Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

10 Ocak ve Basın Müzesi

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

10 Ocak tarihi, Basın tarihimizde; “Çalışan Gazeteciler Günü!” olarak
idrak edilir.
Bu gün özelliklede, Anadolu Şehirlerinde bir bayram havası niteliğinde
idrak edilir.
Elâzığ Şehrimizde de, yıllar yılı bu güzel gelenek tabir yerinde ise
‘bir şölen havası içerisinde devam ediyor…’
Kuruluşu 20 Nisan 1988 tarihine kadar uzanan Fırat Havzası Gazeteciler
Cemiyeti Elâzığ Şehrimizde Basın Kuruluşlarımızı bir çatı altında
toplayan güzide bir kuruluşumuz… 27 Ekim 1997-30 Ocak 2002 tarihleri
ile 2005 yılı içerisinde Başkanlığını, basın mensubu arkadaşlarımızla
birlikte yürüttüğümüz Fırat Havzası Gazeteciler Cemiyeti, 2023
tarihinde; ‘kuruluşunun 35. Yılını idrak ediyor…’
Elâzığ Şehrini her zaman için, Doğu Anadolu Bölgemizin, “Bab-ı
Âli’si…” olarak düşünmüşümdür.
NGK Anadolu İletişim Lisesi, F.Ü. İletişim Fakültesi ile birlikte;
‘Gazetelerimiz, Radyolarımız, Ulusal Televizyonlarımız ve internet
haber sitelerimiz…’ ile birlikte çok zengin bir basın camiası yüzümüzü
ağartıyor…
Yetişmiş insan gücü çok önemli… Elâzığ Şehrinde abartmadan ifade
etmeliyim, “edebi mahfiller oluşmuştur!” Televizyonlar, Radyolar,
Gazeteler…  Başarılı bir ivme takip ediyorlar…
Bu yıl, “Anadolu Yayıncılar Derneği tarafından hazırlanan medya
ödüllerine Elâzığ Şehrinden Türkiye’nin en iyi radyosu Fırat FM ve
Yılın en iyi yerel gazetesi Turan Gazetesi seçiliyor!”
Bu başarılar, ‘kendi sınırlarını aşan…’ Şehrin başarısı olarak
nitelendirebiliriz.
10 Ocak tarihi, “Çalışan Gazeteciler Günü…” Elâzığ Akgün Otelinde,
Şehrin A Protokolü ile Gönüllü Kuruluşların katılımıyla, rahmetli eski
F.H.G.C. Başkanı eğitimci-Yazar- Şair Şeref Tan’ın o meşhur
dizelerinde, “Birlik ruhu tutuşsun bizim çaydaçıradan!” sözleri bu
şehirde hayat bulmuştur. İnşallah, ‘birlik ruhu içerisinde…’ şehri
birlikte geleceğe taşıyacağız.
Elâzığ Akgün Otel derken hemen hafızalara, “Elâzığ Şehri 1. Ekonomik
Kurultayı…” hafızalara gelir. 2001 Yılının Haziran Ayının şehirdeki o
tarihi coşkusu hiçbir zaman unutulmayacak… Şehir, bütün kurum ve
kuruluşlarıyla bir araya gelerek, “14 sektörde 8 ay süreli mükemmel
bir çalışmayı hayata geçirecekti!” Elâzığ Akgün Oteli de, bu
çalışmanın bir eseridir diyebilirim.
Elâzığ’ın en büyük şansı nedir, “geçmişten günümüze taşıdığı şehir
kültürüdür!”  Harput insanı için kullanılan bir ifade vardır,
“İstanbul Beyefendisi…” Elâzığ Şehri içinde kullanılan yine iki güzel
kavran; “Doğudaki Batı…” ve “Doğu’nun Paris’i…” Bunlar sıradan
söylenmiş sözler değildir.
Cengiz Aytmatov Elâzığ Şehri için, “Türk Dünyasının Manevi Azığı…” diyecekler.
