Cengiz GÜLAÇ

657 Sayılı Türk'ün Ciddiyeti Hakkında Kanun!

Cengiz GÜLAÇ

Bazen bir yazar meramını çok iyi anlatamayabiliyor. Yazıdan, maksadını aşan sonuçlar çıkartılabiliyor. Bu yazıda riske girmek istemiyorum. Zira ben, devletimden de, devletimin memurundan da korkan bir yurttaşımdır! 

Peşin peşin söyleyeyim, ben devletimin memurunu çok severim! Hoş insanlardır memurlar. 

Eğer, kendilerine zorla giydirilen abartılı devlet ciddiyetini bir görev olarak benimsemeselerdi, belki çok daha sempatik olabilirlerdi.

Birçok şey gibi ülkemizde memurluk da değişiyor. Hatırlayın, çoğu gri takım elbiseyle, evde tasarruf olsun diye eşinin dokuduğu, takımla alakasız kazağı giyen, kalın çerçeveli gözlüğünü indirip, yemin ettiği cumhuriyeti sanki tek başına temsil eder gibi bakan memurların yerini bugün, elinde akıllı telefonla gezen genç memurlar aldı.

Nostalji, meğer yaşlılık belirtisiymiş. Nostalji yapacak kadar ömrü yaşamayan bir çocuğun/gencin gözü hep gelecekte oluyor. 
Ben eskiyi çok daha fazla özler oldum bu aralar. 

Devlet memurunun yemin metnini merak edip de hiç okudunuz mu, bilmiyorum. Mesela memurlar, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına, Atatürk İlke ve İnkılaplarına, Anayasada ifadesi bulunan Türk Milliyetçiliğine sadakatle bağlıdırlar.

Bir memurdaki ciddiyetin sebebini şimdi daha iyi anlamışsınızdır. Hangi partiden olursa olsun, CHP’nin 6 Ok’u üzerine yemin eden milletvekilleri gibi, memurlarımızda Atatürk İlke ve İnkılaplarına sadakatle bağlıdırlar. 

Bakmayın millet olarak sandıkta ayarımızın bozulduğuna. Biz aslında, resmi olarak CHP’liyizdir! Bu, anayasal bir zorunluluktur. Doğduğumuzda bir kulağımıza ezan okunur, diğer kulağımıza 6 Ok!

Neyse!

Cevvaldirler,… Hepsi de ayrı ayrı milliyetçi birer kahramandırlar. “Milliyetçilik bir histir, bir sevdadır,… Emirle milliyetçi olur mu insan?” Diye sorulmaz devlet babaya. O, öyle uygun görmüşse, doğrudur!

Memurlar, Türk Milletinin milli, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerini benimseyip, koruyup bunları geliştirmek için çalışırlar. Ben eskiden, bu konuyu bilmediğim için, cehaletin tahriklerine kapılıp bizim memurlarımızı tembellikle suçlardım!

Çok sonra, yemin metniyle öğrendim ki, bizim hiçbir şey yapmamayı, çok şey yapıyor edasıyla sunan memurlarımız, aynı zamanda hepimizin milli, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerini hem peşinen benimsiyorlarmış, hem de geliştirmek için o arada da çalışıyorlarmış.

Tapu ve kadastro memuru, vergi dairesi tahakkuk memuru, adli katip vs. işlerini yaparken birer manevi işçidir bizler için.

Bu manevi çalışma fazla mesai ücreti gerektirir mi? Onu bulamadım!

Az maaşla ne çok değer yükleriz biz bu insanlara diye devlet baba düşünmese de, tüm gün sosyal paylaşım sitelerinde maaş azlığına isyan eder memur mesai saatlerinde!

Az maaşla yürütülmeye çalışılan bir hayat tecrübesinin kattığı bir yetenek midir, bilinmez; hepsi de ticarette fazlaca hünerlidirler! Kendi aralarında yaptıkları sohbetlerde, sermaye, pazar, risk analizine bile gerek duymadan kurdukları işlerdeki girişimci ruh hayranlık uyandırır her seferinde! Kar kaçınılmazdır!

Emeklilik ikramiyesiyle denenen ticaret tecrübesinde heba olunan kırk yılın birikimi tamamen her daim var olan ekonomik krizin etkisiyledir! Analiz, yatırım, işletmeci tecrübesizliği asla olmaz. 

Bizde tacir basiretlidir, memur sadakatlidir, köylü efendidir! Millet, devletin emrettiği üzere bir nizam içerisindedir. 

Sadece kendisinden liyakatin beklenmesi gereken devlet memuruna, koca cumhuriyetin tüm yükünü 657 sayılı yasa ile yüklerseniz, kendisine yüklediği asabi devlet ciddiyetini de çok göremezsiniz.

657, çalışmayı değil, ciddiyeti düzenlediği için de, her bir memur dokunulmazlık zırhıyla kuşatılmıştır.

Memurlar! Sizsiz bir hayat ne kadar da renksiz olurdu!
 

Yorumlar 1
Zafer G 28 Kasım 2022 13:44

657 kere Maşallah Cengiz bey güzel bir yazı kaleminize sağlık

Yazarın Diğer Yazıları