Faruk YILDIZ

Ak Parti İl Genel Meclis Üyeleri Görevini Adil Bir Şekilde Yapmıyor Mu?

Faruk YILDIZ

Vergilerini düzenli ödeyen bir vatandaşım. Çocukluğum ve gençliğim köy ile kasaba arasında geçti. Yaşadığım Maden ilçesi 1980'li yıllarda dönemine göre çok modern bir kasaba idi. ETİ Bakır işletmesine bağlı Ergani Bakır İşletmesinin ilçede bulunması o günün koşullarında ilçeyi yaşanabilir bir kasabaya çevirmişti. İlçede yaşayanlardan hemen hemen her aileden bir kişi bu Bakır İşletmesinde çalışıyordu. Köyde yaşayanlar ise tarlalardan ve hayvanlarından elde ettikleri ürünleri kasaba merkezinde birkaç saat içinde satabiliyorlardı. O yıllarda bölgemizdeki birçok köyde köylerin birbiri ile bağlantısını sağlayan araba yolu, tuvalet, elektrik, telefon vs. yoktu.

Köyümüz ile Maden ilçesi arası o dönemdeki yol güzergâhına göre yaklaşık 16 km uzaklıkta olup üç mezrası, her mezra arası uzaklık yedi, sekiz km olup patika yollar üzerinden bağlantılar sağlanırdı.  Mevcut araba yolu ise o günün şartlarında köyümüzdeki bakır yataklarının bulunması nedeniyle Bakır İşletmesinin imkânları ile yapılmıştı ve sadece merkez mezra ve mevcut maden yataklarından dolayı diğer mezrayla sınırlıydı. Grup yolu bağlantıları yapılamadığı için minibüs imkânı da yoktu. İnsanlar at, eşek, katır gibi hayvanlarla ilçe merkezine gider gelirlerdi. Ürünlerini bu şekilde hayvan sırtında pazara götürürlerdi.

O yıllarda hafızamda canlı kalan anılardan biri Turgut ÖZAL ilçemizi ziyaret ettiği gündü. Onlu yaşlarda olmama rağmen o günü şu an ki gibi hatırlıyorum.  ÖZAL gelmeden önce ilçe içi ve Bakır İşletmesinin yol güzergâhının duvarları kireç ile beyaza boyanmış, ÖZAL'a temiz ve güzel bir ilçe görüntüsü verilerek güzel karşılanmak istenmişti. ÖZAL’ın vaatlerine rağmen Anavatan partisi ilçedeki belediye seçimini yine de kaybetmişti. – O seçim Maden’in bugünkü kaderini belirlemişti- Ama aynı ÖZAL, buna rağmen ilçe halkına küsmemiş,  köylerde olmayan tuvaletlerin yapılması zorunluluğu başta olmak üzere yol, elektrik ve telefon hizmetini köylere çok kısa bir süre de getirmişti. Bu yıllar seksenli-doksanlı yıllardı. İnsanlar mutluydu. Şehirli, kasabalı mutluydu. Herkes kendi emeğinin karşılığını aldığı için mutluydu. Belki ülkenin imkânları kısıtlıydı ama insanlar kalabalık aile ortamlarında yaşasalar da mutluydu.

 Yaşımız büyüdükçe şunu anladık ki; Turgut ÖZAL bu ülkeye, bu topluma insanca yaşamayı, vatandaş olma bilincini, medeniyeti öğretmişti. Her şeyden önemlisi devletin ne olduğunu, kim olduğunu, devletin sorumluluğunun sınırlarını göstermişti. Ve bütün bu hizmetleri devletin imkânları ile çok kısa bir sürede gerçekleştirmişti.

En önemlisi de partisinin başarılı olamadığı yerlere daha çok hizmet götürerek devletin tüm vatandaşlar üzerinde bir güneş gibi doğduğunu anlatmak istemişti.

Son yirmi yılda Türkiye dünya ülkeleriyle paralel bir şekilde gelişti, değişti ve dönüştü. Herkes artık kendi köyüne kendi aracı ile gidip geliyor. İnsanlarımız daha rahat bir yaşama kavuştu. Ama aynı oranda mutlular mı derseniz kesinlikle değiller. İmkânlar artıkça, şartlar iyileştikçe arzular ve istekler de artıyor. Haliyle insanoğlu elindekiyle mutlu olamıyor, daha fazlasını istiyor.

