21 Eylül tarihi, “Dünya Barış Günü!”
Geçmiş ola efendim! Öyle ki, “Barışın/ Sulhun adı var, kendisi yok!”
Derinden bir ‘ah’ çekiyorum; zulüm dağları aştı, mazlumun çığlığı arşa ulaştı!
Barışa/ sulha, adalete, insanlığa yönelen ‘okları’ şiddetle, nefretle kınıyorum
Gazi, ne güzel söylemiş; “Yurtta sulh, cihanda sulh!”
İnsanoğlu her türlü marifeti öğrendi ama “sulhu bir türlü öğrenemedi!”
Öğrenmek istemedi! İşte, Gazze… İşte, Filistin… Asrın felaketi!
İnsanlığın iflası…
Benjamin Franklin, “Savaşın iyisi barışın kötüsü olmaz!”
Özellikle de, ‘gümümüz savaşlarının tahribatı çok yüksek’
İnsanlığa bir nev’i, ‘cehennemi yaşatıyor’
Biyolojik Savaşlar… Kimyasal Savaşlar derken, şimdi de, “Siber Savaşları…”
Ülkeler artık, “siber güvenlik duvarı/ veya yeni nesil güvenlik
duvarı…” oluşturma yolunda!
Peki, insanoğlu ‘gerilimi’ niye tercih ediyor?
Niye, ‘kabil gibi’ davranmayı kendisine marifet sayıyor!
Dikkat edilirse, ‘dünya cadı kazanına dönüşmüş’ habire kaynıyor!
Mecelle, “Barış hükümlerin en güzelidir!”
Barış da, ‘mutluluk vardır, huzur vardır, güzellik vardır, moral vardır!”
Savaşlar, ‘beladır, musibettir, afettir, yıkımdır, insanlığın ölümüdür’
Birinci ve ikinci Dünya Savaşları… O savaşlardan kim/ veya kimler huzurla çıktı?
Öyle bir yıkım meydana geldi ki, O yıkım bizlere, ‘kâinatın
kıyametinin insan eliyle olacağı haberini de vermiş oluyordu?’ Savaş
isteyen veya ona destek olanlar, ‘şerre dua edenlerdir’
Enfal Suresi 30.ncu ayette şöyle buyrulur; “Hani bir vakitler, o
kâfirler, seni tutup bağlam ak veya öldürmek veya sürüp çıkarmak için
sana tuzak kuruyorlardı da, onlar tuzak kurarken Allah da karşılığında
tuzak kuruyordu. Öyle ya, Allah tuzakların en hayırlısını kurar!”
Zalimin/ veya zulmün tuzakları bitmedi/ bitmeyecek de… Ama bütün
marifet, sulhu korumakla, insanlığı korumanın aynı daire ekseninde
kesiştiğini görebilmeliyiz!
Öncelikle, “Barışı kendi içimizde yaşayacağız!” Dahası, ‘kendimizle
barışık olacağız’
Marvin Gaye ne diyor, “Barış kendi içinde bulamazsan, hiçbir yerde arama!”
Kendimizle Barışta, ‘ülkenin surlarını iç ahenkle güçlendirme gibi
büyük bir moral kaynağı oluşacağını bilmeliyiz'
“Birliğe Çağrı” şiirimizde ne diyoruz,
“Birliğe çağrı, sağduyuya selâm
Hakkı birlemek ne güzel bir kelâm
Yürü, hikmetiyle dağlar yürüsün
Birliğe, sevdaya bulansın âlem!”
Dünyada en fazla silah satan ülkeler hangileri?
İsveç Barış Araştırma Enstitüsünün raporu…
2014-2018 yılları arasında ‘silah ihracatçısı ülkeler’ ABD, yüzde 36
pay ile ilk sırada yer alıyor!
ABD’yi 2. Sırada Rusya, yüzde 21 payla takip ediyor! Fransa, yüzde
6,8, Almanya, yüzde 6,4,
Çin ise yüzde 5,2 paya sahip…
Şu yerküresi, 1945-1990 yılları arasında soğuk savaş dönemini yaşadı!
Gerilimli bir dünya… Böyle bir dünyada, ‘darbeler, ihtilaller, iç
savaşlar’ birbirini takip etti.
24 Şubat 2022 tarihinde başlayan, “Rusya-Ukrayna Savaşı…”
Yerküresinde, ‘gerilimleri’ bir anda tırmandırdı! Çin ve ABD arasında,
“Tayvan Gerilimi…” Rusya- Ukrayna Savaşı, bütün şiddetiyle devam
ediyor.
