Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Elâzığ Kent Konseyi

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Bir söz vardır, “işine, eşine, aşına sevdalı olanlar hayatta başarılı olurlar!”
İşini sevmek, kendini işine vermek apayrı bir duygudur.
Sevginin atar damarlarında, ‘fedakârlık vardır, sebat vardır, istikrar vardır!”
Geçtiğimiz gün bir sevindirici haber aldık; 13 Ocak 2023 tarihinde
gerçekleşen Türkiye Kent Konseyleri Birliği Genel Kurulu yeni
yönetimini belirledi. Türkiye Kent Konseyleri Birliği Yönetim Kuruluna
Elâzığ Kent Konseyi Başkanı Av. Rüstem Kadri Septioğlu’nun seçilmesi…”
Kent Konseyleri Türkiye’de 2010 yılından itibaren faaliyet gösteriyor.
Çok değil, 13 yıllık bir mazisi olan bir kurum… Nisan- 2021 tarihinde
Elâzığ Kent Konseyi Başkanlığına seçilen Av. Rüstem Kadri
Septioğlu’nun yaklaşık 18 ayı bulan çalışmalarını yakından takip
etmekteyiz.
Av. Rüstem Kadri Septioğlu uzun yıllar Elâzığ Baro Başkanlığında
bulundular. Türkiye’de, Barolar arasında, ‘ilkler arasında birçok
projeyi hayata geçireceklerdi’ Halen kütüphanemde, Elâzığ Barosunun
Dergileri yer alıyor. Sn. Septioğlu’nun yıllarca Türkiye Barolar
Birliğinin Eğitim Seminerlerine konuşmacı olarak katıldıklarını da
biliyoruz.
F.Ü. İnsani ve Sosyal Bilimler Fak. Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü
bitiren Septioğlu, Tarih Bölümünde de, “Sümerler Hukuku…” alanında da
yüksek lisans yapıyorlar.
Sürekli çalışan bilgiye ulaşma için büyük bir gayret içerisinde
bulunan Sn. Septioğlu, Elâzığ Şehrimizdeki resmi ve sivil kamu kurum
ve kuruluşlarıyla sürekli bir diyalog içerisinde olmaları…
Burada önemli olan da, “şehir insanıyla ortak bir akıl oluşturma…”
sivil hareketi daha aksiyoner bir merkeze taşıma gayretleri olumlu bir
sinerji oluşturmaktadır.
Elâzığ Kent Konseyinin, Elâzığ Belediyesi ile Şehirdeki gönüllü
kuruluşlar (STK) arasında sağlıklı ve kendi içerisinde ahenkli
köprüler kurulduğunu da bir gazeteci- yazar olarak da gözlemlediğimizi
söyleyebilirim.
Düşünen, konuşan, tartışan, hedef ve stratejilerini belirleyen bir
şehir olmak! Sosyal Belediyecilikte de, 7’den 70’e kadar bütün
insanımıza uzanabilen bir anlayışı yakalamak da gerçekten önemli…
Şehrin 41 mahallesine sadece alt yapıyla değil, ‘şehrin kimliği ile
birlikte hizmeti taşımak…’
Her zaman için sıklıkla ifade etmeye çalışırım; “Elâzığ Basını
(televizyonu, radyosu, yerel gazeteleriyle)  yetişmiş insan gücüyle
sağduyunun ortak aklı ve sesi olmuştur…
Elâzığ Şehrimizde, Kent Konseyi tarafından; “ikinci üniversitenin/
Türkiye-Azerbaycan Uluslararası Üniversitesinin dillendirilmesi…”
önemlidir. Aynı şekilde, “toplu taşımacılıkta hafif raylı sistemin
şehrin gündemine taşınması…” Bunun gibi kamuoyunun dikkatlerini
üzerine çeken projeler… Ve bu projelerin kamu vicdanında yer alması!

