıkarmak, sermayeyi ürkütmek, değerli insanların şehirden göç etmelerine sebep olmak ve olumlu cümleler yerine şehri olumsuz cümlelerle tarif ve tasvir etmek, kimseye değil bize zarar verir, bize ziyan verir.
