Cemil TURGUT

Birleşik Türk Ve İslam Devletleri

Cemil TURGUT

1900'lü yılların başında, dünyada 70’e yakın ülke varken bugün itibariyle birleşmiş milletlerde kayıtlı 206 ülkenin olduğu biliniyor. Bu şu demektir; ABD, İngiltere, Fransa, Rusya, Çin gibi küresel emperyalist ülkeler “böl, parçala, yut” sömürü mantığıyla ya direk ya da dolaylı olarak başta Osmanlı Devletinin uhdesinde olan Ortadoğu, Afrika gibi birçok ülkeyi ele geçirdiler.

Küresel emperyalist güçlerin buradaki temel paradigması, ülkeler ne kadar küçültülürse o kadar rahat sömürülür ve yönetilirler. Nitekim Birinci Dünya Savaşından sonra Osmanlı Devleti yıkılınca birçok yeni ülke ortaya çıktı. Ön Asya’da Hindistan dörde bölündü, Afrika’da irili ufaklı onlarca devlet ortaya çıktı.

Dünya ülkeleri sürekli bölünürken adı geçen küresel güçler ise kendi içlerinde birleşme yoluna gittiler. Amerika eyaletleri birleşerek; Amerika Birleşik Devletlerine, İngiltere; Birleşik Krallığa, Avrupa Ülkeleri; Avrupa Birliğine, Rusya Sovyetler Birliğine dönüştü. Üstüne üstlük bu birleşmelerden bir de NATO, VARŞOVA gibi bazı askeri ve siyasi birlikler meydana getirdiler.

Bu girişten sonra gelelim konunun yazının başlığı ile ilgisine. Görüldüğü gibi dünyayı sömürenler kendilerini hem ekonomik hem siyasi hem de güvenlik bağlamında korumak ve dünyaya hükmetmek için birleşmeyi tercih ettiler ve büyük oranda da başardılar.

İşte günümüz dünyasında bahsi geçen güçlere karşı ayakta kalmanın temel şartı askeri, ekonomik ve siyasi olarak birlik kurmaktan geçiyor kanaatimizce. Bu bağlamda acil olarak Birleşik Türk Devletlerinin ve Türk Dünyası NATO’sunun kurulması gerekmektedir. Hemen ardından Birleşik İslam Devletleri ve Birleşik İslam Devletleri güvenlik birimi oluşturulmalıdır.

Sayın Cumhurbaşkanı’nın son Türk Cumhuriyetleri ziyaretinde ortak polis teşkilatının kurulması noktasında mutabık kalındığı yetkililerce ifade edildi. Öyle anlaşılıyor ki yakın gelecekte ekonomik ve askeri işbirliği noktasında da bazı adımlar atılacak. Tüm Türk Cumhuriyetleri vatandaşları büyük bir heyecanla yukarıda bahsettiğimiz hususlarda atılacak adımları beklemekteler.

Elbette yöneticilerin milli ve yerli olmaları da işin bir başka yönüdür. Bugün gerek Türk devletleri gerekse Ortadoğu’daki İslam devletleri yöneticileri; ABD, Rusya, İngiltere gibi küresel güçlere bağlı kişilerdir. Tabandan gelen baskıyla bu durumun değişmesi sağlanmalıdır. Söz konusu ülkelerdeki yöneticiler, mutlaka ya seçim yoluyla ya da toplumsal hareketlerle değiştirilmelidirler. Böyle olduğuna Türk ve İslam Birleşik Devletlerinin kurulması daha kolay olacaktır.

Doğal olarak bu birleşme dünyada bir güç dengesi oluşturacak ve özellikle Türk ve Müslüman topluluklara yapılacak her türlü emperyalist girişimi engelleme noktasında caydırıcı olacaktır. Bugün eğer Birleşik Türk ya da İslam Devletleri olsaydı, ABD’nin Ortadoğu’daki tüm şeytani planları devre dışı kalırdı. İki milyon Iraklı, bir milyon Afganlı ölmez, kadınların ırz ve namusları korunurdu. Suriye’de on binlerce insan ölmez, milyonlarcası başka ülkelerde sığıntı gibi yaşamak zorunda kalmazdı.

Eğer BTD olsaydı İsrail, Gazze’de; bebek, çocuk, kadın, yaşlı, genç demeden insanları öldüremez, katliam yapamazdı. Eğer BTD olsaydı, ABD  ülkemize karşı terör örgütü kuramaz ve terör örgütlerini destekleyemezdi.

 Tabi ki birleşmenin tek başına bir şey ifade etmeyeceği bir gerçektir. Birleşmeyi taçlandıracak en önemli şey teknolojik hamleler yapmaktır. Hem savunma sanayisinde hem günlük kullanımda çok ciddi teknolojik merhaleler kat etmek gerekir. Ne yazık ki hala kaliteli bir cep telefonu markamız ile kaliteli bir bilgisayar markamız yok.  Hala teknolojik cihazlar için çip üretemiyoruz. Ekonomimizin en büyük harcama kalemini özellikle bu iki cihaz oluşturmaktadır.

İnşaallah en kısa zamanda hem BTD hem de İBD kurulur da başta Türk ve İslam dünyası olmak üzere tüm dünyaya huzur gelir. 

Yazarın Diğer Yazıları