İsrail ile Filistin Savaşı, 07 Ekim Sabahı başlamadı efendim! 15 Mayıs
1948 tarihinde başladı… Bu savaş hikâyesini/ veya musibetini bizler,
bugün kaydıyla, “76 Yıl 04 Ay Olarak…” hesaplıyoruz!
Felaket, her geçen gün büyümekte… Ortadoğu’yu ve öyle ki, ‘insanlık
âlemini tehdit etmektedir’
O tehdide karşı maalesef, ‘silah ihracatçısı ülkeler’ veya BM’leri
hiçe sayan ülkeler; ABD, İngiltere, Rusya, Çin, Fransa… BM’lerde, veto
hakkına sahip 5 ülke… Dünyanın en fazla silah üreten ve satan
ülkeleri… Gazze’deki insanlık suçuna bir bakıma seyirci kalmaktadır.
Yazıklar Olsun!
Ortadoğu’daki, yangın/ veya çığlıklar/ insanlığın feryadı en fazla
Türkiye’yi etkilemektedir.
Özellikle de, Anadolu Coğrafyasının dört bir yanında, ‘gerilim
politikaları…’ Gerilimi tırmandıran kimler, “Silah İhraç Eden
Ülkeler!” Afganistan işgal acılarını en fazla yaşayan ülke oldu!
Aynı zamanda, ‘terör kurbanı…’ olan bir ülke… 1990’larda, ‘Körfez
Krizi’ Ve Irak’ın günümüzdeki, ‘istikrarsız yönetimi’ Suriye, bir
türlü önlenemeyen ‘iç savaşların yerle bir ettiği ülke…’
Irak’ta olduğu gibi Suriye’nin de, ‘demografik yapısını değiştirdiler’
Bütün bunlar, ‘bir senaryonun parçası’ İsrail’in karşısında artık ne
Suriye ve ne de Irak gibi bir ülke yok artık! Türkiye’yi de, 40
yıldır, bitmeyen acılarla/ terör belasıyla tehdit etmeye çalışıyorlar.
Ama nafile…
ABD’nin, Doğu Akdeniz’e yerleşme stratejisi ve Yunanistan’ı bir fiil işgali…
Türkiye, bu coğrafyada, ‘siyasi, iktisadi, içtimai ve özellikle de
Savunma Sanayiinde güçlü olmak durumunda…’ En büyük güç de, ‘birlik ve
beraberlikten geçiyor’
Çanakkale’deki ruh ne ise ‘aynı ruha sahip olacağız’
“21 Eylül Tarihi, Dünya Barış Günü!” İçeride ve dışarıda, milletçe
‘Barışı Korumalıyız’
Barışla birlikte ilk hafızalara; ‘huzur, güven, moral, istikrar…’ gelecektir.
Barışla birlikte, ‘kalkınma…’ gelecektir.
Barışla birlikte, ‘sağlık ve esenlik…’ gelecektir.
Geliniz birlikte, “Barışa…” dua edelim. Dikkatinizi çekmek isterim,
‘aman ha, şerre dua etmeyelim’
Bugün, 21 Eylül Alzheimer Günü…
Nahl Suresi 70. Ayeti okuyorum;
“Allah sizi yarattı, sonra da sizi O öldürecek. İçinizden kimi de en
düşük ihtiyarlığa çevrilir ki,
(daha önce) bilgi sahibi olduktan sonra (artık unutup) bilmez olsun.
Gerçekten Allah Âlim’dir. Kadir’dir.” Alzheimer Hastalığı (Alzaymır
okunur) ileri yaşın getirdiği bir hastalıktır.
Marifet sahibi insanlar, bilge insanlar, zarif ve kibar insanlar… Bir
zaman geliyor, ‘ömrünün en düşkün/ en fena çağına ulaştırılıyor’
Çok muhterem insanlar biliriz! Derinden bir ah çekeriz…
Nereden nerelere… İnsan, ‘ne oldum değil, ne olacağım!’ demeli.
23 Eylül Tarihi… Gündüz ve Gecenin Eşit olduğu/ Ekinoks...
Artık, ‘geceler uzanmaya…’ başlayacak!
Artık şimdiden, “Kış Sohbetlerine Merhaba…” diyelim. Günleriniz her
daim aydınlık olsun.
Sağlık ve Esenlikle Kalınız.