Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

15 Temmuz'u Tefekkür

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

“15 Temmuz Ruhu…”  O ruh, “Çanakkale Ruhudur!”
İşte O ruh,  “milleti, millet yapan…” ruhtur.
Aman ha! O ruhu kaybetmeyelim. O ruhu birlikte tefekkür edelim!
Yahya Kemal’in, o ruhu ifade eden şiiri,
“Tâ ki yükselsin ezanlarla müeyyed namın
Galip et, çünkü bu son ordusudur İslâm’ın.”
Akif’in aynı ruhla/ tefekkür ile yazdığı şiirinde;
“Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi
Bedrin aslanları bu kadar şanlı idi”
Şiir için bizler, “nutk-u ilahi…” diyoruz.
Şuna inanıyorum ki, o seçilmiş; “ilahi filtreden…” geçilmiş mısralar,
“ilham kaynağını…” Yüce Yaratan’dan alıyor.
Kur’an buyuruyor; Öyle ya, kim Allah’a ve Peygambere itaat ederse,
İşte onlar Allah’ın kendilerine nimet sunduğu Peygamberler,
Sıddıklar, Şehitler ve Salihlerle beraberdirler.
Bunlar ise ne güzel arkadaşlardır.” (Nisa, 69)
Anadolu Coğrafyası, hala günümüzde de, “İslâm’ın Son Kalesidir!”
Gönül Coğrafyamın bütün nazarları, bu coğrafya üzerindedir.
Sevgimiz, muhabbetimiz sadece, “Allah Rızası için…” olacaktır!
İnancımız, “Birlikte Rahmet; Ayrılıkta Azap Var!” buyuruyor.
Bir olmak, “İri Olmak, Diri Olmaktır…”
Öyle bir tefekkürle tarihi içinize sindirerek okuyun ki;
“Bedir’den Malazgirt’e geldik…
Malazgirt’ten (1071) asırlara yelken açtık!
Bir Çağ açıp, bir Çağ kapatan Fatih ne diyor;
“İmtisâl-i  “cih’ad-ı fillâh” oluptur niyyetim
Dîn-i İslâmın mücerred gayretidir gayretim”
Bin yılı aşan, “o gayret ve hayret!”
Bu milleti, “Çanakkale’ye…” getirdi!
“Kıyama kalktı!” ilahi vecdi, orada tattı…
İnşallah o ruhun dirilişindeyiz! “Diriliş!” 21. Asrın da özlemidir…

DARBENİN FATURASI!
15 Temmuz Darbesinin bu ülkeye faturası ne kadardı?
Bakan Bülent Tüfenkçi, “Türk Ekonomisine…” faturasının;
“300 milyar lira…” olduğunu açıklıyorlardı!
Bu rakamın daha da artabileceğini belirttiler!
Peki,  “kişi başına düşen…” rakam, “3 bin 850 lira…”
Bunun anlamı, darbeyle bu milletin, “hürriyetine…” 
“Geleceğine, ilmine, irfanına, marifetine…” kast edildiği gibi,
“Ekmeğine de…” kast ettiler! Sadece o kadar mı?
“sivil hayata da…” hür düşünce ve iradeye de kastettiler!
Bu milletin, “güvenilir!” olan inancına da kastettiler!
O kadar büyük bir tahribat meydana getirdiniz ki?
Bir şiirimizde ne diyoruz?
“Uçun uçun dalgalar; köpükten alevlerle
Yüklenin buzdağına, kâinat üşümekte!”
Temmuz sıcağında, “zemheriyi…” yaşattılar!
Tek reçete, tek çıkış yolumuz, milletçe tek kurtuluşumuz;

BU MİLLET…
15 Temmuz ihanetinin üzerinden 5 yıl geçti… Şu gerçeği gördük;
Bu milletin basireti o kadar açık, sağduyusu o kadar güçlü ki,
15 Temmuz İhanetini, “yerle bir etti!”
Bu ihanetin adı, “küresel darbe!”
Türk Milletine, “onun varlığına…” yapılmış bir darbedir!
Anadolu Coğrafyası,  “Türk ve İslam Âleminin en önemli Kalesi…”
O, Kale yıkıldığında; Allah korusun; “büyük bir felaket…” yaşanır.

Bu millet, 15 Temmuz’da; “darbelere karşı…” durdu!
O duruşta,  “Milli Mücadele ruhunu…” okumalıyız!
O duruşta, Allah Resulü ’nün (sav) Sevr Mağarasında;
“Ey Ebû Bekir, korkma! Hiç şüphesiz Allâh bizimledir!” 
O ses, yerleri ve gökleri öylesine titretti ki;
“Doğrusu Kitap’ı Biz indirdik, onun koruyucusu elbette Biziz.” (Hicr, 9)
Anadolu Coğrafyasının, “manevi zırhının…” olduğuna inanırım!
O mel’un, “küresel güçler…” şunu iyi anlamalılar;
“Onlar ağızlarıyla Allah’ın nûrunu söndürmek istiyorlar.
Hâlbuki kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır” (Saff, 8)