1990’lı yıllardan itibaren rahmetli Şeref Tan’ın Başkanlığında,
F.H.G.C’nin yönetiminde yer alacaktık. Bu yıllardan itibaren
F.H.G.Cemiyeti, “şehrin bir aydın okulu…” olacaktı. Ulusal ve
Uluslararası bütün organizasyonlarda, aktif olarak yer alacaktı. Bir
bakıma, ‘şehirle de bütünleşecekti…’
Güzel bir ahengi yakalayacaktı…
Bazı sağlıklı yorumları getirebilmemiz için Türkiye’de ve dünyada,
‘basın tarihini ve gelişim seyrini iyi bilmeliyiz’ O değerler üzerinde
çalışmalarımızı inşa etmeliyiz.
1860 yıllarının en önemli tarafı, “Vilayet Matbaalarının Kurulmasıdır!”
Vilayet Matbaalarında çıkacak gazeteler, Anadolu Coğrafyasında “millî
Mücadelenin Sesi…” olacak!
1864 tarihinde, “Vilayet Nizamnamesi…” çıkarılacaktır. “7 Kasım
1864’te çıkarılan Vilayet Nizamnamesi ile Osmanlı eyalet sisteminden,
Vilayet sistemine geçilmiş ve bütün Vilayetlerde; Birer gazete
çıkarılmasına ön ayak olunmuştur”
Bu yasal değişiklikle, Vilayetler kendi ihtiyaçlarını karşılamak için;
”basımevi kurmuşlar” Bu basımevleri, “yerel gazetelerin…”
çıkarılmasında önemli adım sayılır
Elazığ ve dolayısıyla Harput, Anadolu coğrafyasının;  Bilim, Kültür,
Sanat ve Edebiyat Merkezidir! Elazığ’ın basın tarihini, 1860’lı
yıllara kadar götürebiliriz.1860 tarihinde, ‘vilayet matbaaları’
kurulur.
1866 tarihine geldiğimizde; dönemin valisi, Hacı İzzet Paşa’nın;
Gayret, yardım ve teşvikleriyle Müslefzade Rıza Efendi tarafından;
Harput’ta ilk basımevi kurtulur!
Bu Basımevinde ilk olarak da, Müftü Hacı Ömer Efendi’nin; “Kaside-i
Bürde” isimli eseri yayınlanır…
1883 tarihinde; günümüzden 140 yıl önce;  Vali Hasan Refik Bey
zamanında Vilayet Matbaasında; “Mamurat’ül Aziz Gazetesi…”
yayınlanacaktır!
Çırpanizade Ali Haydar Bey Mamurat’ül Aziz Gazetesini dönemin ‘Edebi
Mahfiline dönüştürecektir. Mamurat’ül Aziz Gazetesi, Fikri, Edebi
zenginliği ve kalitesi itibariyle;
İstanbul’da Ahmet Mithat Efendinin İstanbul’da çıkardığı; “Tercüman-ı
Hakikat” Gazetesi ile yarışmaktadır! Yurdal Demirel’in de ifade
ettikleri gibi, “Hacı Hayri Bey’in görev yaptığı yıllarda
Mamurat’ül-Aziz Gazetesinin içeriği büyük ölçüde değişmiştir. Bu
dönemde gazete edebi, içtimaî yazılar, şiirler ve mizahî hikâyelerin
bol olduğu bir kültür-sanat gazetesi hüviyeti almıştır.”
Bu dönemin Harput’unda; Harputlu Rahmi Harputi, Süleyman Faik Bey,
Hacı Hayri Bey, Çırpanizade Ali Haydar Bey,  Bedii Nuri Bey, Osman
Faik Bey, Osman Remzi Bey isimlerini söyleyebiliriz! Elazığ’da, yazılı
basındaki, ‘edebi dokunun’ günümüze kadar varlığını koruduğunu
söylememiz mümkündür. Bizler, Anadolu Basını için, ‘Gazi Basını’
deriz. 1922 tarihinde, Hulusi Yetişkin tarafından çıkarılan, Satvet-i
Milliye Gazetesi; Milli Mücadele Hareketinin Elazığ’da sözcüsü
durumundadır!
