Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Davut Peygamber ve demir!

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Demir, “Modern sanayinin ana metalidir…”
Kullanım alanı oldukça geniştir.
Demir, ‘güç ve kuvvet…’ anlamlarına da gelir.
Demir ile ilgili Kur’an'da 7 ayet bulunuyor…
Bu ayetlerden biri, “Demire isim olan” Hadid Suresidir!
Hadid Suresinde şöyle buyruluyor;
"Hem kendisinde büyük bir kuvvet ve insanlar için,
(Birçok) menfaatler bulunan ‘Hadid’i;
(Demiri bir nimet olarak) indirdik…”
Demir, bir büyük ‘nimet’ olarak ifade ediliyor!
Demiri ilk kullanan kimdir?
Hz. Davut Peygamberdir…
Ayet, “Şanım hakkı için Davut’a tarafımızdan,
Bir ‘üstünlük’ verdik.
“Ey dağlar ve kuşlar! Onunla beraber tesbih edin! (dedik)
Ve “geniş zırhlar yap!” diye demiri yumuşattık.
Hem dokumasında ölçüyü gözet (güzel ve yeteri kadar yap)
 Ve (ehlinle birlikte) Salih amel işleyin!
Çünkü ben ne yaparsanız hakkıyla görenim” (diye vahyettik) (Sebe, 10-11)

Ayet, “Süleyman’a da rüzgârı (boyun eğdirdik)
(Öyle ki) sabah gidişi bir ay(lık mesafe),
Akşam dönüşü de bir ay(lık mesafe)dir.
Ve erimiş bakır menba’ını onun için (sel gibi) akıttık.
Rabbisinin izniyle onun önünde çalışan bir kısım cinler de vardı.” (Sebe, 12)
Burada şunu öğreniyoruz,
Hz. Davut ailesine çok büyük nimetler verilmiştir.
O nimet nedir?
Hükümdarlık nimetidir!
Her ikisi de, (Davut ve Süleyman (as)  ‘cihangir hükümdardır…’
Bunların zamanında,
Demir ve Bakır gibi önemli madenler,
İnsanlığın hizmetinde kullanılmış!
Kur’an da, Zülkarneyn  (as)’ında,
 “Demir ve Bakırı kullandığı…” anlatılır!
Ayet, “Bana demir kütleleri getirin.
“Nihayet dağın iki ucunu denkleştirdiği vakit;
“Ateş yakıp körükleyin” dedi. Demiri bir ateş koru haline getirince,
“Bana erimiş bakır getirin üzerine dökeyim” dedi” (Kehf, 96)
Bizlerden önce çok önemli tarihi medeniyetlerin yaşandığını,
“Demir gibi…”
“Bakır gibi…” madenlerin işlendiğini Kur’an bizlere haber veriyor!
Avrupa Birliği'nin temellerinin 1951 yılında,
Altı üyenin katılımıyla oluşturulan  “Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğuna…” gider!
Türkiye'nin günümüzde en önemli sanayi yatırımı nedir derseniz?
“Demir ve Çelik Sanayidir…”
Demir, Kuranda bir süreye isim/ ad oluyor!
Burada bizlere birçok ipuçları veriliyor!
Elbette ki, ‘ilimsiz ve marifetsiz…’ bir dünya düşünemezsiniz!
O dünya da,  İslam âlemi ne yapacaktır?
İlimde ve Teknolojide yarışacaktır!

HZ. SÜLEYMAN'IN DUASI!
Hz. Süleyman öyle bir niyazda bulunur ki,
Ayet, “Dedi ki; “Rabbim! Bana mağfiret buyur ve bana,
Benden sonra hiç kimseye nasip olmayacak bir saltanat ihsan et!
Şüphesiz ki Vehhab (çok ihsan edici) olan ancak sensin!” (Sâd, 35)
Ayet devam ediyor,
“Bunun üzerine rüzgârı ona boyun eğdirdik;
Onun emriyle istediği yere yumuşak olarak akıp giderdi.” (Sâd, 36)
Ayet, “Her bina yapan ve dalgıçlık eden şeytanları (cinleri) de,
Ve (zarar vermemeleri için) zincirlerle birbirlerine bağlı olan,
Diğerlerini de (ona boyun eğdirdik)” (Sâd, 37-38)
Süleyman ismiyle hafızalara ilk gelen de,
‘hükümdarlık…’ nimetidir!
Hz. Süleyman'ın o duası kabul olmuş;
İnsanlık tarihinin en etkili
Ve en kudretli devletini kurmuştur!
Onun misalleri Kuranda anlatılır…
“Süleyman…” ismi dedik!
O ismi bizler, ‘hükümdarlık…’ ile birlikte anarız!
O nimeti bizim tarihimizde;
16. yy’da cihan devleti ihtişamıyla yaşayan,
Kanuni Sultan Süleyman’dır!

GÜZEL SÖZ ONA YÜKSELİR!
Bütün güzellikler, iyilikler birbirlerini besler!
Ayet, “Kim (izzet ve şeref) istiyorsa, o halde (bilsin ki),
İzzet tamamıyla Allah'ındır.
Güzel söz ona yükselir;
Salih amel de onu (o güzel sözü) yükseltir.
Kötülüklerle tuzak kuranlara gelince onlar için,
(Pek) şiddetli bir azap vardır.
İşte onların tuzağı yok mu, (bil’akis) kendisi darmadağın olur” (Fatır, 10)
Asrımız da, en büyük ihtiyacımız nedir?
Yüreklerden çağlayarak akan, ‘güzel sözlerdir…’
O sözlerle, ‘amel eden…’ Salih kişiler!
İnancımız ne diyor,
“Doğruluk emanettir…”
O emaneti bir ömür boyu taşıyanlara ne mutlu!

BİR OLAMAZLAR!
Kimler bir olamazlar;
Ayet, “Körle, gören (kâfir ile mü’min);
Karanlıklar ile nur (batıl ile hak);
Gölge ile sıcaklık (cennet ile cehennem) bir olamaz!” (Fatır, 19-21)
“Dirilerle ölülerde bir olamaz!” (Fatır, 22)
İnanmış bir insanın hak katında yükseldiği derece,
Veya rütbe!
O rütbe öyle bir rütbe ki,
“O (Rabbiniz) sizi yeryüzünde halifeler kılandır!” (Fatır, 39)
Her Müslüman, bu ayetin şuurundadır!
Gaye ve ufkumuz, Kur’an’ı sadece yüzünden okumak değil;
Onu yaşamaktır!

Yazarın Diğer Yazıları