Peygamber Efendimiz (s.a.s.) hadis-i şeriflerinde; iman iki kısımdır, yarısı “sabır’’ yarısı ‘’şükür”dür buyurur. İnsan yaşamı boyunca birçok imtihanla muhatap olur. Bunlar karşısında zaman zaman acizliğinden, aceleciliğinden farkında olmadan söylenir de durur? Sabır gösterip haline şükür etmeyi unutur. İnsan sadece zorluklar karşısında değil hayatın her anında sabır etmesini bilmelidir. Sabır gerektiren durumlar için Kur’an-ı Kerim de insana başına gelene sabretmesi gerektiği bildirilir.
İnsan bu dünya hayatında bazen iyi bir yaşam sürer bazen de sıkıntı ve çaresizlik içerisinde hayatını sürdürür. Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerimde, insanı çeşitli belâ ve musibetlerle sınava tabi tutacağını haber vermiştir. ''Ant olsun ki sizi biraz korku ve açlıkla, bir de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek deneriz. Sabredenleri (sâbirîn) müjdele.” Ayette müminlerin ileride karşılaşacakları sınama amaçlı başlarına gelecek ölüm, hastalık, korku, açlık, üzüntü ve yoksunluk gibi bir musibetlerden söz ediliyor. Ayetin devamında ise güzel sabrın ne olduğu öğretilerek nasıl sabredileceği gösteriliyor. Yani sabredenlerin, başlarına bir musibet geldiği zaman, "Biz şüphesiz (her şeyimizle) Allah'a aitiz ve şüphesiz O'na döneceğiz" diyenler oldukları açıklanıyor. Bundan kasıt ise, kendilerine bir musibet isabet ettiği vakit, “biz Allah'a aitiz ve mutlaka O'na dönüp varacağız” diye Allah'a teslimiyetini arz etmekle kendini teselli ederek sabredilmesidir. "İnnâ lillâhi" demekte mal ve nefis cinsinden her şeyi Allah'a teslim etme, Allah'ın mülkü olan her şeyde istediği gibi tasarrufa hakkı olduğunu ve acı tatlı O'nun hiçbir tasarrufuna itirazın caiz olmayacağını itiraf etme, ilahi tasarrufları (kaza ve kaderi) rıza ve gönül hoşluğu ile karşılama vardır (Recep Önal, Kur’an’da Îmânî ve Ahlâkî Bir Tavır Olarak Sabır, C.Ü, İlahiyat Fakültesi Dergisi, XII/2 2008, s.439-466).
Peygamberler, sabır konusunda en büyük örneklerdir. Onlar, pek çok felâket ve musibetle karşılaşmışlar ve bunların üstesinden sabırla gelmişlerdir: “Senden önce de elçiler yalanlanmıştı. Yalanlamalarına ve eziyet edilmelerine sabrettiler (En’âm, 34). “Sabret, çünkü Allah güzel davrananların ecrini zayi etmez.” (Yûsuf, 114). Hz. Muhammed’in (s.a.v) hayatı sabrın en güzel örnekleriyle doludur.
Mademki rızkı taksim eden O'dur, o halde şikâyet küfürdür. Sabır gerekir. Sabır, genişliğe ulaşmanın anahtarıdır. Allah'tan başka herkes düşmandır. Sen asıl dostu düşmanlara şikâyet eder, halinden sızlanırsın öyle mi? Padişah köleye şikâyet edilir mi? Akıllı ol. (Mevlâna)
Milletçe 6 Şubat’ta yaşanan yüzyılın felaketinden dolayı zor zamanlardan geçiyoruz. Bu zor günlerde birlik ve beraberlik içerinde olup, sabır ve şükür etmemiz gerekiyor. İnşallah hep birlikte bu günleri de geride bırakacağız. Unutmayalım ki sabrın sonu selamettir.
