Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Biz Bu Şehre Sevdalıyız

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Seni sevmeyen, yol ver; varsın gitsin
Kendi suyuna, hevesine ersin
Toprağın kokusu içimde tütsün!
Ey Bedri, şehrinle daha gür, hürsün!

Ey Şehir! Seni karşılıksız sevdim
Makam, rütbe isteyenleri yerdim
Acın, feryadın yüreğime işler;
Yoluna ahde vefa postu serdim

Suyun, hamurun herkese aş olmaz
Sevdanla yanmayan da ateş olmaz
“Elâzığ merttir, yiğit, gözü perk”
Seni hayal etmeyende düş olmaz!

Elâzığ derim, koşarım yoluna
Sevdanla, bakmam sağına soluna
Havasında, toprağında büyüdüm
Baş koymayana yanarım yoluna!
***
Ben bu şehrin nesiyim?
Gecesi, gündüzü, kahrı, divanesiyim
Hecesi, nicesi, dert yüklü hanesiyim
Sesi, sözü, sohbeti, vicdanlarda banisiyim
El açan yüreklerin, Hak diyen çağrısıyım
Kelimesi kelimesine sevda dilekçesiyim

Sözüm odur havasının, suyunun yangınıyım
Her ikilemin, karanlık düşlerin sancısıyım
Mazlumların, masumların dert ortağı hancısıyım
Ey Şehir! Sana gönül verenlerin bendesiyim
Kelimesi kelimesine sevda dilekçesiyim

Ne yılan kusmuğu, sivri dillerin himayesiyim
Ne mahşere azığı olmayanların sermayesiyim
Huzur veren nimetin, gayretin de gayretiyim
Adil yüzlü erdemli şehrin, hamiyetin hamisiyim
Kelimesi kelimesine sevda dilekçesiyim

Ben bu şehrin nesiyim?
Hecesi, nicesi, hafızalarda ki mazisiyim
Sabrı, sükûtu, selameti, sadakati, şahidi, gazisiyim
Kâğıdı, kalemi, hatırası, çile yolcusu yazısıyım
İlim, kültür, irfan, hikmet ırmağının sızısıyım
Kelimesi kelimesine sevda dilekçesiyim

***
Rahmetli Fethi Gemuhluoğlu’na ithaf ettiğimiz bir şiirimizde, âleme
şöyle sesleniyoruz;
“Ben fakir, Ben hakir, Ben kimsesiz,
Bütün çığlıkların yurduyum!
Ben sabi, Ben sefil, Ben derbeder,
Bütün divanelerin yurduyum!
Ben masum, Ben mağdur, Ben çilekeş,
Bütün viranelerin yurduyum!
Ben kırık, Ben dökük, Ben yıkık,
Bütün gönüllerin yurduyum!
Bir gönül yapmaya geldim!
‘Bin ah! ’ İşittim
Ben ‘binlerin Ahı’yla,
Taht kuranların, masumların yurduyum”
***
Kale’m, ne ala bir yurttur içimde.
Raks eder dizeler, âlem içimde!
İlham, gönle doğar rahle içimde,
Vuslat şarkısıyla söz eder imiş

Vicdan titre, âlem duysun sesini;
Huzurda, tesbih eder nefesini
Dünyaya ram eyleme hevesini,
Mihnetini dert ile çeker imiş…

Bu şehir için, bu coğrafya için dertleneceğiz!
Taşına, toprağına, havasına, ‘yüreğine dokunacağız’
Bu bizim görevimiz… Yürekten beslenen sevdamızdır…

Yazarın Diğer Yazıları