YER BEYAZ…
Yer beyaz, gök beyaz
Kıyamda, rükûda, secde de niyaz
Gök kubbeden kalbime düştü ayaz
Dışım buz kesilirken, içim de yaz!
Kar taneler, rahmeti, bereketi
Usul usul sükûtun nezaketi
GÜN DOĞDU
Gün doğdu, kuşlar gibi kanat çırptık
Kâh bayırlara, kâh dağlara çarptık
Gönül alıcı sözlere göz kırptık
Rızıklandık hay, hanemize döndük
SABAH SOFRASI
Sabah sofrasının muhabbetinde,
Bir esrarlı rüzgârla besleniriz
O rüzgârla seslenir, hisleniriz
Şefkat sanki söz ırmağıdır, akar,
Tâ benliğimize kadar dökülür!
BUGÜN YİNE AKŞAM
Bugün yine akşam, şamdanları yaktık
Gecenin bağrına şen olduk, aktık
Kışın baharıdır, gece sohbeti
Kâh şiir, kâh musiki, söz yağmuru
Gönül nasıl ıslanır, o yağmura?
Bir efkâr türküsü alır götürür
Hislerin en nahif yoluna aktık!
ŞAİRİN YÜREĞİ
Şairin yüreği, narin mi narin?
O ilham ırmağında akar, durur
Şairin hisleri zarif mi zarif
Dost meclisinde arifane sürur
Garip vakarıyla, maksudu tarif?
Silinmez yaradır insanda gurur
Gerçek, "herkes aslına rücu eder"
NE GÜZEL
Ne güzel, hatırlanmak ve sorulmak
Dost için hazırlanmak ve yorulmak!
Hasret gidermek, menzilde durulmak
İrfan gemisinde, kürek çekmek
Hayrı, hasenatı toprağa ekmek!
TARİH SOHBETLERİ
Tarih sohbetleri en evla derstir
O sohbetlerde sanki şifa bulur
Yedi renk sanat, ufuk açan harstır
Gökkuşağına bakar, sefa bulur
Duygulara galebe çalan marştır
Bir ses oluruz yürekten neva bulur
YENİ YILA
Yeni yılda, "yeni sayfa" açalım
Tarihe, "yeni ufukları" yazalım
Bir akıl, bir yürekle yürüyelim
Dağlar geçit vermezse, yollar açalım
Niyetler halis, sevda bir olunca
Gaye-Ufuk-İnsan aşkla dolunca
Atiye, "hasret köprüsü “açalım
Erdemli İnsandan sual edelim
YAŞLIYA HÜRMET
Yaşlıya hürmet, çocuğa merhamet,
Biz ise "yaşlımıza zahmet" verdik
Minik yavruya hamasetten öte
Gönülsüz bakışlarda neler verdik?
Kâh yaşlısını incittik, kâh yerdik
Şefkat, yürekteki yangına dokun
ENFLASYON
Dolar, Euro, Altın hergün yükselir
Sel alır, cebimdeki paraları!
Seksen beş milyon, pazar pahalı der!
Ahali, zamlar kanıma işledi, der!
Enflasyon, mutfakta çıkan yangın
Yangına kanaatle gitmeyen müsrif!
EZANA KULAĞINI VER
Ezana, kulağını, yüreğini ver
Yeryüzünün mescit olduğunu bil!
Ezana sevdan, zalimi kavursun!
Aşk ile âlimin kalbinde dursun
Ey hidayet güneşi, bizi de al!
Bu dünyada, " garipler kalmasın lâl"
Baş üstünde dalgalan, sen ey hilâl
Şehit oğlu şehidin kanıyla…
GÜZEL SÖZ
Güzel söz, meyve veren ağaç gibi
Ağacın dalı, budağı olmaz mısın?
Marifet ehli, dolu başak gibi
Ey vakar, şu gönle yâr olmaz mısın?
Şiirin her mısraı, dua gibi...
Ruhuma işleyen sevda gibi...
İKİ GÜNÜ EŞİT
"İki günü eşit olan zararda"
Her gün bir adım daha ileriye
İki şık var; ya "var" olacaksın
Ya da, "yok" olup, silinip gideceksin
İnsana, mütevazı yol; “kararda"
Hüsnü kalp ile de, hakkı ikrarda…
GÖÇ ETMİŞ
Çarşı, pazar Türk yurdu değil sanki
Yabancı marka istilası heyhat!
Ülkeme, katma değer miş, neresi?
Kıraathaneler, göç etmiş ülkemden
TÜRKÇEMİZE
Fırat, ari lisanım gibi duru
Gönül divanımın özge huzuru
Kalbim şahı ise dilim veziri
Biz, bu özge dilin nesir yazarı
GÜNLER SU GİBİ
Günler su gibi ömürden akıyor
Keşkeler içim içim canım yakıyor
Bugün için ne yaptım diye sordum?
Merdiven, basamakla çıkılmıyor
Bir garip türkü kendime yordum
"Kıştan bahara kapılar aradım"
Yeşil yapraklara özlemim sordum
ŞEHADET…
Şehadet, ümmetin en âlâ makamı
Alır üzerinden kederi, gamı
"Şehitler için ölüler demeyin"
Onlar, hak katında rızıklanırlar!
Saadet burcunun, hilâl kaşlısı,
Onlar, muhabbet ehlini tanırlar
Gözümüz üzerinde ince bir zar
Şehidimle, ufuk ötesi gülzar
Maveradan gül kokulu ses gelir
YANSIN ŞAMDANLAR
Yansın şamdanlar, yansın dört yana
Gün doğumunda sıcaklık,
Gün Batımında serinlik,
İçimizdeki esinti,
Ufka düşer kızartısı
Çizilir, alımlı nazar…
Güneşin doğuşu ve de…
Uzanır bahtım, sabır yayı…
Gölgelere düşer tavrım;
Ben kıyamda, gölgem secde de,
Sessiz bir teşbihin ruh halinde
İnleyen ben miyim, gölgelerim mi?
Uzanır semaya ellerim,
Dillerim kanatlanır
Tevbe dolu hıçkırıklar…
Gözyaşına boğulur, Yeni Yıl sıcağı…
Dinle gök gürültüsünü (Ra’d Suresi)
Yıldırımların akışını…
Kâinat titrer, teşbih ederken!
Gören gözlerde mahzun yakarışlar
Çığlığım, uyanışa
Günahlarımı siler mi gözyaşı?
Şüphelerden korkularıma kaçarım
Korkular, acılarıma gem vurur
Dert kervanı yürür/ Hayallerimi kasıp kavurur
Niyetim, amelime ayna…/ Kaynar içimde kâinat;
Dünya tarlası, vebalim / Vebalimi omuzlar gezerim
Bir ömrü gözyaşında süzerim
Şairin imlasında gözyaşı…