 “15 Temmuz’u iyi okuyalım…”
15 Temmuz’da; bu millet, “tarihi bir tuzağı…” bozmuştur!
O tuzak,  “kendi ellerine ve boyunlarına…” dolanmıştır!
780 bin km2’de, 83 milyon insanımızla; “BİR VE DİRİ OLACAĞIZ!”
Her türlü, “akıl almaz oyunlara…” ve tuzaklara karşı; “Ordu-Millet Elele…” diyeceğiz!
“Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır
Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.”
En ulu kutsallarımızla birlikte haykıracağız;
“Bir Bayrak İçin, Bir Vatan İçin, Tek Bir Millet, Tek Bir Devlet İçin…”
Şehitlerimiz, “şahadetimizdir…” diyeceğiz.

Ali İmran Suresi 103 ayette şöyle buyrulur;
“Hep birlikte Allah’ın ipine (İslam’a) sımsıkı yapışın; parçalanmayın.
Allah’ın size olan nimetini hatırlayın;
Hani siz birbirinize düşman kişiler idiniz de;  O, gönüllerinizi birleştirmişti
Ve O’nun nimeti sayesinde kardeş kimseler olmuştunuz.
Yine siz ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi O kurtarmıştı.
İşte Allah size ayetlerini böyle açıklar ki doğru yolu bulasınız.” (Al-i İmran, 103)
Bu ayeti tefekkür edelim… Bu ayet, “asırlara…” çağrı ayetidir!
Bu ayet bizleri,  “ilim, hikmet ve marifetle…” olgunlaştırıyor!
Bu ayet bizleri, “kardeşlik ruhuyla…” geleceğe/ ufka hazırlıyor!
İnancımız, “kendin ol ve kurtul!” diyor!

Fitne, fesat oyunu/ ve o oyunun akıl almaz tuzakları her zaman oldu/ olacak!
Bu millet tarihinde,  “uçurumun kenarlarına…” kadar geldi!
Bu millet tarihinde,  “ateşten gömlekler…” giydi!
Bu millet tarihinin,  “en zor meydanlarını…” yaşadı!
Bu millet tarihinde,  “defalarca kuşatma altına…” alındı!
Bütün bu sıkıntılardan,  Allah’ın yardımıyla kendisini kurtardı!
O kurtuluşun reçetesi,  “Hep birlikte, Allah’ın ipine sarılmak…”
“Allah’a ve Resulüne itaat etmek…”
“Aynı saflarda yer almak…” gafil olmamaktır
Hz. Ali (kv.) ne buyuruyorlar;
Kalp gafil olunca, gözün görmesinde,
Ve kulağın işitmesinde bir fayda yoktur!”
Gafiller için ‘yaşayan ölüler…’ diyoruz!
İnancımız bizlere aman ha,  ‘gaflette olma’ diyor
Gaflette olan, “Allahû te’alayı, emir ve yasaklarını unutan kimse!”
“Parçalanmamak ve bölünmemek!”
İslam’ın getirdiği, “kardeşlik hukuku!”
O  mükemmel kardeşlik hukuku, “Birlik Ruhunu…” tutuşturacaktır.

 “Şüphesiz ki o Zikr’i (Kur’an’ı) biz indirdik biz!
Onun koruyucusu da elbette biziz.” (Hicri, 9)
Bu millet tarihi boyunca sadece; “Allah’a kul oldu!”
Kulluk nedir; “teslimiyettir”  “takvadır!”
Kulluk nedir; “hürriyetin…” ta kendisidir.
İşte,  “Müslüman’ın İradesi!”
O irade,  “cehaletin ve taassubun…” karşısında oldu!
O irade, “tembelliğin/ veya ataletin…” karşısında oldu!
O irade,  “gafletin ve esaretin…” karşısında oldu!

21 Asırla, 13 Asır arasında önemli benzerlikler!
Geliniz, 13. asrı (1200’lü yılları…) gözlerinizin önüne getiriniz!
Bir yanda,  Anadolu’yu kasıp kavuran; “Moğol İstilası…”
Bir yanda,  Haçlı Seferleri (1096-1270)
Aynı dönemde,  “Yunus’un Dili…” 
Aynı dönemde,  “Mevlana’nın Gönül Dünyası…”
Aynı dönemde,  “Ahi Evran…” 
Ve diğer gönül erenleri… Ve diğer, hak âşıkları…
Bu asır, Anadolu’nun “Rönesans’ı” olarak bilinir.
Asıl, “fütuhat asrı…”
Geleceği yoğuran asırda diyebiliriz, bu asır için!
İnşirah Suresi 5-6 ayetlerde şöyle buyrulur;
“Zorlukla beraber kolaylık vardır.
Evet, zorlukla beraber kolaylık vardır.” 
Zorluklar ve sıkıntılarla birlikte; “sabır ve tahammül…”
Milletçe irademiz, ‘büyük idealler/ büyük ufuklar’ 
 

Yazarın Diğer Yazıları