Hanifi Yavaş

Kürtçe Ana Dilde Eğitim Safsatası

Hanifi Yavaş

Öncelikle şunu belirtmek gerekiyor. 

Yeryüzünde kullanılan hiç bir dil kutsal  değildir.

Yaratılış ile birlikte Allah, insana konuşmayı ve varlıkların isimlerini öğrettiğini Kuran’da belirtmiştir. Ve diller, ilahi mesajları anlama ve insanların birbiri ile olan doğru iletişimleri için bir araçtır. 

Dil birliği bir toplum için önemlidir. 

Çünkü bir toplumu millet kılan en önemli özelliklerinden biri de dil birliğidir. 

Ana dilde eğitimi kısaca tanımlayacak olursak;

herkesin, eğitim hayatının tamamını kendi ana dilinde veya lehçesinde görmesi ya da başka bir ifadeyle eğitimin bütün safhalarının, branşlarının, bilimsel disiplinlerinin eğitimin yapılacağı dlin bütünlüğüne uygun şekilde yapılması olarak tanımlayabiliriz.

Ülkenin bulunduğu coğrafi ve kültürel şartlara rağmen kürtçe eğitim için bir sakınca görmeyip, doğal bir talep olduğunu düşünenlere, işin siyasi  boyutunu anlatmanın imkanı yok. Ama hiç değilse bunun mantıksız ve haksız bir talep olduğunu söyleyebiliriz. 

Niçin mantıksız?

Öncelikle, anaokulundan üniversiteye kadar Kürtçe veya herhangi bir lehçesinde kesintisiz eğitimin yapılabildiği bir yer var mıdır?

Bunun en yakın örneği, Kuzey Irak'taki özerk bölgesidir. 

Kuzey Irak’ta bile, Kürtçe eğitim 7. Sınıfa kadar  yapılabiliyor. Bu sınıftan sonra eğitim  İngilizce ve Arapça devam ediyor. Bunun nedenini yazımızın bütünlüğü içinde belirteceğiz. 

Ülkemizde, Kürt kökenli vatandaşların yoğun olarak yaşadığı yerlerdeki  okullarda eğitimin Kürtçe yapılması fiilen mümkün değil. Çünkü, bu kadar okulda Kürtçe eğitim verebilecek sayıda öğretmen bulunmasına imkân yok. Yine üniversitelerde bu kadar öğretim görevlisi ve muhtelif kadrolarda hoca yok. Bu öğretmenleri ve hocaları  yetiştirmek için bugün yola çıksanız en iyimser tahminle en az yirmi seneden önce hazır olması mümkün değil. 

Ayrıca Türkiye’de, doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine kadar farklı etnik kökeni ve dili olan 72 millet var. Buralarda sosyal ilişkiler nedeni ile insanlar birbirine karışmış durumda zira bunları ayırmak mümkün değil. Türkiye’de sadece Kürtlerin yaşadığı bir bölge olmadığı gibi ülkenin her yerinde her etnik kökenden  eğitim alması da fiziken mümkün değildir. 

Yine bir başka açıdan baktığımızda, 

anadilde eğitimin sadece Kürtçe yapılması ana dili farklı olan diğer unsurlara haksızlık olacaktır. Sözgelimi Arapların, Gürcülerin, Çerkeslerin, Boşnakların, Zazaların vs kendi anadillerinde eğitim gördüklerini farz edin ve sonuçta nasıl bir tablo çıkar ortaya diye düşünün. 

Bunu yıllar Önce Amerika ve ingiltere denedi. 

ABD’nin nüfusu 330 milyon civarında. Yaklaşık olarak, 50 milyon Alman, 18 milyon İtalyan, 120 milyon Britanyalı, 28 milyon Meksikalı, 12 milyon Fransız, 10 milyon Polonyalı olduğu kabul edilir. Ve nüfusun %15’inin anadili İspanyolcadır.

27 eyalette oluşan Amerikada  eğitim dili İngilizcedir.

Amerika’da, 1990’lı yılların başında yaşanan bir olay, bir ülkede,  eğitim dilinin tek olması gerektiğini çok net ortaya koymuştur.

