Yeni Bir 'Bizi Bize Tanıtma' Ritüeli
Elazığlılar olarak nasıl yapıyor, nasıl ediyor ve nasıl başarıyorsak bilmiyorum ama iki şeyde sınıfta kalmayı ve elimize yüzümüze bulaştırmayı çok iyi başarıyoruz. Biri turizm diğeri gastronomi...
Başta doğu ve güneydoğu illeri olmak üzere birçok şehir bu konuda önemli başarı hikâyeleri yazmış ve markalaşma sürecini tamamlamış olmasına rağmen, biz havanda su döğmeye, bizi ve bizim değerlerimizi yine bize tanıtmaya ve matah bir şeymiş gibi de bundan gurur duymaya devam ediyoruz.
Elazığ, işte tam da bu formata uygun ve tam da bizi teyit eden bir etkinliği daha yaşama talihsizliğini yaşadı. ‘Eskimeyen Elazığ Yemekleri ve Deprem Yaralarının Gastronomi ile Sarılması Projesi ve Çalıştayı' yapıldı şehir dışındaki bir otelimizde.
İsmi de oldukça havalı. Eskimeyen yemekleri anladık da depremin yaralarının gastronomiyle sarılması ifadesiyle de belli ki bir ekonomik katkı olacak şehre. Her ne kadar sırf ilgili bakanlıktan projeyi geçirtmek amacıyla yemekle depremi ilişkilendirmiş olunsa da gerçekte böyle bir dert ve gaile yok.
Madem depremin yaraları yemekle ya da modern deyimiyle gastronomi ile sarılacak bunu niye Elazığ’da ve Elazığlılara yapıyorsunuz. Elazığlı içli köfteyi de gömmeyi de sırını da dolangeri de bilir. Hatta çok da sever. Neden bu yemekleri tanıtmaktan öte bizzat tattıracak bir evreye geçemiyoruz artık.
Peki, bu güzel yemeklerin günün her saatinde yenebileceği markalaşmış bir mekânınız var mı? TKDK kredileriyle açılmış mahalle aralarında genelde kadınlarımızın işlettiği mekânların dışında misafirlerinizi götürüp bu eskimeyen lezzetleri tattırtacağınız bir mekânınız var mı?
Artık bu mesele adına yarışma, çalıştay, toplantı ve tören yapılacak seviyeyi aşmış, ciddi ve kronik bir vaka haline gelmiştir. Bırakın Elazığ yemekleri güzellemeleri yapmayı da artık nezih bir mekânın açılmasına tüm şehir olarak, kurumlar olarak omuz verin. O kadar anlamsız ve çoğunluğu rant kapısı haline gelen projelere destek vermeyi bırakın da böylesine kalıcı ve şehre değer katacak bir projeyi hayata geçirin. Ama siz illa da tören, illa da meşhur konuk, illa da iltifat bekliyorsanız o zaman bu şehrin yakasından düşün bari…
