Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Deprem

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Depremi yaşamak, kıyametten misal!
O an, ‘ne oluyor’ feryadında, insan,
Can korkusuyla sokağa fırlamış
Öyle bir ürperti,  öyle kaçış ki,
Soğuk kış gecesini hissetmeden
Sokaklar, caddeler insan kaynıyor!
Mahşer anı, herkes kendi derdinde…
Yirmi dört Ocak, ‘gam kervanı yürür’
Yorgun düşlerim göğsüme çarpar!
Elâzığ Şehrini, dert, keder bürür…
Yüreğindeki ateşi bilirim,
Dağlar gibi metanetin yüzünü;
Sabır ökçesiyle sükûta yürür!
Deprem, insanın acı imtihanı!
Sanki kederle yoğrulmuş, her anı…
Mekânlara da; hüzün, sızı düştü!
Gözyaşını silemiyor, sokaklar;
İçime sinmiş toprak kokusu
Alev almış bütün anılarımı…
Depremle birlikte neler yıkıldı?
Tefekkür dünyamda neler görürsün?
Binalar yükselir, ruhumdan kopmuş!
Kimliğim, hatıralarım sel almış!
Deprem iki hece kâbusu taşır…
24 Ocak’ta şehrin çığlığı…
O acıyla, asırlar boyu inler!

24 Ocak 2020 tarihinde meydana gelen 6.8 şiddetinde ki deprem felaketi Elâzığ Şehrinin çığlığı/ feryadı... Deprem felaketinin üzerinden 3 yıl geçti, daha nice yıllar geçecek; her 24 Ocak tarihi geldiğinde; ‘depremi, depremin geride bıraktığı acıları, o büyük yıkımları bir daha içimizde yüreğimiz yanarak yaşayacağız’
24 Ocak 2023 tarihinde, ‘devlet Elâzığ’daydı…’ 25 binin üzerinde binalar yükseldi. Yeni mahalleler kuruldu, yeni bulvarlar, caddeler, sokaklar açıldı. 
Bizim kültürümüzde, “acılar paylaşıldıkça azalır!” 
Birlikte acıları paylaştık. Birbirimizle dertlendik, söylendik. 
Deprem, bu şehrin artık yaşanmış en acı, insana konuştukça da dert veren en acı hikâyesidir. 
Bir fotoğraf netliğinde, ‘zandan uzak şekilde’ deprem günleri geleceğe dersler çıkarılacak şekilde yazılmalı… 
Depremi yaşayan insanlarla konuşulmalı… Acı ama gerçek, ‘mağduriyetlerde’ bilinmeli. 
Asıl hedef, ilk ne olmalı, ‘memnuniyetin yüz de yüzlerde olması’ 
Gözü açıklar, kötü niyetliler, haddi ve hukuku aşanlar, depremi kendilerine ganimet bilen zavallılar velhasıl her türden insanları gördük/ veya yaşadık! 
Her zaman/ veya zeminde gözleri dönen, Karunlaşan insanlardan da Allah’a sığınırız! 
Elbette gönlümüz, yüreğimiz, fikrimiz, aklımız, zikrimiz, “Ahi Evran Ruhuna Sahip…” erdemli/ saygıdeğer insanların hâkim olduğu bir toplum/ veya o dokuya sahip olmak! 
İnancımız, “emrolunduğun gibi dosdoğru ol!” der, bizlere.
İnancımız, “komşusu aç iken tok yatan benden değildir!” buyuruyor. 
Şu Şehir, ‘büyük bir ailedir’  Deprem, çok ağır acılarla birlikte, ‘imtihanımızdır’ 
Deprem ve sonrası yaşananlar o kadar önemli ki…
İnancımız bizlere, “hayırda yarışanlar olunuz!” diyor.
İnancımız bizlere, “birbirinizi gözetiniz!” diyor. 
Sözüm odur ki, “vebal yüklenenlerin vay haline…”  
Geçmiş olsun Elâzığ… Rabbim bir daha bu millete bu acıları yaşatmasın (amin)
 

Yazarın Diğer Yazıları