Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

10 OCAK'TA, YEREL BASINI KONUŞALIM!

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur


10 Ocak, ‘GAZETECİLER CÜNÜ’
Geliniz, ‘tarihimizi, kimliğimizi, geleneklerimizi, bugünümüzü’ konuşalım’
Genelden özele yürüyerek, ‘YERELİ’  konuşalım
Aramızdan ayrılanları konuşalım!
140 yılı aşan meslek tarihimizi konuşalım!
Birlikte, bir araya gelerek dertleşelim…

Basın Tarihimizde,  “1860 yılları…” önemlidir.
İlk fikir gazetesi, “Türcüman-ı Ahval”
21 Ekim 1860 tarihinde yayın hayatına başlayacaktır…
7 Kasım 1864 tarihinde; “Vilayet Nizamnamesi…” yayınlanır.
Bu nizamname ile Osmanlı Devleti;
“Eyalet sisteminden, Vilayet sistemine…” geçecektir.
Bu nizamname ile her Vilayette; “Basımevleri…” kuruluyordu!
Basımevleri, “Vilayet Gazetelerinin…” alt yapılarını oluşturacaktır.
Vilayet Gazeteleri de; “Anadolu Basınına…” öncülük edecektir.

Anadolu Basınına,  “gazi basını da…” diyebiliriz!
Milli Mücadelenin ruhunda; “kalem ve süngü!” birarada!
Anadolu’mda, Türkçe; “Ses Bayrağım…” olmuştur
Gazeteler bir büyük gayeyi omuzlamışlar.
Sadece Anadolu ‘mu?
“Musul’da, Kudis’te, Hicaz’da, Beyrut’ta, Tuna’da, Şam’da,
Trablusgarp’da, Halep’te, Girit’te;
İşkodra’da, Yanya’da, Selanik’te, Bağdat’ta, Prizren’de, Yemen’de;
Hersek’te, Priştine’de, Üsküp’te, Rodos’ta,  Manastır’da…”
TÜRKÇE GAZETELER YAYINLANIR!
Bu nedir?
Coğrafyanın sesidir!
O kadar güçlü bir sestir ki;
O seste;  “vatan vardır, bayrak vardır, milletin iradesi vardır!”
Anadolu;  “o sesle…” bir daha bayraklaşacaktı!

Büyük bir gurur ve iftiharla haykırıyorum;
“BİZLER, YEREL BASINIZ!”
Bizler efendim;
“YÜZDE YÜZ MİLLİYİZ!”
Her türlü zorluğa karşı;
“AYAKTA KALMASINI BİLDİK!”
Bütün kavgamız da,
Bu milletin,  “İSTİKBALİ VE İSTİKLALİ VARDUR!”
Bizler,  “bir yürek ve bir akılız!”

Şöyle derinden bir, “AH!” çeksem, yerinde midir?
Amatör bir ruha ve İdeal bir yapıya sahip olan; “ANADOLU BASIN!”
Hak ettiği yerde/ veya yerlerde değil!
“500 ila 1500 arasında…” Baskı Sayısı!
Bu hüznümün en büyük tablosudur!
500 baskı sayısı;  “5 binlerde…”
1500 baskı sayısı,  “15 binlerde…” olmalı!
Anadolu’da,  “milli mücadele ruhunu…”
O ruhun zevkini, gerektiğinde “öfkesini…” nasıl yaşatacaksınız?
Çanakkale misali nasıl,  “kıyamda…” duracaksınız?
Daha güçlü olarak…
O güç nedir?
Bizim, canımız ve gönlümüz, vicdanımızın sesi olan; “İNSANIMIZ!”


Gelişmiş Ülkelere gittiniz mi?
O ülkelerde,  “yerel/ mahalli basın…” o kadar güçlüdür ki?
Her iki kişiye; bir gazete düşer!
Bunun adı/ veya ismi nedir?
“SAHİPLENMEDİR!”
Gerçekte, “sahiplendiği!” kendi kimliği, bilumum değerleridir…
Bi istisna, “geleceğidir!”

1975 ’lerden bugünlere;  “yerel basınımızda…”
“40 yıldır…” yazmaya çalışıyoruz!
Yerel Basınımızı;  “şehrin hafızası…” olarak da tanımlarız!
O hafıza,  “dilimiz, kültürümüz, irfanımız, tarihimiz…”
Geleceğe ışık tutabilecek,  “aynamız…”
Maziyi bugünlere yaklaştıran,  “ufkumuz…”
Bir şiirimizde ne diyoruz;
“Ordadır; dilim, duygum heyecanım
Ordadır; tarihim, kültürüm, anım
Oralarda ara beni, sor beni?
Ordadır; kimliğim, tavrım, divanım
Ordadır; kalemim, silgim, vicdanım
Oralarda ara beni, sor beni?”

Daha güçlü bir şehir,
Daha güçlü bir, Türkiye için…
“Gözüm, kulağım, vicdanım…” diyebileceğimiz;
“Daha Güçlü…” bir basın!
Biz,  “milliyiz…” efendim!
Biz,  “bu milletin sesiyiz…” efendmi!
O SESE, ARTIK KULAK VERİNİZ!
GÖNLÜNÜZÜ, UFKUNUZU, YÜREĞİNİZİ VERİNİZ!
“Birlik ateşi hiç sönmesin…” efendim!
“Yerel Basınımz!” sizlerin yüreğinden yükselen sestir!
Orhan Şaik Gökyay ne diyorlar?
“Gökyay'ım ne yazsan ziyade değil,
Bu sevgi bir kuru ifade değil,
Sencileyin hasmı rüyada değil,
Topun namlusundan görenlerindir.”

Sadece,  “şehrimi ve insanımı…” tefekkür ederek yazıyoruz!
Yazarken de,  “yerel basınımız!” asla layık olduğu yerlerde değil?
O daha güçlü olabilmeli…
Onun güçlü olması; “şehrin güçlü…” olmasıdır, efendim!
O güç,  “milli ve manevi…” bir gücün adıdır, vesselam.

 

Yazarın Diğer Yazıları