Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Maden Sektörü ve Türkiye

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Elazığ Şehrinin, “01 Ocak- 31 Ağustos 2022 dönemi Toplam İhracatı; “248 milyon 450 bin dolar”
Tek tek rakamlarla/ yüzdelerle açıklamaya çalışalım;
“Madencilik Ürünlerinin…” aynı dönem toplam İhracatı; “212 milyon 499 bin dolar…”
Elazığ Şehrinin toplam ihracatının, “yüzde 85.5’leri…”
Vehbi Nazırlı, “Elazığ’ın lokomotif sektörü maden sektörüdür… Ancak cevher satılması değil… Yan sanayinin geliştirilmesi gerekir… Tencere, tava, kablo, vb…”
Vehbi Bey’in bu düşüncelerine katılıyoruz. Gerçekten maden sektöründe yan sanayi geliştiği zaman hem istihdam olarak ve hem de katma değer olarak şehrimize ve ülke ekonomisine verimliliği artacaktır.
Elazığ Şehrine baktığımızda, ‘maden sektörünün geçmişten gelen bilgi birikimi olduğunu da’ göreceğiz.
Guleman /Alacakaya krom madeni 1936 yılında Etibank tarafından işletmeye açılır.
Şu demek oluyor ki, 86 yıl işletme mazisi bulunuyor!
Tarihi çok eskilere giden Keban İlçemiz; “Simli Kurşun-Çinko yatakları ile bilinir!”
“Bakır Madeni ilk defa Maden ilçesinde bulunacaktır!”
Elazığ Maden İlçesini, “Etibank Bakır İşletmeleriyle…” tanıdık!
Elazığ Şehri, “Elazığ Vişne Mermeri!” ile yerküresinde bilinmektedir.  
Bugünkü yazımı, “Madencilik Sektörüne…” ayırdım!
Türkiye’nin, ‘maden haritasını masanızın üzerine getiriniz’
Gerçekten, yeraltı ve yerüstü kaynaklarıyla çok zengin bir ülkeyiz!
2022 yılı ilk sekiz ayı, Türkiye’nin ihracatına baktığımızda;
Sanayi Sektörü, 122 milyar dolar, Tarım Sektörü, 22 milyar dolar
Madencilik Sektörü ise, sadece; “4 milyar 475 milyon dolar!”