ÖZAL’dan sonra Atatürk Türkiye’si modern bir ülke yolunda ilerlemeye devam etti.  Birçok köy yolu asfaltlandı. Köyler şebeke suyuna kavuştu. Özellikle son yirmi yılda bu tür hizmetler daha hızlı bir şekilde gerçekleşti. Zaten ÖZAL, geride hizmet adına yapılacak artık pek de bir şey bırakmamıştı. Çünkü gerekli olan birçok hizmeti kendi döneminde vatandaşın ayağına götürmüştü zaten.

Her şeye rağmen Özallı yıllardan sonra hala tam anlamıyla hizmetin gitmediği köyler elbette var. Bu zamanda en önemli hizmet asfalt yollardır. Çünkü herkesin bir arabası var ve vatandaş hususi aracıyla köyüne gidip geliyor. Ancak köy yollarının bakımsızlığı, hala toprak yollardan ibaret yolların bulunması vatandaşın can ve mal güvenliğini tehlikeye düşürüyor ve bir o kadar da milli servet kaybına neden oluyor.

 Türkiye’nin birçok yerinde olduğu gibi Maden’e bağlı Çayırköy grup yolu başta olmak üzere Topaluşağı, Kayalar gibi birkaç köyün daha yolunun asfaltlanma meselesi son yirmi yıldır siyasete kurban ediliyor. İl genel meclis üyelerinin bu hususta takındığı tavır birçok köy yolunun asfaltlanmasını geciktiriyor ve hizmetlerin adil bir şekilde gelmesini engelliyor.

İl genel meclisi üyeleri arasındaki anlaşmazlığın bedelini vatandaş ödüyor. Bu hususta köy muhtarların yetkililerle yapmış oldukları görüşmelerde hep pozitif yaklaşımlar sergilenmesine rağmen il genel meclisi üyelerinin kendi aralarındaki kişisel mücadelenin bedelini ne yazık ki milletin efendisi olan köylüler adil bir hizmet alamayarak ödüyor.

Köylü vatandaş, grup yolları başta olmak üzere diğer köy yollarının asfaltlanması meselesinin çözümünde il genel meclis üyelerinin adil bir yaklaşımla vatandaşa hizmet anlayışı içerisinde bakmalarını istiyor. Elazığ’ın on ilçesinde de böylesi basit sorunlar ne yazık ki gerek kişisel nedenler gerekse siyasi tutumlar nedeniyle yirmi yıldır çözülemedi, çözülemiyor da.

Her şeyden önemlisi, asfaltlanmamış köy yolları dururken köy içlerinin parke yapılması ve yolu asfalt olan köy yollarının genişletilmesine yönelik istimlak bedellerine ödenek ayrılması milletten alınmış olan vekâletin ölçüsüz, haksız bir şekilde kullanılmasıdır.

Köylü vatandaş devletten eşit hizmet bekliyor, öncelikli olarak köyünün yolunun asfaltlanmasını bekliyor.

Kamu hizmetlerinin karşılığını vatandaşın siyasal tercihleri üzerinden bir bedel ödetmeye tahvil etme anlayışı sosyal devlet anlayışı ilkesiyle bağdaşmıyor.

Milletin emanet ettiği vekâletin kişisel hırslar için kullanılması devleti güçlü göstermez. Bilakis bu uygulamalar devletin güçsüz gösterildiğini anlatır.

Yirmi yıllık Ak Parti iktidarında hala yolu asfaltlanmamış köy yolları varsa bunun suçlusu Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN değil, iktidarı temsil eden il genel meclis üyeleridir.

Otoriteyi elinde bulunduran siyasetçi bir ilde ilçeler arasındaki hizmet akışını dengeli yürütmezse, hizmeti sadece mensubiyet duyduğu bölgeye yoğunlaştırırsa, köy yolları asfaltlanmayı beklerken kendi köyünün içini parke ile döşerse vatandaş bunu bir kenara not eder elbette. 

Kendi ikbali peşinde koşanları halk her zaman cezalandırır!

Bu meseleler gündeme geldikçe Turgut ÖZAL’ı ve onun dönemindeki devletin bürokratik bakışını bir kez daha saygıyla yâd ediyoruz.

Kalın sağlıcakla.

Yorumlar 1
NEBİOĞLU Abbas 07 Haziran 2021 19:14

Yazı son derece kıymetli ve Maalesef AK PARTİ il genel meclis üyeleri durumu böyle benzeri baskıl il genel meclis Üyesi Ş.Aksy isimli kişide aynı kategoride işlemek lazım kamuoyunda gündem oluşturacak şekilde yazılmıştır emeği geçen kıymetli hocama çok teşekkür ediyorum

Yazarın Diğer Yazıları