Başlarken: Sayın İsmail Saymaz, içinde Elazığ ya da Elazığlı geçen her konuya neden bu kadar ilgilisin, var mı bir nedeni? Söyle biz de bilelim…
***
24 Ocak ve 27 Aralık tarihlerinde meydana gelen 2 büyük deprem sonucu 16 bin 773 yapımız ağır hasar aldı ve bunlardan şu ana kadar 5 bin 664’ünün yıkımı gerçekleştirildi.
Yani… Ağır yaralı bu şehir..
Ağır yaralı şehrimizin yaraları da ağır ağır sarılıyor!
Hadi bardağın dolu tarafından bakalım: Neredeyse 15 ayda Elazığ’da toplamda 5 bin 664 binanın yıkımı gerçekleştirildi. Büyük başarı..
Peki, bardağın boş tarafı ne olacak? Yani geriye kalan 11 bin 109 ağır hasarlı yapı… Tabi ki bunlar için de gerekli çalışmalar muhakkak yapılıyordur ama ne diyoruz: Süreç çok ağır ilerliyor. Vatandaş aynı psikolojiyi defalarca yaşamak zorunda kalıyor. Örneğin aynı cadde yıkım nedeniyle kapatılıyor, sonra yıkım bitiyor açılıyor, tam vatandaş rahat edecekken bir daha yıkım başlıyor ve cadde yeniden trafiğe kapatılıyor…
Bu yıkım sürecinin de artık Elazığ’ın gündeminden çıkarılması gerekmiyor mu?
Gelelim kurası çekilen evlerin teslim tarihine… En yukarıdaki yöneticiden en uçtakine şöyle bir söz verildi: ‘2021 yılı ortasında tüm konutları teslim edeceğiz.’
Bugünü saymazsak önümüzde Haziran’ın 1 için 45 gün süre var. Bu 45 Gün içerisinde Elazığ’da sözü verilen 20 bin konuttan (tesliminin yapıldığı söylenen 8 bin konutu düşünce) 12 bininin 45 gün içerisinde nasıl tamamlanacağını gerçekten merak ediyorum.
Acaba bir mucize olacak ve 45 gün sonra biz artık bu konuları gündemimizden çıkarabilecek miyiz? Bekleyip göreceğiz…
Yine diğer bir mesele.. Zaten hasar tespit sonuçlarının açıklanmasını aylarca bekleyen vatandaş bir de hak sahipliği, hak sahipliği itirazı gibi yeniden başlayacak süreçlerde çok vakit kaybetmese keşke. Bu süreçleri de hızlandırmak lazım. Ha bir de pandemiyi göz ardı etmemeliyiz. Zaten vaka sayıları almış başını giderken daha önce uyarısını yaptığımız yanlışlara düşmeyiniz… Malumunuz dijital çağdayız, bu nimeti şimdi değil ne zaman kullanacağız!
Becayiş süreci için: Sürecin vatandaşın kontrolünde olmasından mıdır yoksa nedir bilemedim ama sorunsuz ilerlerdi ve bu akşam saatlerinde tamamlanmış olacak. İsteyen bulabildiği ölçüde kendi isteğine göre becayiş yapmış görünüyor. Ama tabi biz sürecin tamamlanmasının ardından da vatandaşın nabzını tutup, memnuniyet oluşturmayan durumların takibini muhakkak yapacağız.
Geçici Konaklama Merkezleri: Evet, Allah devletimizden razı olsun! Vatandaşlarımızın barınma sorununu en hızlı şekilde çözdü. Ama… Tabi ki misafirliğin kısa olanı makbuldür değil mi? Artık bu geçici konaklama merkezinde misafir edilen her bir vatandaş gelirken razı olduğu gibi giderken de razı olacak şekilde kalıcı yaşam alanlarına kavuşmalıdır. Hatta şöyle bir küçük not: Üst düzey bir yetkili daha konteynerlar ilk kurulduğu günlerde yaşlı bir teyzemizin omzuna dokunarak merak etme teyzeciğim 1 yıla kalmadan evinize kavuşacaksınız diyor. Tabi kavuşanlar da oluyor ama bu teyzemiz ve daha binlercesi hala bekliyor….
***
Şu yurtdışına gidip dönmeyenler meselesi…
Zamanında yurtdışına ‘gri pasaport’ kullanarak gitmiş biri olarak söylüyorum, bu pasaport ile yurt dışında özellikle Avrupa’da tıpkı bir Avrupa vatandaşı gibi dolaşabiliyorsunuz. Şehirden şehre gidermiş gibi ülkeden ülkeye geçme imkanınız bile oluyor. Kimi zaman ülkeden ülke geçişte pasaportunuzun rengini göstermeniz bile yetiyor. Devlet görevlilerine verilen bu pasaportun anlamı da size kazandırdığı fırsatlar kadar önemlidir. Gri pasaportun bu faydalarını insan kaçakçılığında kullanmak ancak şeytanın aklına gelirdi. Aslında söylenecek çok şey var da neyse… Şimdilik burada bir virgül koyalım sonra devam ederiz.
***
Mahir Ünal bu işi yapamıyor gitmeli demiştim ve öyle de oldu. Gittiği anda da ispatladı zaten. Dün Sayın Mahir Ünal tarafından atılan tweet ve sonra o tweetin kaldırılması, muhalefetin bunu kullanış biçimi incelendiğinde bence acil durum çanları çalıyor.
Şu zamana kadar siyasal iletişim, siyasal kampanyalar, halkla ilişkiler gibi konularda ezici üstünlüğü bulunan Ak Parti’nin, bunu artık sürdürememeye başladığı bariz ortada.