Yerel Gazeteler ve Dergiler, ‘basınımızın ilk cazibe merkezleri…’
Ahmet Kabaklı, Cemil Meriç, Elmas Yıldırım, Ali Rıza Alp, Niyazi
Yıldırım Gençosmanoğlu, Fikret Memişoğlu, Nurettin Ardıçoğlu, İshak
Sunguroğlu vesaire Elâzığ ve Türkiye’nin yakından bildiği isimlerdir.
O sosyal ve kültürel zenginliği bu aydınları/ münevverleri,
“Uluslararası Hazar Şiir Akşamları, Türk Dünyası Hizmet Ödülleri,
Kardeş Şehirler Projesi ile…” Gönül Coğrafyamıza taşıyacaktır. Bütün
bu faaliyetlerin içerisinde, Elâzığ Basınımızda büyük gayretlerle
görevler üstlenmişlerdir.
Elâzığ Belediye Başkanı Sayın Şahin Şerifoğlularının öncülüğünde,
“Elâzığ Basın Müzesinin bu şehre kazandırılması…” çok önemlidir. Müze
marifetiyle, 1860’lerden yola çıkarak günümüze doğru bir zaman
yolculuğunu yapacağız. O yolculukta, Elâzığ Basınındaki, takriben 143
yıllık teknolojik gelişimi de görmüş olacağız.
Bizde ilk fikir gazetesi Tercümanı Ahval Gazetesi 21 Ekim 1860
tarihinden itibaren yayınlanmaya başlarken, Avrupa’da basın tarihi 18.
yy’in başlarına kadar uzanır. Bizlerden takriben 150 yıl önce…
18. yy Avrupa’da, “Modern Basın Dönemi” olarak anılır. Bu dönem aynı
zamanda Avrupa’da, “Aydınlanma Çağıdır” Bizde ilk gazeteciler; “Agâh
Efendi, Şinasi, Namık Kemal, Ziya Paşa, Ahmet Mithat Efendi…”
isimleriyle anılıyorsa; İngiltere’de de; “Daniel Defoe, Joseph
Addison, Jonathan Swift Ve Richard Steele” gibi yetenekli
gazetecilerle anılır
Gazeteler, ‘edebi mahfiller’ olarak anılırlar… Aynı zamanda okuma
Kültürünün beslendiği mahfiller… “1777’de İngiltere’de toplam gazete
satışı 11 milyondur!” İngiltere’de ilk sürekli günlük gazete, “11 Mart
1702’de; Elizabeth Mallet tarafından yayımlan The Daily Courant
(günlük Akım)dır”
 İngiltere’de politik olaylar üzerinde düzenli yazma geleneği; “Daniel
Defoe ile başlamıştır” Nesir ve nazım alanında çeşitli eleştiri
yazıları ve romanlarıyla bilinen; Daniel Defoe 10 Şubat 1704 tarihinde
The Review adlı gazeteyi çıkaracaktır.
Bizde, ilk fikir gazeteciliği, İngiltere’den “150 yıl sonra
gelecektir…” O kültürü aldık ama ‘yerel basında…’ o güçlü altyapıyı
hazırlayamadık! Yerel Yönetimlerin ‘destekleri…’ çok önemlidir.
Günümüzde de, ‘dergiler ve gazeteler…’ şehrin edebi mahfilleridir…
Yerel Basın ne kadar güçlü olursa, şehirde her bakımdan o kadar güçlü,
güvenilir, moral kaynaklarına sahip olur. Daha nice yıllara selam ve
muhabbetle

Yazarın Diğer Yazıları