Madencilik Sektörü, hâlihazırda yerküresinde en riskli sektör olarak bilinmektedir.
Öncelikle maden kazalarında, Türkiye ölümlerde ilk sıralarda yer alır.     
Çin’de, 2008 yılında 100 milyon ton üretim başına düşen ölüm sayısı, “127 olurken…”
Bu rakam Türkiye’de, ‘722 olarak…’ bilinmektedir.
ABD’de, 100 milyon ton üretim başına düşen ölüm sayısı, “1 ila 6 arasında değişmektedir!”
Türkiye’de hala hafızalardadır; “13 Mayıs 2014 tarihinde Manisa’nın Soma ilçesinde meydana gelen maden kazasında 301 kişi hayatını kaybetmiştir!”
1941 yılından günümüze gelinceye kadar, “üç binden fazla insan hayatını kaybetmiştir!”
Maden kazalarının en önemli sebepleri, “grizu patlaması, göçükler ve yangınlardır!”
Öncelikle, ‘tedbir…’ Teknolojinin bütün imkânlarının seferber edilmesidir.
Madenciliği şöyle tarif edebiliriz, “değerli minareler veya diğer jeolojik materyallerin elde edilmesi için yapılan yeraltı ve yer üstü çalışmalarının genel adıdır.” 
Yer altındaki mineraller, madenler ve taşlar; ‘endüstride ham madde veya ara madde olarak kullanılmaktadır!”
Madencilik, ‘gelişmekte olan ülkeler’ için önemli gelir kaynağıdır.
Bir de, iş güvenliği açısından bakacak olursak, ‘en riskli meslek…’ durumundadır.
Erken ölümlerin sebeplerinde, ‘meslek hastalıklarında…’ bizleri gerçekten ürkütmektedir.
Dünyada hali hazırda, “30 milyon kişi bu sektörde istihdam edilmektedir!”
Bu istihdamın, “üçte birleri kömür ocaklarında…” olduğunu söyleyebiliriz.
Şöyle bir oranlama yapabiliriz;
“Madencilik kaza ve ölüm risklerinin en yüksek olduğu sektördür!”
Dikkatleri çekmek isterim; “Dünyada çalışanların sadece yüzde birleri madenlerde iken;
Ciddi kazaların yüzde 8’leri madencilik sektöründe olmaktadır!”
Maden Sektöründe, “sağlık ve güvenlik konulu sözleşme 1995 yılında kabul edilmiştir!”
Türkiye, ILO sözleşmelerine ve tavsiye kararlarına uyan/ uyum sağlayan bir ülkedir.
Türkiye’de, 1941 yılından günümüze gelinceye kadar; ‘değişik maden kazalarında 3 binden fazla insan hayatını kaybedecektir’ Yüz binden fazla insan da yaralanacaktır. 
Burada sadece kazaları değil, ‘hastalıklar’ ile beraber, ‘kimyasal tehlikelerden kaynaklanan hastalıklardan da söz etmeliyiz’
Gazlardan bahsettiğimizde;
Metan Gazı, ‘patlama, yanma ve Asfiksi’
Karbon monoksit, ‘Asfiksi’
Hidrojen Sülfür, ‘ göz ve solunum yollarının tahriş olması’
Oksijen Kıtlığı, ‘Anoksi’
Dizel motor dumanı, ‘Solunum yollarının tahriş olması, akciğer kanseri’
Yeraltında çalışan makinelerin gürültüsü bile, ‘kulakları tehdit etmektedir^’
Maden Sektöründe Çalışanların Sağlık ve Güvenlik Önlemleri…
Risklere karşı, ‘kişisel koruyucu donanımlar kullanılmalıdır.
Artık, genel koruyucu önlemler alınmaktadır; 
“göz ve yüz koruyucu maskeler, gözlükler, yüzü tamamen koruyan siperlikler (maskeler) kullanılmaktadır!” 
Genelde tozlara karşı, “tüplü solunum aygıtları…” kullanılmaktadır.
Maden ocaklarında, ‘tehlikeli gazların, dumanların ve tozların miktarını ölçen cihazlar…’ günümüzde tedbir olarak da kullanılmaktadır.
Uranyum madeni bilindiği üzere radyonüklit partiküller ve asbest bulunmaktadır. 
Asbest liflerini süzmek için ‘özel maskeler veya havayı temizleyen solunum cihazları’ kullanılır
Maden ocaklarında giyilecek elbiseler arasında, ‘ayak koruyucu botlar…’ bu botların ayak parmaklarını koruması için de, ‘ön kısımlarının çelik burunla kaplanması’ 
“Isı ve suya karşı da gereken korumanın sağlanması…” 
Maden Ocaklarında Meydana Gelen Kazaların Sebepleri Üzerinde de titizlikle durulmalı…
Yakın tarihimizde meydana gelen maden kazalarında; 1942 tarihinde Çin’de; 1549 kişi hayatını kaybedecekti! 
Fransa’da ( 1099 kişi), Hindistan’da (375 kişi), Japonya’da 458 kişi), Şili’de (355 kişi),
Güney Afrika’da (435 kişi… Madencilik/ veya Maden Ocaklarının her bakımdan ağır risklerini görmekteyiz.
Hastalıklar Olarak da; Akciğer Kanseri, Amfizem, Artrik (eklemlerin iç yüzlerini etkileyen iltihabi bir hastalıktır.) Asfiksi (boğulma) Bronşit (akciğerlere giden havayollarının iç yüzündeki zarın iltihaplanması) Bu da ikiye ayrılır; Akut Bronşit ve Kronik Bronşit…
Madencilik Sektörünün her bakımdan büyük riskler taşıdığını görmekteyiz.
Şunu da hemen yazımızda ifade edelim;
Bizler madenleri üç farklı kategoride değerlendiriyoruz;
Metalik Maden; Demir, Bakır, Krom, Boksit, Altın…
Endüstriyel Hammadde; Bor, Granit, Mermer, Barit, fosfat, torona…
Enerji Hammaddesi; Taş Kömürü, Linyit, Petrol, Doğalgaz, Uranyum, Toryum…
Türkiye’de, maden haritasına baktığımızda; “77 çeşit maden bulunuyor!”
Biz, zenginliğimizin ne kadar farkındayız!
Zenginliğimize, ne kadar/ hangi ölçülerde sahip çıkabiliyoruz.
Maden sektörünün enine boyuna konuşulması gerektiğine inanıyorum.
Rahmetli Muzaffer Doğan Keban Belediye Başkanlığı (1984-1989) Döneminde;
Keban Simli Kurşun Tesislerinin kapatılmaması için o kadar çok mücadele verdiler ki…
O dönemler, “Keban ve Elâzığ için maden sektörünün ne kadar önemli olduğuna dair makaleler kaleme almıştım!” 
 

Yazarın Diğer Yazıları