“KONUŞAN BANK...”
Geçtiğimiz günlerde Kanal Fırat’ta,  “Zekeriya Bican’la Sekizinci
Şehir” programını büyük bir zevkle ile izliyorum. Programın misafiri
Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tarık Özcan…
Harput kültürüne, sanatına, edebiyatına, musikisine, folkloruna vakıf
iki erdemli insan…
İlk defa Prof. Dr. Sadık Kemal Tural Hoca Elâzığ Şehri için, “Şiirin
Başkenti!” ifadesini kullandılar.
Sn. Tural Hoca’nın bu ifadeyi kullanmaları önemlidir. Zekeriya Bican,
bu ifadeden hareketle, “Şairine sahip çıkan bir şehir olmalıyız…”
Tarık Özcan ve Zekeriya Bican’ın birlikte/ beraber güzel bir teklif
getiriyorlar. Harput ve Elâzığ’da park ve bahçelerde, “Eski ve Yeni
Şairlerimizin Şiirlerinden birkaç mısra yer alsın!”
Bizim çok zengin bir kültür iklimimiz var. O iklimde coğrafyayı vatan
yapan/ manevi değerleri ile bizleri besleyen müstesna bir yeri vardır.
Elâzığ Belediyesinin sahiplendiği muhteşem bit proje, “Konuşan Bank…”
Eski Elâzığ Vali Konağının önünde, “Sezai Karakoç, Nuri Pakdil ve
Mehmet Akif Ersoy’un hayat hikâyelerini anlatan banklar!”
Bu güzel iklimi Elâzığ ve Harput’ta bulunan bütün park ve bahçelerinde
yaygınlaştıralım!
Bir bakıma, ‘şehrimizin tebessüm eden konuşan dili…’ olsun.
Allah Resul’ü (sav.) “Şiirde hikmet vardır!” diye buyururlar.
Şiir, ‘gönle doğan ilhamdır’
Sadık K. Tural Hoca, “Şiir olmasa dünya çöl olurdu!” diyorlar.
Velhasıl, “şiir tefekkürdür!”
“Seyreyle aşk nehrini bozkırlara can verir!”

FIRAT ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜMÜZE TEKLİFİMİZ
“Önce Selâm, Sonra Kelâm,
Önce Refik, Sonra Tarik,
Önce Teklif, Sonra Tenkit…”
Niyetimizle amelimiz birleşirse, o iş hayra döner…
Dilin söylediğini kalp tasdik ederse, söz hakk’a döner.
Harput için ecdat tarihimizin, efsanevi “Vuslat Şehri” deriz.
Fırat Üniversitesi Rektörümüz Prof. Dr. Fahrettin Göktaş’a teklifimiz olacak;
Fırat Üniversitesi’nin kampüsünün üç kapısı bulunuyor.
Bu kapılara; Harput’u Malazgirt-1071 zaferinden 14 yıl sonra fetheden
ve Harput’ta Çubuk Beyliğini kuran, “Çubuk Bey’in ismi…”
Harput Fatihi olarak da anılan tarihçilerin Haçlılarla Mücadelede
Selahattin Eyyubi ve 1. Kılıç Arslan mesabesinde gösterdiği, “Belek
Gazi’nin ismi…”
Bizim tarihimizde, “Fetih Camileri” olarak da anılan, Harput’un o
müstesna eseri Harput Ulucami’yi bu millete kazandıran (1156-1157)
Harput Hükümdarı Fahrettin Karaaslan’ın isminin verilmesi!
Üniversitemizin Harput’la ilgili çok nezih akademik çalışmaları oldu.
Her bakımdan ilim adamlarımız tarihimizi aydınlattılar. Biz bütün bu
hizmetler için müteşekkiriz.
Günümüzde, Fırat Üniversitemizde belki de, Türkiye’nin 81İlinden gelen
50 bine yakın öğrencimiz…
Dışarıdan gelen her öğrenci Elâzığ Şehrinin kanaatimce, ‘fahri elçileridir’
Yurt içinden ve yurt dışından gelen her öğrenci aynı zamanda, “bu
şehrin birer turizm rehberidir!”
O sebepledir ki, şehrimizi iyi anlatmalıyız. Şehri insanını, ‘tarihi
değerlerimizle buluşturmalıyız’
Selam ve muhabbetle

Yazarın Diğer Yazıları