Muhammed KURŞUN

Helal Derya Ceren Çağlıyan

Muhammed KURŞUN

14-23 Ekim tarihleri arasında Antalya'da düzenlenen Dünya Bilek Güreşi Şampiyonasını takip edenler anlatacağım mevzudan haberdardır. 43.’sü düzenlenen Bilek Güreşi Şampiyonasında Kazak sporcuların yaptığı davranıştan ötürü kendilerini kınıyorum ve yönetimin böyle bir sporcu ahlakı yetiştirmesini de kabul etmiyorum…

Bu arada kendi klasmanında 'Dünya Şampiyonu' olan milli sporcumuz Derya Ceren Çağlıyan’ı hem başarısından dolayı hem de ahlakından ötürü kutluyorum. Ne mutlu seni yetiştiren o güzel ana ve babaya…

Mevzuya gelince; ödül töreninde kendisinden önce kürsüye çıkarak ülkelerinin bayrağını açan Kazak sporcuların nezaket dışı hareketi elbette kabul edilir türden değildi. Kazak sporcuların atalardan gelen örf e adetten uzaklaştığı aşikar. Buradan Metahan’dan gelen Türk boylarının yaşam felsefesine cevabı 'Dünya Şampiyonu' olan milli sporcumuz Derya Ceren Çağlıyan vermiştir.

Madalyasını almak için podyuma çıkan sporcumuzdan önce, 2'nci ve 3'üncü olan Kazak sporcuların kendi ülkelerinin bayrağı ile sahneye çıkması ve bayraklarını nezaket dışı bir şekilde açmalarına elbette milli sporcumuz Çağlıyan Türk Bayrağımızı kapatma eylemleri karşısında milli hassasiyeti ile bayrağımızı öne çıkararak ödül törenine damgasını vurmuştur.

Ahhhh Kazak sporcular ahhhh bakınız bir Kazak Atasözünde der ki; “Birlik Olmayınca Dirlik Olmaz” mesaj net mi? Ayrıca bir Türk Atasözünde ise; Sıçan gibi bin yıl yaşamaktansa aslan gibi bir yıl yaşaman daha iyidir” herhalde mesele anlaşıldı…

Yaşanan mevzu aslında devlet olarak milli duygularımızı yeteri kadar anlatamadığımızdan mı yoksa iyi niyetimizden doğan maraz mı?

Bakınız tarihte yaşanan bir olayı yazmak isterim. Mustafa Kemal Atatürk, 10 Eylül 1922'de İzmir'in Yunan işgalinden kurtarılması sebebi ile İzmir'dedir. Yunan askeri İzmir'i yakıp yıkarak kaçmıştır. Atatürk dinlenmesi için hazırlanan Karşıyaka'da İplikçizade Köşkü'ne gelir. Köşkün girişinde Yunan bayrağının yere serildiğini görür. Şu diyalog yaşanır:

Bu nedir?

Yunan Bayrağı Paşam. Bu eve yerleşen Yunan Kralı Konstantin, 1921'de İzmir'e geldiğinde bu taşlığa serilen Türk bayrağını çiğneyerek geçmişti.

O, hata etmiş. Ben bu hatayı tekrar edemem. Bayrak, bir ulusun onurudur. Ne olursa olsun yerlere serilemez ve çiğnenemez. Bu diyaloğun ardından Atatürk Yunan bayrağını kaldırtarak saygı gösterir.

Hülasa, Türk’ün bayrağı namusudur bu böyle biline velhasılıkelam…!

Yazarın Diğer Yazıları