Cemil TURGUT

Değerler Yozlaşırsa Aile Yok Olur

Cemil TURGUT

Ülkelerin ayakta kalması için olmazsa olmazların başında; inanç, ahlak, gelenekler ile kültürel değerlere gereken önemin verilmesi gelmektedir. Toplumlar inanç, ahlak ve kültürel değerlerini kaybetmeye başladıklarında tedricen yok olmaya doğru giderler. Önce bireyde, sonra ailede, daha sonra da toplumda yozlaşma süreci başlar ve milletler çok ciddi sosyolojik problemlerle karşılaşırlar.

Yukarda bahsi geçen değerlerin yozlaşmasıyla, başta ABD ve bazı Avrupa ülkelerinde bu anlamda ne kadar büyük oranda problemler yaşandığına zaman zaman şahit oluyoruz. Uyuşturucunun, sapkınlığın, sosyolojik travmaların bu toplumlarda ne kadar yaygın olduğunu medya haberlerinden duyuyor, görüyoruz. Örnek mi istiyorsunuz, daha küçücük çocukların ellerine geçirdikleri silahlarla okul basarak katliamlar yaptıklarını, cinselliğin sıradan bir hal aldığını ve daha birçok negatif toplumsal olayın yaşandığını gazete ve televizyon haberlerinde görüyoruz.  

Batı da esasen bu yozlaşmanın pek ala farkında. Tabir yerindeyse bazı palyatif tedbirlerle aileyi ve dolayısıyla toplumunu yeniden toparlamaya çalışmaktadır. Başta Almanya olmak üzere birçok Avrupa ülkesi evlenmeyi ve çocuk yapmayı teşvik etmek için özellikle maddi imkanlar sunmaktadır.

Elbette toplumlardaki; inanç, ahlak ve kültürel değerlerin yozlaşma sürecinin kendiliğinden oluştuğunu söylemek pek akıllıca olmasa gerek. Bu sürecin hem dünyadaki sosyal medya hem ülkemizdeki bir kısım medyanın yaptığı yayın, film ve dizi filmlerle hızlandırıldığını ifade etmek gerekir. Ayrıca gelişmiş Batı ülkeleri ve onların ülkemizdeki uzantıları bizim toplumumuzun da, diğer Müslüman toplumların da kendileri gibi bozulmasını istemektedirler dersek yanılmış olmayız sanırım. Elbette bir zorlamadan bahsetmiyoruz. Fakat Batı’nın her türlü melaneti oldukça cazip ve kışkırtıcı yönüyle insanlara sunduğu bir gerçektir. Bundan dolayı geleneklerine şiddetle bağlı olan Uzak Doğu toplumlarının da Batının sunduğu; giyim tarzı, yeme içme anlayışı, çığırından çıkmış müzik tarzıyla yozlaştığını görüyoruz.

Bu değerlendirmeyi ülkemize bağlayacak olursak ülkemizin de son yıllarda inanç, ahlak ve kültürel yozlaşma bakımından ciddi bir değerler erozyonuyla karşı karşıya olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle inanç ve ahlak yozlaşması çok ciddi boyutlarda. Gençlik her geçen gün deyim yerindeyse bir bataklığa doğru sürükleniyor. Cinsellik yaşı ile uyuşturucu kullanma yaşı gittikçe düşüyor. Bu durumu teşvik eden medyamız da işin tuzu biberi oluyor. Özellikle magazin ve bazı sohbet programları ne yazık ki toplumu bu anlamda dejenere etmeye yönlendiriyor. Yine bazı televizyonlardaki sabah ve öğlen yayın kuşağındaki programlarda aile hayatlarının göz önüne serilmesi, bu anlamda yozlaşmayı teşvik etmektedir.

Peki  bahsi geçen değerlerin yozlaşmasına engel olmak için neler yapabiliriz? Öncelikle Batının daha önce özgürlük olarak sunduğu ve bundan dolayı da toplumsal olarak büyük bir travma geçirdiği süreci örnek almalıyız. Hatta samimi Batılıların zaman zaman “aileyi koruyun bizim gittiğimiz yoldan gitmeyin” diye uyarılarına kulak asmalıyız. Bu bakımdan Bu anlamda önümüzde ibret almamız açısından önemli bir örnek var. Yani Batı bize bir açıdan da inanç, ahlak ve kültürel yozlaşmanın durdurulması noktasında önemli bir örnek teşkil etmektedir.

Bu konuda  gerek topluma, gerekse devlete büyük görevler düşmektedir. Devlet konuya daha hassas yaklaşabilir, interneti ve sosyal medya ile televizyon film ve dizilerini kontrol etmek başta olmak üzere çeşitli önlemler alabilir. Üniversitelerde ve orta öğrenim kurumlarında konuyla ilgili seminer, konferans ve panel gibi faaliyetler arttırılarak yaptırılabilir. Milli Eğitim Bakanlığı nezdinde kitaplara bu konuda çeşitli bölümler konmak gibi ve daha başka gerekli girişimlerde bulunulabilir. Toplum olarak da özellikle anne ve babalar çocuklarına daha fazla zaman ayırarak onlara doğru ve yanlışlar konusunda gerekli bilgileri verebilir, çocuklarının fiziksel ve zihinsel gelişimini engelleyecek televizyon programlarından ve internet adreslerinden uzak tutabilirler.

Yani hızla yozlaşan değerlerimiz aileyi de kaybetmeye doğru bir süreci tabir yerindeyse körükler. Bu bakımdan ülkemizi ayakta tutmanın olmazsa olmazı olan, toplumumuzun temel çekirdeği olan aileyi devlet millet ele ele vererek birlikte kurtarmaya çalışmalıyız vesselam.

Yazarın Diğer Yazıları