Cengiz GÜLAÇ

Seçime Doğru Yeni İsimlerle ve Eskilerle Sohbet

Cengiz GÜLAÇ

Her seçim öncesi aday listeleri üzerinden toto oynayan memleket eşrafının aday listeleri açıklandıktan sonraki tepkileri ikiye ayrılır.

Hesapsız, çıkarsız, menfaatsiz liste yapanlar adayları vicdan terazilerine göre değerlendirirler. Bu insanlar ahlaklıdır. Şahsi hiçbir hesapları yoktur.

Bir de yakınlıklarına göre liste yapanlar vardır ki, kendi adamları listeye girmeyince aday olan herkes ama herkes kötüdür. Var güçleriyle karalama kampanyası yürütürler.

Bu insanlar ahlaksızlardır. Omurgaları yoktur. Memleket diye dillendirdikleri dertleri şahsi menfaatleridir…

Gelelim ilk seçimde aday adayı olmayı düşünenlere…

 AK Parti’de siyaset yapmayı düşünenlere naçizane bazı tavsiyelerim olacak…

 Öncelikle mevcut vekilleri asla karalamayın. Zira dördü de rakibiniz değil. 

 Bir dahaki seçimde listeye girip girmeyeceklerini kendileri belirleyecek. İzah edeyim…

 Aday adayları seçim zamanı tartıya çıkarlar. Genel merkez seçime kadar hiçbirinizin varlığından bile haberdar değildir. İstisnalar hariç.

 Ama aktif olarak vekillik yapanların karnesi her an önlerindedir. Başarılı bulduklarıyla yola devam ederler, başarılı bulmadıklarını listeye koymazlar.

Yani mevcut vekiller kendi kaderlerini kendileri tayin ederler. Onları karalayarak sadece kendinize zarar verirsiniz.

İl Başkanının durumuna gelirsek…

AK Parti İl başkanı Sayın Şerafettin Yıldırım seçimde aday olur mu, böyle bir düşüncesi var mı, bilmiyorum. Bildiğim, düşünürse anasının ak sütü gibi helaldir. Tıpkı, siyasetteki herkes gibi.

Aday adayı olmayı düşünenler, bilin ki Şerafettin Yıldırım da sizin rakibiniz değildir.

Genel merkez Yıldırım’ın çalışmalarından memnunsa, “Bu seçim çok kritik, sana vekillikte ihtiyacımız var. Çalışmalarından çok memnunuz…” der ve aday gösterir. Veya, “Teşkilatlar çok önemli bu seçimde, dere geçerken at değiştirilmez. Bize il başkanı olarak lazımsın…” der ve Yıldırım hiç aday adayı bile olmaz…

Yani Şerafettin başkan da aday olmak isterse kendi göbeğini kendisi kesecek.

Gelin en iyisi ben sizi hiç yormayayım!...

 Kişiliğinizle, bilgi/birikiminizle, karakterinizle, yeteneklerinizle, tecrübelerinizle,… Ez cümle, liyakatinizle ve kalitenizle yola çıkın!

 Çapsız taşra siyasetiyle, onu bunu karalayarak gelen koltuğun belki size faydası olur ama ne memlekete zerre faydanız olur ne de koltuk gidince cemaatlere çıkacak yüzünüz olur! 

 Yüzsüzlerin verdiği yüz bize yeter derseniz, o da bir tercih tabi!

***
Gelelim eskilere…

 Eski tas eski hamam misali sistem kaldığı yerden devam ederse, en azından birkaçınızın yüzü güler ve listeye girersiniz.

 Vatandaş, “Arkadaş memlekette adam mı kalmadı? İyi idiyseler niye devam ettirmediniz? Memnun değildiyseniz şimdi tekrar neden aday yapıyorsunuz?” der mi? 

 O durumdavatandaşın cevabını sandıkta görürüz!

 Tek tük istisnalar hariç, listeye giremeyen eskiler yedi sülalesiyle aleyhe çalışır mı? 

 Haşa, sanki Allah’ın emri gibi çalışırlar hem de!

 Çalışıyorlar da!...

 Listeye giremeyen eskilerin götüreceği üç oy mu daha kıymetlidir yoksa listeye girmedikleri için gelecek üç bin oy mu?

 “Eskiye rağbet olsaydı bitli siyasetçiye nur yağardı!”

 Diye bir atasözümüz yok değil mi!?

 Aslında olsa iyiymiş!
 

Yazarın Diğer Yazıları