Taha Yusuf SARIGÜL

14 Mayıs'ta Tek Aday Erdoğan Mı?

Taha Yusuf SARIGÜL

Seçimlere 3 ay kalmasına rağmen Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı hala belli değil. Altılı masada her kafadan bir ses çıkıyor. Biri ben başbakan olacağım diyor. Diğeri bana yetki verin 5 yılda herşeyi düzelteceğim diyor. İktidara gelmeleri durumunda nasıl bir yönetim tarzı benimseyecekleri belli değil. 6 partinin ortak bir mutakabat metni ile 30 Ocak'ta açıkladıkları seçim vaatlerinin bazıları ise Eski Türkiye özlemini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Terörle mücadele konusunda bir fikir belirtilmemesi PKK'yı, dolayısıyla da HDP'yi küstürmeme amacı taşıyor. Yine kayyum uygulamasına son verileceği vaadi de aynı amaca hizmet ediyor. Türk toplumunun değerleri ile ters olan ve aile yapısını parçalamaya amaçlayan LGBT destekçisi İstanbul Sözleşmesi'nin geri getirilmek istenmesi de bir kesimin oyunu almak amacıyla metne eklenmiş. Çoğunluğu Fetöcülerden oluşan KHK'lılara af vaadi de kabul edilebilir bir durum değil. Yine Kanal İstanbul Projesi ve Tank Palet Fabrikası olmak üzere birçok milli projenin iptal edileceğinin duyurulması muhafazakar seçmen açısından işin vehametini ortaya koyuyor bana göre. Bu vaatler siyasi kaos, bürokratik ve askeri vesayetten başka bir şey içermiyor. Daha iktidar olmadan çatırdayan 6'lı masa kendi içerisinde kavga ederek iktidar olma hayali kuruyor. Bakalım sandıkta bu vaatler ne kadar karşılık bulacak. 

CHP içerisinde Ekrem İmamoğlu dışındaki herkes Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanı adayı olmasını istiyor. Akşener'in 'kazanacak aday' iddiasının aksine CHP politbürosu 'kaybedecek aday' üzerine yoğunlaşmış durumda. Kaybetme ihtimali en yüksek aday olan kişiyi bulma telaşı içerisindeler. Daha doğrusu kazanacak adayları olmadığı için 'kimi aday yapalım da sonra onu siyaset sahnesinden silelim' diye düşünüyorlar. Çünkü kaybedeceklerini çok iyi biliyorlar. Bu şartlarda CHP politbürosu için en mantıklı isim Kılıçdaroğlu. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu girdiği her seçimi kaybetmesine rağmen  parti içindeki hakimiyetini sürekli güçlendirdi. Kurultay yolu ile Kılıçdaroğlu'nu gönderemeyeceklerini anlayan CHP'liler bu 14 Mayıs'ta yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimiyle Kılıçdaroğlu'ndan kurtulma planı yapıyorlar. 

2019 yerel seçimlerinde İstanbul ve Ankara gibi büyükşehir belediyelerinin alınması Kılıçdaroğlu'nu genel seçimler için de umutlandırmış durumda. Yerel seçimler ile kazanılmış bir özgüven var. Bu nedenle Kılıçdaroğlu adaylık konusunda çok istekli Zaten %25 oyu olan bir partinin genel başkanı dururken parti içerisinden bir başkasının cumhurbaşkanı adayı olması tutarlı bir karar olamaz. Bunu Ekmeleddin İhsanoğlu ve Muharrem İnce kararlarında gördük. Gerçi 2018'deki Muharrem İnce kararı Kılıçdaroğlu tarafından genel başkanlığını sağlamlaştırma amacıyla alınmış bir karardı. Ki bu karar ile başarılı da oldu Kılıçdaroğlu. Muharrem İnce'yi partiden uzaklaştırarak koltuğunu sağlamlaştırdı. Bakalım 14 Mayıs seçimleri siyaset sahnesinden kimleri tasfiye edecek. Bu seçimin kaybedeni kim olursa olsun büyük bir ihtimalle siyasi hayatı da bitmiş olacak. Millet her ne kadar eleştirse de Erdoğan'a güveniyor ve gemiyi emanet edecek kaptan olarak Erdoğan'ı görüyor. Bakalım seçim ilk turda mı bitecek yoksa 2. tura mı kalacak. Erdoğan'ın son 3-4 aydaki kararları ile geminin rotası güvenli limana doğru döndürüldü. 14 Mayıs'a kadar kalan 3 ayı aşkın bir sürede birkaç olumlu politika ile Erdoğan'ın vatandaşın teveccühü daha net bir şekilde kazanacağını ve seçimi de alacağını düşünüyorum.

Yazarın Diğer Yazıları