Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Ramazan Sohbeti

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

11 Mart 2024 tarihinden 10 Nisan 2024 tarihine kutlu bir yolculuğa çıkıyoruz…
‘Değişim…’ diyorlar. Değişimin asıl serüvenini Ramazan ayında,
inşallah yaşayacağız.
‘Erdemli İnsan…’ Ramazanlı/ veya Oruçlu günler bizleri öylesine
terbiye edecek ki, ‘manevi bir zırhla donatacak ki…’ kâmil bir mü’min
olmanın, yüksek ahlak sahibi bir insan olmanın yolu ve yordamıyla
bizlere, ‘reçetesini verecektir…’ Daha açıkçası, ‘kendimizi iç ve dış
dünyamızla birlikte terbiye ediyoruz…’
Ramazan ayı için bizler, “Kur’an, Oruç, Namaz, Dua, İnfak, tefekkür ve
bir saf olma…” ayı olarak idrak ediyoruz.
Bu ayın girmesiyle birlikte, insanımızda öylesine güzel/ veya nezih
hasletler oluşuyor ki, ‘ben merkezli düşünme…’ zihniyetinden, ‘biz
merkezli…’ bir zihniyete sağlıklı bir dönüşümü görüyoruz.
Bir millet veya bir ümmet olma şuuru burada başlıyor. Bu ay içerisinde
en güçlü/ veya sağlıklı empatiyi yapabiliyoruz. “Zekât, Sadaka,
Fitre…” kavramlarını iyi okuyalım. Bu kavramları, ‘hak, hukuk ve
adaletle…’ bütünleştirelim.
Zariyat Suresi 19.ncu ayette şöyle buyrulur; “Onların mallarında,
dilenen ve (iffetinden dolayı dilenmeyen) yoksul için bir hak vardır
(verirler)
Burada hemen akıllara, “fukara-yı sâbirîn…” gelir. Kimdir, fukara-yı
sâbirîn? “Sabreden ve avuç açmayan fakirlerdir.” Dilenmeyip sabreden,
dinin hükümlerine uyan fakirler… Yakın çevremizden başlayarak, o
fakirleri görmek/ gözetmek, kalplerini incitmeden onlara yardım elini
uzatmak…
Gösterişten, kibirden, riyadan tamamen uzak olacağız!
Ramazan ayına bizler bütünüyle, ‘vuslat yolculuğu…’ diyebiliyoruz.
Evimiz, komşularımız, sokağımız, mahallemiz, şehrimiz… Ramazan ayının
feyziyle arınıyor… Tıpkı, ‘bahar yağmurları misalinde olduğu gibi…’
toprağın kokusu büyük bir huzurla içinize siniyor…
Bu ay içerisinde, şehrimizdeki kurumlar, kuruluşlar, STK’lar, esnafı,
pazarı büyük bir heyecanı paylaşarak, ‘ortak bir akılda, ortak bir
payda da buluşuyorlar…’
10 Mart 2024 günü, “imsak limanından sabırla açılacağız.”
11 Mart 2024 günü, “İftar sofrasında şükürle buluşacağız!”
Malatya Vakıflar Müdürlüğü tarafından, “Elâzığ’da 30 gün boyunca,
Elâzığ Kültür Park Mamurat’ül Aziz Salonu’nda iftar sofraları
kurulacak…”
Vakıflar tarafından bu sofralar, ‘ramazan ayı boyunca 81 İlimizde kurulacak…’
Ramazan etkinlikleri, Elâzığ Belediyesi tarafından, “Ramazan boyunca
Ahmet Tevfik Ozan Fuar ve Kongre Merkezi’nde her akşam farklı
formatlarda insanımızla bütünleşecek…”
Sanatçılarımızla birlikte, sanatın 7 rengiyle birlikte, ‘ramazan
coşkusunu teneffüs edeceğiz’ Bu şehirde, ‘edebi mahfillerin oluşu…’
çok önemli!
Özellikle de çocuklarımız için, “Karagöz-Hacivat gölge oyunu, ip
atlama, ip çekme, çuvalla koşma, hulahop çevirme gibi yarışmalarla
zenginleştirilen programlar…” ramazan günlerine ayrı anlam katacaktır.
Hanemizde, sokağımızda, mahallemizde, çarşımızda, pazarımızda her
geçen gün saflar daha da sıklaşacak.
İftar vakitlerinde, sofralar kurulacak… O sofralarda
Camiler, mescitlerimiz yediden yetmişine insanımızla dolup dolup
taşacak… Çocuklarımızla da daha da şenlenecek… Aksaçlı
ihtiyarlarımızla, onların dualarıyla huzura doğru yelken açacağız…
Bu ramazan günlerine ulaşamayan insanlarımız oldu…
1990'lı yıllardan itibaren basın hayatında birlikteliklerimiz olan
eski Belediye Başkanımız, eğitimci yazar Şükrü Kacar’da, ‘güzel atlara
binerek aramızdan ayrıldılar…’
Şükrü Kaçar’a ithaf ettiğimiz (Akrostiş) şiirimizde bir hayatı şöyle
özetliyorduk;
“Şehrin tebessüm eden nice yüzü
Ülkesine ahde vefalı dostu
Kalemin sırrına her daim vakıf
Riyadan kaçar, gönül limanına
Ülküsünü taşır, söz meclisine
Kaçar’a dayanır, bir Türkmen Bey’i
Ata Yurdu özleminde yüreği
Çağrısı toydur, her zaman şölendir
Açılır sofrası, Manas Evi’nde
Rahmet ister, fatihalar, âminler…”
Ramazanlı günlere erişemeyen bir insanımızda, Acıbadem Hastanesi
Sağlık Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Aydınlar ’ın annesi
Samime Aydınlar ‘ın vefat haberleri…  Merhume Samime Hanım, 9 Mart
2024 Cumartesi Günü İkindi namazını müteakip Arapkir’de toprağa
verildi.
Samime Hanım, rahmetli annemin çocukluk arkadaşı… Eskilerin erdemli
duruşları, vakarları, ahde vefası son nefeslerine kadar devam edermiş…
Onu gördük ve yaşadık… Acılı, sevinçli günlerde insanların
birbirlerini aramaları, sormaları ne kadar güzel değil mi?  Baba ve
annemizin sağlığında, ‘köyümüze kadar geldiler, gittiler, sağlık ve
esenlik haberlerini birbirlerine sürekli ilettiler…’
Rahmetli Babamızın vasiyetlerinden birisi de, ‘birbirinizle sıla-i
rahim yapınız…’ Özellikle de, akrabalık bağlarını kesmeyiniz…
Birbirinizle selâmlaşınız, muhabbetiniz daim olsun derlerdi…
Selam ve muhabbetle…

Yazarın Diğer Yazıları