Kaliforniya Eyaleti’nde anadili İspanyolca olanlar, okullarda İspanyolca eğitim verilmesini gündeme getirdiler. Yapılan halk oylamasıyla da okullarda İspanyolca eğitim verilmesini öngören yasa kabul edildi. Bu değişiklikten sonra Anadili İspanyolca olanlar, İspanyolcayı çok daha iyi öğrenmişler ancak üniversiteye giriş sınavlarında başarısız olmuşlardır. 4-5 yıl içinde, ekonominin ve toplumun ortak dili olan İngilizceyi unutmuşlar, iş bulmakta zorlanmışlar ve topluma yabancılaşmışlardır. Bunun üzerine İspanyolcanın eğitim dili olmasını savunan o politikacılar, yeniden İngilizce eğitim verilmesini istemişlerdir. Ve bugün 380 anadilin konuşulduğu, Amerika’da tek eğitim dili İngilizcedir.

Benzer uygulama  1944’te Galler’de yapılmak istenmiş ancak 1990’lara gelindiğinde Galler halkı, ortak dil olan İngilizceyi unutmuş, 1944 öncesine göre ekonomi, bilim, sanat ve diğer alanlarda gerilediklerini ve ülkedeki sistemle bütünleşme sorunları yaşadıklarını görmüşler ve aileler çocuklarını İngilizce eğitim veren okullara göndermeye başlamışlardır.

Bu yaşanılanlar, etnik duygular ile  Türkiye’de ‘Anadilde Eğitim’ diyenlerin ders alması gereken olaylardır. Türkiye’de Kürtçe eğitime geçildiğinde bundan en büyük zararı Kürt kökenli insanlar görecektir. Çünkü Kürtçe eğitim için yeterli bir altyapı olmadığından, en başta öğrenciler bilimden ve toplumdan kopacak, insanlar iş bulmakta zorlanacak, Amerika ve Galler’deki gibi topluma yabancılaşacaklardır. 

Kürtçe eğitim konusu dil yapısı itibarı ile de mümkün gözükmemektedir. 

Kürt Dili, başka dillerden fazlasıyla  etkilenmiştir.

Başka dillerden gelen kelimelerin

%41’i Arapça;

%39’u Farsça;

%15'i Türkçe'dir. 

Bu üç dilden alınan kelimelerin toplamı yaklaşık olarak %95’tir.

Bu nedenle kürtçenin bir yazılı bilim literatürü ve grameri yoktur. Kürtçe dilinde  matematik, fizik, tıp eğitimi yapamazsınız. Lazca ve Çerkesçe de de yapamazsınız. Bunlar folklorik dillerdir.

Yapılan bir araştırmaya göre hazırlanan raporda, halkın yüzde 83.1’i anadilinin Türkçe olduğunu belirtirken, yüzde 16.9’u Türkçe’nin dışında başka bir dilin anadili olduğunu söylemiştir. Anadilinin Türkçe olmadığını söyleyen vatandaşların yüzde 11.3’ü anadilinin Kürtçe, yüzde 3.2’si Zazaca, yüzde 2.1’i Arapça olduğunu ifade edilmiştir. Anadilinin Lazca, Çerkezce, Abazaca, Arnavutça, Romence ve Gürcüce olduğunu söyleyenlerin oranı yüzde 1.2 olmuştur. Ankette anadilin yüzde 95 oranla evde öğrenildiği anlaşılmıştır. 

Görüldüğü üzere ülkemizde, kürtçe ana dilim diyenlerin sayısı 11.3 dür. Türkiye sosyolojisine bakıldığında bu oranın tüm ülkeye dağıldığını ve bu nedenle böyle bir eğitimin mümkün olmadığı görülmektedir.

Bu konunun mantıklı ve gerçekçi yaklaşımı şöyle olmalıdır. 

Ülkemizde, isteyen herkes istediği dilde , kendi dilini, günlük hayat içerisinde kullanabilmelidir. Ve bu konuda herhangi bir sorun yoktur. Özel hayatında, sosyal ilişkilerde, kültürel hayatta, evde, sokakta, vs. her yerde özgürce kullanabilir ama ülkenin eğitim dili olamaz. 

Sonuç olarak, Türkiye’de "Kürtçe Anadilde Eğitim" istemi kültürel değil siyasidir. Ülkeyi bölme gayretlerinin ayrıntısıdır. Bu istekleri ve eylemleri demokratik haklar olarak görmek, emperyalizmin projelerini anlamamak düzeyinde bir cehalettir. Yok eğer bu istemler bilerek dile getiriliyor ve haklı görülüyorsa, o zaman olay, gaflet ve dalaleti aşarak ihanete dönüşür.

Yorumlar 1
Çetin erdem 03 Ocak 2023 21:21

Kaleminiz siratilmustakim üzere daim yazsın üstadım doğru isabetli aneliz olmuş tebrik ediyorum

Yazarın Diğer Yazıları