Hanifi Yavaş

CHP Seçmenleri Köle mi?

Hanifi Yavaş

Demokrasi nedir?

Özet olarak, halkın yasalar çıkarılırken ve yasal düzenlemeler yapılırken doğrudan karar vermesi veya bunu yapmak için yönetim görevlilerini seçme yetkisine sahip olduğu bir yönetim biçimidir.

Siyasal tarihimiz incelendiğinde şunu görüyoruz.

İstistani bir durum olan referandumlar hariç, halk yani seçmen hiçbir zaman doğrudan karar verme yetkisine sahip değildir.

Çok partli hayata geçilene kadar demokrasi adına diktatör bir sistem uygulanmıştır.

Açık oy gizli tasnif uygulaması bunun en güzel örneğidir.

Yeni Cumhuriyeti kuran irade hiçbir zaman halka güvenmemiştir.

Halka her zaman tepeden bakan jakoben bir anlayışa sahiptir.

Çok partili sisteme geçildikten sonrada hiçbir zaman halk, yasa yapıcıları seçme özgürlüğüne sahip olmamıştır.

Seçilecek olan milletvekillerini her zaman ve her dönemde parti merkezleri belirler ve seçmen ise tastik eder.

Seçmen hiçbir zaman kendisinin verdiği yetki ile yasa yapacak milletvekillerini belirleyemez. Seçmen sadece Parti'nin önüne koyduğu isimlere oy verir.

Seçmenin vekalet verdiği milletvekilleri hakkında karar verebilmesi için ön seçim sisteminin olması gerekmektedir. Fakat bu yöntem siyasal tarihimizde hiçbir zaman kabul görmemiştir. Çünkü ön seçim sistemi ile halkın belirlediği vekiller genel merkeze değil halka hesap vereceği için daha güçlü olur.

Diğer türlü ise vekilin geleceği parti merkezlerinin yada genel başkanların iki dudağı arasındadır.

Demokrasimiz adına bu demokratik olmayan uygulamalar yaşanırken son zamanlarda ülkemizin en eski partisi CHP'nin halka ve seçmenine bakış açısı adeta hakaret boyutuna varmıştır.

Bunun en bariz örneklerinden birisi 2014 yılı Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde CHP ve MHP'nin ortak adayı olan Ekmelettin İhsanoğlu'nun adaylığına karşı çıkarak sandığa gitmek istemeyen CHP seçmenine sinirlenen Kemal Kılıçdaroğlu "sandığa tıpış tıpış giderek oy vereceksiniz." sözü çok kötü bir örnek olarak siyaset literatürüne girmiştir.

Daha sonra ki süreçlerde meclis gurup baskan vekilleri için seçim yapmamaları, olağan kongreyi çeşitli bahaneler ile sürekli ertelemeleri ve parti içinde aykırı düşüncelere tahammül edemeyerek Muharrem İnce gibi değerleri ihraç etmeleri bu partinin kendi içinde bile diktatöryal bir anlayışın var olduğunu, kendinden olanlara bile güvenmediğinin göstergesidir.

CHP'nin genlerinde var olan bu jakoben tavır, seçmen kitlesinin tercihlerini önemsemeyen, onları Parti'nin kölesi gibi gören ilkel bir anlayıştır.

Ama maalesef son yıllarda CHP yönetiminin seçmeni önemsemeyen bu tavrı seçmen kitlesi tarafından da genel kabul görmüş durumdadır.

CHP seçmeninin önemli bir kısmı akıl tutulması yaşamış gibi politik bir körlük yaşamaktadır. Kendilerine yapılan bu aşağılamaya rağmen, ne olursa olsun, belirlenen adayları kendileri onaylamasa bile iktidara olan düşmanlık gözlerini kör ettiği için akıl tutulması yaşamaktadırlar.

Seçmenin iradesi yok sayılmasına rağmen CHP yönetiminin belirlediği adaylara "tuvalet terliği" yada "kavanoz kapağı" bile olsa oy vereceğiz demeleri bunun en açık delilidir.

Her fırsatta demokrasi ve özgürlüklerden bahseden CHP'nin bu tavrı azda olsa aklını kiraya vermeyen bazı seçmen kitlesini rahatsız etmeye devam etmektedir.

CHP'de, değişim talepleri ile Parti'nin başına geçen yeni yönetimin uygulamalarıda önceki yönetimden farklı değildir.

31 Mart Seçim sürecine girildiğinden beri CHP'de kazan kaynamaya devam etmektedir.

Genel Başkan Özgür Özel'in seçildiği kongrede, aday tespitlerinde ön seçim yapacaklarına dair "namus sözü" vermelerine rağmen hiç bir yerde ön seçim yapmaması, CHP'nin önemli isimlerinden Gürsel Tekin'in "partide liyakat ve ehliyete bakılmaksızın ahbap çavuş ilişkisi içinde adaylar belirlenerek Parti'ye emek veren evlatlarının dışarıda bırakılmasını" eleştirerek CHP'den istifa etmesi ve birçok il ve ilçede seçmenin protestoları CHP'nin, seçmene güdülen koyun muamelesi yapmasından başka bir şey değildir.

Kısacası CHP yönetimine göre seçmenleri gönüllü kölelerdir.

Sorgulamayan, eleştirmeyen ve her söyleneni yapan gönüllü köleler.

Yazarın Diğer Yazıları