Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Ahlat'tan Harput'a

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Malazgirt Zaferinin 951. Yılındayız.
Anadolu’yu bizlere ‘ebedi yurt/ Vatan’ yapan tarihi büyük zafer!
Bu tarihi zaferi, her geçen yıl daha arzulu, daha içten, daha duyarlı idrak edeceğiz!
Geçmişe doğru gidiyorum.
1071 tarihi, Malazgirt Zaferinin 900. Yıldönümü…
Bu kutlu Zafere, Bayrak Şairimiz Arif Nihat Asya ve Destanların Efendisi Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu ’da katılıyorlar.
Arif Nihat Asya’nın, “Alparslan” şiiri yüreklerinizi titretiyor;
“Torunlarım dört yana kol kol gitsin;
Malazgirt’ten İstanbul’a yol gitsin!
Gelip sana çarpan gücü, yavaştan
Anlamazsa, haritadan sil, gitsin!

Şehitlerim, Tanrı’ya, al al, gitsin,
Yaralıma su verene bal gitsin!”
Bu kutlu şiir bizleri, o ruhani havayı yaşatırcasına devam ediyor.
Destan Şairimiz Niyazi Yıldırım’ın, “Malazgirt Marşını” her birimiz biliriz;
“Aylardan Ağustos, günlerden Cuma
Gün doğmadan evvel iklim-i Rum’a
Bozkurtlar ordusu geçti hücuma
Yeni bir şevk ile gürledi gökler
Ya Allah… Bismillah… Allahûekber…”

O şevkle, Malazgirt Zaferinin 937. Yıldönümünü kutlamak için Elazığ’dan; Şair, Yazar, Akademisyen arkadaşlarla birlikte, 2008 yılında Malazgirt’teyiz. Elazığ Belediyesinin, ‘mehter takımı’ aramızda!
Bu bir, Elazığ- Muş buluşması… Dönemin Muş Valisi, Erdoğan Bektaş, büyük bir gayret ve heyecanla, Malazgirt Zaferini yaşayarak kutlama arzusunu hayata geçiriyorlar.
“Malazgirt’ten İstanbul’un Fethine… Çanakkale’den Kocatepe’ye…” 
2008 yılı Muş Belediye Başkanı Necmettin Dede’nin bir sözü var;
“Malazgirt’i Hristiyan dünyası kazansaydı, burayı kendilerine ‘kıble’ yaparlardı!”
Anadolu’yu bizlere ebedi vatan yapan bir zafer, ‘bütün gönüllerde…’ yaşatılmalıdır.
Çanakkale’ye de, Malazgirt’e de; 81 İlimizden gezi programları düzenlenmelidir…
Tarihe karşı duyarlı olmalıyız! Tarih şuuru olmadan, ‘millet’ olamayız.

Malazgirt, Allah’a hamd olsun, Cumhurbaşkanlığı himayelerinde kutlanıyor/ idrak ediliyor.
Ahlat’a daha fazla önem verilmeye başlandı. 25 Ağustos 2020’de, Ahlat Köşkü açıldı…
Ahlat’ı ben, tarihi Türk Şehri, ‘Ötüken’e benzetirim. 
Ötüken bu milletin soluklandığı, ‘kutlu Şehir’
Anadolu’nun, Ötüken’i; Ahlat, sen ne mübarek bir beldesin…
O dönem de, Ahlat Denizi olarak da bilinen, ‘Van Gölü’nü, izin verirseniz, 
Tarihimizin kutlu Gölü, “Isık Göle” benzetirim.
Bu vesileyle Ahlat’tan da biraz bahsedelim.
 “Çağrı Bey ilk olarak Ahlat’ta konaklayacak ve burayı Türk Yurdu yapmaya karar verecekler!” Kutlu bir niyet, salih bir istikamet… Dağlar yürüyecekti artık…
Alparslan’ın Babası Çağrı ve kardeşi Tuğrul Beylerinin duruşunu;
Bilge Kaan ile kardeşi Kültüğün’e benzetirim!
Kardeşler arasındaki, ‘birlik ve beraberlik’ güçtür, kuvvettir, bilgeliktir, devlet için ahenktir.
Belh, Buhara ve Ahlak Şehirleri Türk İslâm Âleminde; “Kubbet-ül İslâm Şehri” olarak anılırlar. 
O yüzyıllarda, büyük âlimlerin, mütefekkirlerin, sanatkârların yetiştiği şehirlerdir.

Ahlat’ta şöyle bir soluklanınız…
Coğrafyanın konumunu tarih ile bütünleştirerek tefekkür ediniz.
“Çağrı Bey Ahlat’ta konakladı ve Türk Yurdu…” yaptılar.
“Alparslan tarihi karargâhını burada kurdu…” Burada soluklandı!
“Malazgirt Zaferinde Şehadet Şerbetini içen askerler buraya defnedildiler!”
Osman Gazi’nin babası, Ertuğrul Bey Ahlat doğumludur. Çocukluk yılları burada, bu mümbit topraklarda geçecektir. Büyük hayallerini burada yeşertecektir.
Osmanlıların da ilk yerleşim yerleri Ahlat’tır.
Osmanlılar ve bizler Ahlat Şehri için, “Ata Şehrimiz!” diyoruz.
Evliya Çelebi Ahlat için, “Oğuz taifesi şehri” diyecekler.
Ahlat günümüzde de, “açık hava müzesi ve kümbetler şehridir!”
Ahlat taşları ve Selçuklu motifi bizim ruhumuzun desenidir.
“Ahlat’tan Harput’a” isimli şiirimizde şöyle deriz;
“Bir ulu rüzgar; Ahlat’tan Harput’a
Kubbet-ül İslâm Şehrinden merhaba…
Yürür, dalga dalga dağ gibi ordu
Çağ yürür, fersah fersah fetihlerle
O aşk ile Malazgirt Meydanında;
Düşünürüm at kişnemelerini,
Kılıç seslerini, nağralarını…
Dinlerim asırların müjdesini,
O müjde ile açar gözlerini,
Yirmibirinci asrın vuslat şehri…”
Harput, Malazgirt Zaferinden (1071) hemen sonra 1085 tarihinde fethedilecektir.
Haçlı Seferleri (1096-1270)’inde, Türk- İslâm Âleminin önemli merkezi konumuna gelecektir.
O ruhani iklimi, Ahlat’tan Harput’a doğru yol aldığınızda yaşarsınız!
Harput/ Elazığ’da, “Türk Birliğinin…” önemli bir nişanı, izdüşümü olabilecek;
Uluslararası Türkiye- Azerbaycan Üniversitesinin…” kurulması en büyük dileğimizdir.
 

Yazarın Diğer Yazıları